Bitcoin caiz mi, karlı mı, yatırım yapalım mı… Peki bitcoini üretenler?

Bitcoin 10,000 dolar sınırına ulaştı ve geçti. Bu eğilimin bir süre daha süreceği ardından çöküşe gideceği yolunda pek çok yorum yapılıyor. Tabii bu yorumlar arasında Diyanet de durur mu, hemen yapıştırıveriyor yanıtı. Her konuda ahkam kesen, bütçeden en fazla payı alan kurumların başında gelen Diyanet İşleri Başkanlığı “bir bu eksikti” dedirtircesine Bitcoin hakkında da “fetva” yayınladı:

“Para devletçe bastırılan ve ülke içinde mübadele aracı olarak kullanılan, üzerinde rakamsal değeri yazılı, kağıt ya da metal nesnedir. Sanal para ise arkasında herhangi merkezi bir finansal kurum bulunmaksızın kullanıcılar arasında doğrudan ticari alışverişe imkan tanıyan ve her kullanıcı için özel kriptolanmış/şifrelenmiş para birimidir. Bir para biriminin para hükmünde olabilmesi için ya değerini devlet otoritesinden almalı ya da altın gibi zati bir değere sahip olmalıdır.”

Diyanetin kapatılması, bütçesiyle yoksul halk çocuklarının eğitimine ve sağlığına bütçe ayrılması gerekir diyelim geçelim.

Ortada tam da kapitalizme özgü bir çılgınlık var. Erkin Özalp’in Cumhuriyet’te çıkan röportajı bu bakımdan konuyu özetliyor. Keza benim yine bu köşede daha önceki bir yazımda ayrıntılara girmiştim. Erkin Özalp’ın röportajından şu alıntıyı yapmadan geçmeyelim ama:

“Bu arada, insanlık tarihinin gördüğü en büyük savurganlıklardan biriyle karşı karşıyayız. Şu anda, Bitcoin madenciliği için, yani insanlığa en küçük bir faydası bulunmayan matematiksel işlemlerin bilgisayarlar tarafından yapılması için harcanan yıllık enerji miktarı, Danimarka’nın bir yıllık toplam enerji harcamasını geride bırakmış durumda.”

Yine Cumhuriyet gazetesinden Çiğdem Toker Bitcoin’in nasıl bir savurganlık olduğunun altını çiziyor yazısında:

“- Bir tek Bitcoin işlemi için kullanılan elektrik, bir evin aylık tüketimine yakın.

- Son bir rapora göre bir Bitcoin üretim süreci, Danimarka’nın bir yılda tükettiği elektriği tüketiyor.

- Geçen Kasım ayında yapılan Bitcoin işlemi için gereken güç, 5850 Amerikalının yıllık elektrik kullanımına eşit.”

Yalnızca fosil yakıt tüketimi, hidroelektrik santrallerin bilgisayarları soğutmak ve çalıştırmak için kullanılması; kısacası anlamsız bir enerji sarfiyatı değil mesele, aynı zamanda bu alanda çalışan insanların da tükenmesi, tüketilmesi söz konusu.

İç Moğolistan’da gönüllü bir hapishane

Ordos, Çin’in İç Moğolistan Özerk Bölgesi’nde bulunan bir şehir. Moğolca’da “saraylar” anlamına geliyormuş. Ordos’un bir başka özelliği, bir zamanlar, Çin’in çılgın inşaat yatırımlarının yarattığı “hayalet kentler” arasında yer alması. Çin’de milyonlarca insanın yaşaması için inşa edilen sayısız kent var ve şu anda çoğu hemen hemen boş. Ordos da bu kentler arasındayken, arsa ve gayrimenkul fiyatlarının ucuzluğu ile yavaş yavaş dolmaya başlıyor ve en önemlisi de Bitcoin madencileri burasını keşfedip “bitcoin madenlerini” buraya kaydırıyor.

Ucuz emek, ucuz arsa, ucuz gayrimenkul ve en önemlisi de ucuz elektrik Ordos’a yatırımcıları çekiyor. Bu yatırımcılar arasında Beijing Bitmain Teknologies şirketi de var. Bu şirketin bir şubesi, dünyanın en eski büyük ölçekli Bitcoin madeni olarak çalıştırılıyor. Sürekli elektriğe aç, sürekli bilgisayarların soğutucularının vınlamalarının insan beynini kemirdiği sekiz katlı, 150 metre uzunluğunda, 21 bin bilgisayarın aynı anda çalıştığı, global Bitcoin ağının % 4’ünü oluşturan bir tesis. Daha önceki yazımda da belirttiğim gibi tek amacı bilgisayarları çalıştırıp, bir matematik bulmacasını çözmek! Tüm dünyadaki Bitcoin madencileri her 10 dakikada 12,5 Bitcoin kazanabilmek için kıyasıya bir rekabet halinde. Kimin işlemcisi hızlıysa o kazanıyor, daha fazla işlemci, daha fazla bilgisayar, daha büyük tesis, daha fazla elektrik tüketimi, daha fazla Bitcoin. 365 gün, haftanın yedi günü, günde 24 saat çalışan bir “fabrika”…

Bakım-onarım işçisi Hou Jie, 8 kişilik yatakhanesinde (Aurelien Foucault, Quartz)

İşlemcilerin aşırı ısınmadan dolayı bozulması, soğutucu fanların bozulması gibi sorunlar en sık yaşananlar. Bu bakımdan tamirci teknisyenler sürekli iş başında olmak zorunda, vardiya ve nöbet sistemi var, inanılmaz yoğun bir tempo.

Şöyle açıklayalım yoğunluğu; Hou Jie tesisteki makinaları denetleyen, bozulma durumunda müdahale eden bir teknisyen, Temmuz’un son aylarında tesiste çalışmaya başlamış, Quart Media’nın kendisiyle röportaj yaptığı Ağustos’un son haftalarında hala tesisten dışarıya çıkamamış! İşçiler için izin almak inanılmaz zor, tesis içinde 8 kişiyle paylaştıkları odalarda ranzalarda uyuyorlar. Ailelerini görebilmek, onlarla olabilmek için bazen “uzun” izinler için başvuruyorlar ve bu “uzun” izinler sıraya konuyor; uzun iki gün anlamına geliyor! Fiziksel olarak aşırı yorucu olmadığı söylenebilir belki, ama insanı tüketen bir tempo. Sürekli ve vızıltı, sürekli tetikte olma hali, bir binanın içinde aylar geçirmek, arada cezaevlerinde havalandırmaya çıkar gibi birlikte basket oynamaya çıkmak. Diğer zamanlarda akıllı telefonlarla zaman geçirip ertesi günü beklemek.

Bitmain tesisinde işçilerin tek sosyalliği olan tek bir basket potası (Aurelien Foucault, Quartz)

Ordos kentinde faaliyet gösteren pek çok kömür madeni (özel maden) kömür fiyatlarının düşmesiyle burasını tek etmiş. Şu anda Çin’in en büyük açık ocak kömür madeni Haerwusu faaliyetine devam ederken, pek çok boş araziye ve tesise kimya firmaları göz dikmiş. Yüksek düzeyde hava kirliliği ve kimyasal salınım yapacak tesisler için bu görece boş bölge oldukça cazip. Ama en önemli cazibe ucuz elektrik. Kömürle çalışan elektrik santralleri sürekli ve istikrarlı enerji sağladığı için Bitcoin madenciliği için de tercih edilen bir yer Ordos ve çevresi. Tabii ki ucuz emek gücü için de!

Kömür madenlerinde çalışan işçilerin ortalama aylıklarının 300 dolar olduğu, Bitcoin işçilerinin ise 600 dolar civarında ücretlerle çalıştığı söyleniyor. Bitcoin madenciliği işçiler açısından ilk başta iki kat ücret, temiz iş, sürekli iş garantisi anlamına gelse de, tesiste hapishane hayatı yaşamak, sürekli tetikte olmak, özel yaşamın kalmaması o iki kat ücreti alıp getiriyor. Çin’in diğer emek cehennemleri düşünüldüğünde (İntihar eden Foxxcon işçileri, işini kaybetmek istemeyen genç işçilerin, yüzlerce meslektaşlarının gözleri önünde diz çökerek, yönetici ‘dur’ deyinceye kadar birbirine tokat attığı Nanchang Jinhuayuan Meiye firması vs. gibi) daha insani gibi görünse de, kapitalist üretimin tüm özelliklerini yansıtıyor.

Özetle biz Bitcoin üzerine tartışıp dururken, tüm dünyada on binlerce işçi, yüzbinlerce bilgisayarın arasında gidip geldikleri, temizleyip, tamir ettikleri tesislerde hapis hayatı yaşıyor. Kapitalizm hiçbir zaman bizi şaşırtmıyor…

http://www.cumhuriyet.com.tr/koseyazisi/887732/Bitcoin_fosil_yakit_tuketiyor.html#

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ekonomi/892163/Marksistler_Bitcoin_icin_ne_diyor__Patlayacaklari_kesin.html#

http://ilerihaber.org/yazar/bitcoin-madeni-iscileri-73966.html

https://qz.com/1054805/what-its-like-working-at-a-sprawling-bitcoin-mine-in-inner-mongolia/?utm_source=qzfbarchive