Sanırım 2010 yılıydı. Bir akademisyen arkadaşımı İstanbul Üniversitesi Beyazıt Kampüsü’nde ziyarete gitmiştim. Kapıda güvenlik görevlisi kimliğime baktı, gülümsedi, buyrun hocam dedi ve ardından “hocam meslektaşız, ben de inşaat mühendisiyim, Isparta Süleyman Demirel İnşaat Mühendisliği mezunuyum” deyince ayaküstü sohbet ettik. Hayrola dedim, neden böyle bir iş, tabii ki derken tahmin ediyordum ve içim acıyordu. “Hocam iş bulamadım, özel güvenlik olunca her zaman bir şekilde iş bulunuyor, ama inşaat mühendisliği öyle değil maalesef”…
Bu kısa sohbet gerçekten benim için, inşaat mühendisi yetiştiren bir bölümde ders veren, öğrenci yetiştiren birisi için gerçekten çok acıydı. Hala anımsarım içim acır. Şimdi ise daha da içim acıyor. Nedeni ise güzel ülkemin güzel ve genç insanlarının işsizliği, özellikle de inşaat mühendislerinin. İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk’ün açıklaması rakamlara çok daha çarpıcı hale getiriyor. Türkiye’de her yıl 10 bin yeni inşaat mühendisi mezun veriliyor. Bu gereksinimin çok ama çok üzerinde. Üstelik insan yaşamıyla bizzat ilgili bir meslekten söz ediyoruz, özellikle de deprem ülkesi Türkiye’de. Çeliktürk şunları ekliyor:
“0-5 yıllık İnşaat Mühendislerinin neredeyse yarısının işsiz olması, yine aynı mesleki tecrübeye sahip genç meslektaşlarımızın çalışan kısmının ise yarıya yakının düşük ücretlerle çalışması ve alınan düşük ücretlerin yanında uzun çalışma saatleri, sağlıksız çalışma koşulları ve güvencesizlik adeta çalışma hayatımızın rutini haline geldi”
İMO Başkanı Taner Yüzgeç ise şunları söylüyor:
“İnşaat mühendisleri açısından 2012 yılında yüzde 6 civarında olan işsizlik oranı, 2020 yılının ilk aylarında yüzde 20 civarlarına yükseldi. Bugün, her 5 inşaat mühendisinden 1’inin, gençler arasında ise her 3 mühendisten 1’inin işsiz olduğu hesaplanıyor.”
Böyle bir işsizlik ortamında, her özel üniversitenin açtığı mühendislik fakültesinde ilk açtığı bölümlerden olan inşaat mühendisliği olduğunda, üniversite sıralamasında 300 bininci öğrenci inşaat mühendisi olduğunda, iş bulabilen inşaat mühendisleri de asgari ücretin 300-500 TL üzerinde iş bulabiliyor, çalışma saatleri 6 gün 10-12 saat haline geliyor. Üstelik yürürlükteki mevzuata göre bir inşaat mühendisi 30 bin metrekareye kadar 5 farklı şantiyenin şantiye şefliğini üstlenebiliyor?
ŞANTİYE ŞEFİNİN SORUMLULUKLARI NEDİR?
Bilindiği üzere TMMOB İMO’nun "Her Şantiyeye Bir Şef" kampanyası var. Peki nereden çıktı bu kampanya. Çok kısaca şantiye şefliğine ilişkin mevzuat hakkında bilgi vereyim. Öncelikle şantiye şefliği nedir onu bir bilelim:
Şantiye şefi;
- Bir binanın tekniğine uygun bir şekilde yapılmasından sorumludur,
- Bir inşaat projesinin, şantiyedeki yönetiminden, işlemlerin planlanması ve koordinasyonundan sorumludur!
Bu iki başlık, özellikle yüzde doksanüçü deprem bölgesinde olan Türkiye için yaşamsal öneme sahip.
Ayrıca şantiye şefi işçi sağlığı ve iş güvenliğinden de sorumludur ve yüzlerce inşaat mühendisi iş cinayetleri veya işyerlerinde yaralanma sonucu açılan ceza ve tazminat davalarında yargılanmaktadır!
İnşaat mühendislerini önce işsizlik, sonra düşük ücretler ve uzun çalışma saatleri, sonra yasal olarak işveren vekili sıfatıyla inanılmaz bir sorumluluk ve iş cinayetlerinde (geçen haftaki yazımda belirttiğim birincilik düşünüldüğünde) mahkemelerde yargılanmak hatta kimi zaman bizzat şantiyelerde ölüm ve yaralanma beklemektedir.
MEVZUATA GÖRE ŞANTİYE ŞEFİ
Öncelikle pek kimse tarafından dikkate alınmayan bir husustan söz etmek isterim. Yapı İşlerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmeliği’ne göre bir inşaat projesinde “sağlık ve güvenlik koordinatörü” atanması gerekmektedir. Bu çoğu durumda iş güvenliği uzmanı değildir. Zira denmektedir ki, sağlık ve güvenlik koordinatörü “proje hazırlık safhasında” ve “proje uygulama safhasında” atanmalıdır. Çoğu durumda bu rol şantiye şeflerinin olmaktadır ve ciddi görevleri bulunmaktadır.
Öte yandan 3 Mart 2019 tarihinde yayımlanan “Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik” şantiye şeflerinin hukuksal statüsünü düzenlemektedir. Zaten çoğu durumda işveren vekili sıfatı taşıyan şantiye şeflerinin, bu yönetmelikte görev, yetki ve sorumlulukları belirlenmiştir. Peki kimler şantiye şefi olabilir? Yönetmeliğe göre Şantiye şefinin;
- Mimar, inşaat mühendisi, makine mühendisi veya elektrik mühendisi,
- Yükseköğrenim kurumunca elektrik mühendisliğine eşdeğerliği bulunduğu kabul edilen elektrik-elektronik mühendisi,
- (a) ve (b) bentlerinde belirtilen mesleklere ilişkin inşaat, makine, elektrik, yapı denetim teknikeri veya bunlara ilişkin teknik öğretmen, olması şarttır.
Burada çok garip bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz. O kadar inşaat mühendisi mezun olmasına karşın, şantiyelerin yarısından azında inşaat mühendisleri şantiye şefi!
TMMOB İMO Şantiye Şefliği Raporu’na göre
“2020 yılına ait yapı ruhsatı verilerine göre, toplam ruhsatlar içerisinde inşaat mühendisi üyelerimizin üstlendikleri şantiye şefliği oranı yüzde 45,8`dir. Oysa, elektrik tesisatı, mekanik tesisat, restorasyon ve elektrik ile mekanik tesisata ilişkin tadilat ruhsatları dışındaki yapı ruhsatlarında şantiye şefi olarak görevlendirilmesi gereken meslek grupları ilgili yönetmelikte tarif edilmektedir. Yine söz konusu rapor ve deneyimlerimiz imzacılık diye tarif ettiğimiz, sadece resmi işlemlerde görünsün diye kâğıt üstünde kalan şantiye şefliğinin ne kadar yaygın olduğunu göstermektedir. “
Belli projelerde (endüstriyel tesisler gibi) şantiye şefinin makine mühendisi veya elektrik/elektronik mühendisi olması özellikle tercih edilebilir, bu işin bir başka boyutu. Ama işsizliğin en yoğun olduğu bir meslek disiplininde, inşaatçılar şantiyelerde çalışmamaktadır.
İkinci gariplik ise TMMOB’nin açtığı dava ile kısmen çözümlenmiştir. O kadar işsiz inşaat mühendisi varken ve tekniker/teknisyen gibi ara eleman gereksinimi de varken, şantiye şefliği teknikerlere ve teknik öğretmenlere verilebilmektedir (en azından öyleydi):
- Danıştay ilgili dairesince “Bu durumda, tekniker ve teknik öğretmenlerin şantiye şefi olarak belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıların büyük bir bölümünde, yeterli objektif bir sınırlandırma ve bilimsel bir kriter getirilmeden şantiye şefliği gibi yapıların, mimari, statik ve her türlü plan, proje, resim ve hesaplarının uygulanması görevini yerine getirmelerine olanak sağlayan düzenlemenin hukuka uygun olmadığı, bu denli geniş bir alanda şantiye şefliği görevinin tekniker ve teknik öğretmene verilemeyeceği sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle Şantiye Şefleri Hakkında Yönetmelik’in 7. maddesinin 9. fıkrasının yürütmesinin durdurulmasına karar verildi.
Ama TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası’nın kampanyasına konu olan garabet hala düzeltilmemiştir. Zira mevzuata göre:
- Şantiye şefi aynı anda en fazla beş ayrı yapım işinin şantiye şefliğini üstlenebilir.
- (4) Mimar veya mühendis unvanlı şantiye şeflerinin aynı anda üstleneceği farklı yapım işlerinin tamamının yapı inşaat alanı toplamı 30.000 metrekareyi geçemez. Ancak yapım işinin tek ruhsata bağlı veya toplu yapı niteliğinde olması halinde yapı inşaat alanı sınırı uygulanmaz. Şantiye şefi tarafından böyle bir yapım işinde görev üstlenilmesi durumunda aynı anda başka bir yapım işinin şantiye şefliği üstlenilemez.
Kısaca mevzuatımıza göre, her biri 6000 metrekare, sözgelimi 10 katlı üçer dörder daireli 5 farklı inşaat şantiyesinde, TEK BİR ŞANTİYE ŞEFİ görevli olabilir! Üstelik sayısı onbinlerle ifade edilen inşaat mühendisleri varken, üstelik deprem ülkesindeyken, üstelik inşaat iş cinayetleri kaza sıklığında dünyada birinciliğe oynarken…
EN TEHLİKELİ VE İNSANI EN YAKINDAN İLGİLENDİREN MESLEKLERDEN BİRİSİ, EN 'İTİBARSIZ”I MI?
Yasal olarak ise, gerçekten ağır bir sorumluluğun altına giren bir inşaat mühendisliğinden, şantiye şefliğinden söz ediyoruz. Pek çok kişinin sandığının aksine, şantiyelerde iş güvenliği uzmanlarının işçi sağlığı ve iş güvenliğinden tek sorumlu kişi olması yanlış. İş güvenliği uzmanları daha çok denetim, gözetim, eğitim, bilgi ve belge takibinden sorumlu ve gerekli uyarıları yapıp, ilgili tespit defterine yazdıklarında sorumluluktan büyük ölçüde kurtuluyorlar. Ancak şantiye şefleri, şantiyede bizzat işveren vekili sıfatıyla işin yapımından, bir başka ifadeyle tekniğe, bilime, işçi sağlığı ve iş güvenliğine uygun bir şekilde yapımından sorumlu, her imalatta imzaları var, sorumlulukları var. Bir “iş kazası”nda sorumlulukları ağır ve zaten yüzlerce belki binlerce şantiye şefi ceza ve hukuk mahkemelerinde sanık sıfatıyla yargılanıyor. Düşünün, beş farklı şantiyenin şantiye şefisiniz, mevzuat buna açıkça izin veriyor, sizin denetim ve gözetiminiz dışında gerçekleşen (maalesef) pek çok olayda bizzat sorumlusunuz. Yapının kalitesi ve iş güvenliği açısından en önemli yerdesiniz ama o an sorumlusu olduğunuz bir başka şantiyedesiniz!
Kesinlikle meslek şovenizmi yaptığım düşünülmesin isterim. Zira bu köşede, kimi zaman motokuryelerden, kimi zaman sağlık emekçilerinden, maden işçilerinden, ofis çalışanlarından söz etmeye çalıştım. Bilişim sektöründe çalışanların sorunlarından, temizlik ve kanalizasyon işçilerine kadar onlarca yazı yazdım, tartıştım. Bir kere de kendi meslektaşlarımdan söz etmeyi mazur göreceğinizi düşünüyorum. Zira gerçekten insanı, insan yaşamını, kent yaşamını ve kentleşmeyi, uygarlığı bizzat yakından ilgilendiren bir meslekten söz ediyoruz. İngilizcesi “civil engineer”, pek çok batı dilinde benzer şekilde (engenheiro civil, ingenieur civil) kullanılıyor. Çok eskiden yazdığım bir yazıda ayrıntısından söz etmiştim, genelde askeriyenin bir parçası olarak ortaya çıkan mühendislik, inşaat mühendisleriyle birlikte “sivil” özellik taşımaya başlıyor ve ayrıca uygarlığı kuran (civilization) teknik elemanlar olarak anılıyorlar. (Bu konuyu ayrıntılı bir başka yazıda tartışma sözü vermiş olayım). Birebir çeviri olarak inşaat mühendisi yerine “construction engineer” yazdığımızda ise, aslında inşaat mühendisliğinin bir alt disiplininden, yapım işinden (benim de uzmanlık alanım olan, yapım, yönetim işinden) söz etmiş oluyoruz. Özetle uygarlığı, insanlık yaşamına yakışık bir geleceği kurma adayı olan, güvenli, sağlıklı projeler yapması beklenen bir meslekten söz ediyoruz. Öte yandan onbinlerce işsiz, asgari ücretin biraz üzerinde, haftada ortalama 60 saat çalışan, mahkemelerde yargılanan bir meslek disiplinin parçasısınız.
Kuşkusuz öncelikle planlı bir ekonomi, merkezi olarak toplumun gereksinimlerine göre planlanmış üniversite kontenjanları ve müfredatı. Ama şimdi ilk adım olarak Her İnşaata Bir Şantiye Şefi!