Turuncu devrimci kimdir?

Adı üzerinde: Ne kırmızıdır ne de sarı; turuncudur. Ne sarıdır ne de mavi; yeşildir. Ne mavidir ne de kırmızı; mordur. 

İktidardan o kadar nefret eder ki, almak istemez. O kadar nefret eder ki, iktidarı kim deviriyorsa onun askeri olur. Yani herkesin askeri olabilir. “Our boys”tur. 

Kurmay değil askerdir; bununla övünür. Kurmaylığı sevmez ama kurmaylar onu sever. İyi kurulur. 

***

Eylemcidir ve sokakçıdır; herkesten daha fazla… Ona göre eylem/sokak araç değil amaçtır. Her eylemin neferidir. Eylemin politikanın devamı olduğunu reddeder; eylem eylemin devamıdır. 

Haklı zemin aramaz; doğuştan haklıdır. Kitle çizgisi izlemez; hatta kitlenin izleyemeyeceği çizgiyi bulma ustasıdır. 

Hedefi daraltmak, mümkün olan en geniş güçlerle birleşmek gibi öneriler korkaklıktır ona göre. Tersine hedef büyültülmeli ve mümkün olan en geniş güçlerle didişilmelidir ki, “kahramanlık” ortaya çıksın. 

“Devrimci strateji yoksa devrimci eylem olmaz” da ne demek, “kervan yolda düzülür”. Lakin ne kervanı vardır ne de yolu. Geriye ne kalıyor? 

Eylemde güç toplamayı ve fayda sağlamayı gözetmekle uğraşmaz Böyle hesap-kitaplar ona göre değildir. Eylem yapamaz hale gelene kadar eylem yapar. Kanının son damlasına kadar… Eylemde sınır tanımaz; dolayısıyla hep yenilir. 

Yenmeye değil, yenilmeye çağırır. Ezmeye değil, ezilmeye çağırır. En devrimci eylem en çok ezildiği eylemdir ona göre. 

Güncel örnek: Taksim’e çıkmayı değil, çıkamamayı sever. Taksim’e çıkmak eylem midir ki; çıkamamaktır eylem!

Bu halk Taksim’in nasıl alınacağını göstermiştir oysa: 1 Haziran 2013. Ama bu onu tatmin etmez. Dedemin bile yaptığı şeyi yapmak devrimcilik olur mu hiç? 

Eylemini yenilgi üzerine kurar; gelsin birileri kurtarsın diye… Kurtarmaz, kurtarılır. Dayak yiyince babasını çağıran çocuk gibidir. Artık o “baba” kimse… Babalar, böyle çocuklarla babalıklarını kanıtlarlar. 

***

Bazen yolu gösterir, hedefi göstermez. Bazen de hedefi gösterir, yolu göstermez. Hedef ile yolu birlikte gösterdiği görülmemiştir. 

“Nereye”ye yanıt verdiği zaman “nasıl”a yanıt vermez; “nasıl”a yanıt verdiği zaman “nereye”ye yanıt vermez. Heisenberg’in belirsizlik ilkesi gibi… 

Laf fizikten açılmışken, bunlar makro-dünya kuantumcularıdır. Gereksiz doğruların adamları… En yanlış, yanlış zamanda söylenmiş doğrudur oysa… Doğruyu yanlış zamanda söyleme ustasıdır. 

F=ma’da ‘a’, E=mc2’de ‘c2’dir; ‘m’leri umursamaz. Böylece kim bilir kimin ‘E’si, ‘F’si olur?  

***

Süzgeci ve zarı yoktur. Her fikir ve herkes gelip geçebilir. Her yol vardır. Dolayısıyla damıtamaz. 

Merkez olmayan komiteyi ve komite olmayan merkezi sever. 

Özgürlüğü sever, zorunluluğu sevmez. Dolayısıyla kavrayamadığı zorunluluğun özgürlükçüsü durumuna düşer. 

Herakleitos’un ırmağına atlar ve akar; suyun yatağıyla ilgilenmez.

11. tezi, yorumlamanın inkârı olarak anlamıştır. 

***

Tehlikeli bir liberalizm türüdür. Neden mi? Çünkü deneyimsiz devrimciliğin kolayca içine sızar ve içine eder! 

Bağışıklığı yok eder; düşmanın en tehlikeli hamlesine zemin hazırlar. 

Virüs gibidir, kısacası… 

Peki, bunlara nasıl karşı konulacak? Kolay değil; ama Türkiye devrimcisi de az deneyimli değildir. Çok çekmiştir, çok biriktirmiştir. Öyle bir ortam yaratacağız ki, böyle palavracı kahramanlar anında sırıtacak.