Kentsel yaşamı zorlaştıran her iş, özünde yanlıştır. Ama, siyasetçiler, özellikle de yereldeki siyasetçiler ve yerel yönetimleri elinde bulunduran yeteneksiz yerel yöneticiler, son dönemlerde kentsel yaşamı zorlaştırıcı adımlar atma konusunda birbiriyle yarışır hale geldi.
Bunu en fazla hissedenlerden biriyim, çünkü, kentimi gerçekten de yeteneksiz ve basiretsiz siyasi kimlikler yönetmeye çalışıyor. Eldeki parayı harcamak (ya da yandaşların kasasına aktarmak) konusundaki becerilerini, iş bitirme konusunda pek gösteremiyorlar.
O yüzden de, çoğu iş için yapılan yorumlarda ‘’Yanlış, ama……….’’ Diye başlanan cümleler kurmak durumunda kalıyoruz.
Kent içi ulaşım sorununu çözmek, her yerel yönetimin öncelikli ve vazgeçilemez görevidir. Kocaeli’de de, yıllarca el birliğiyle içinden çıkılmaz hale dönüştürülen kent içi trafik sorunu, yeni yapılanmalarla rahatlatılacağı söylenmesine rağmen, 2018’de hizmete alınacak şekilde planlanan ve tramvay ulaşımını sağlayacak olan raylı sistem çalışmasının güzergah yanlışlığı, kentte mağduriyet yaratmaya devam ediyor.
Eğlence sektörünün önemli merkezlerinden biri olan barlar sokağını adeta tarumar eden proje dolayısıyla 20’ye yakın eğlence mekanı binaları yıkıldığı için mecburen kapandı ve kendilerine yer gösterilmediği için de hem işletme sahipleri hem de çalışanları işsiz ve aşsız kaldı.
Eğlence mekanlarının sahipleri aylarca direnirken kılını kıpırdatmayan kentte, şimdilerde, ‘’Yanlış, ama …..’’ diyen birileri daha çıktı.
Kocaeli Ticaret Odası (KOTO) Başkanı Semih Barış, bir iki gün önce yaptığı açıklamada, tramvay çalışmasının, üyelerinde ciddi mağduriyet yaratması üzerinden yaptığı değerlendirmede, ‘’güzergah yanlış, ama ………’’ diye başlayarak farklı bir değerlendirme yaptı.
Yanlış üzerinden yol alıp da yapılan değerlendirmelerde, ‘’Ama, yetkililer bize de sorsaydı’’ sonucu alınıyorsa, bilin ki, o değerlendirmelerde mağduriyeti giderme ve reel düşünceler yerine, gelecekte elde edilebilecek daha fazla karın altyapısını oluşturmak yatıyor.
‘’Yanlış, ama …….. yine de hayret’’ dedirten bir gelişmeyi paylaşayım şimdi de…
İzmit’te 17 Ağustos Marmara Depremi sırasında ağır hasarlı hale gelen 4 adet binanın önümüzdeki günlerde yıkılacağı açıklandı.
İzmit Belediyesi Yapı Kontrol Müdürlüğü, deprem zamanında ağır hasarlı hale gelen fakat hak sahipleri tarafından mahkemeye başvurulması dolayısıyla yıkılamayan 4 ayrı bina ile ilgili davaların sonuçlandığını ve mahkemeden ‘’yıkım kararı’’ çıktığını duyurdu.
Dolayısıyla, bu ağır hasarlı binalar ayı içinde yıkılacak.
Yargı, sonunda, ‘’Yanlış, ama …….’’ Kararını doğruya çevirdi ya, varsın 17 yıl hayalet gibi binalar gören bizlerin psikolojisi bozulsun.
Ne çıkar ki ?
Bir yanlış da, kente havayolu ulaşımını sağlamadaki ısrar. Buna yanlış derken yanlış anlaşılmak da istemem.
Kent insanının havayolu ulaşımına sahip olmasına karşı değilim. Ama, bu konudaki ısrarın fizibil bir yatırım olarak görülmediğini düşünüyorum.
AKP’li Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın İl Başkanı olduğu dönemden beri sivil hava ulaşımına açılması çalışmalarında belli mesafe alınan, haftada birkaç gün bile olsa 2-3 şirketin muhtelif yerlere uçak seferleri koymasıyla gündeme gelen Cengiz Topel Havalimanı uçuş trafiği, ne yazık ki bir türlü istenilen seviyeye çekilemedi.
Arz talep dengesinin uçuş programı koyacak şirketleri tatmin etmeyeceği dile getirilip, karlı yatırım olarak görülmeyen bu uçuşların yapıldığı havalimanının kalıcı ol(a)mayacağı söylenmiş, havalimanını siyaseten çalıştırma inadının da başka bir yanlışı doğuracağına işaret edilmişti.
Bu uyarıları dinleyen olmadı tabi ki, havalimanında şirketler seferleri birkaç kez durdurdu ve yeniden başlattı. Çünkü, kar elde edemedikleri uçuşları yapmak istemiyorlardı. Bu da doğaldı.
AKP’nin yerel kadrolarının ısrarı, Milli Savunma Bakanı’nın da Cumhurbaşkanı’na dayanan siyasi gücünün etkisiyle halen sınırlı sayıda bölgeye uçuş yapılabilen Cengiz Topel Havalimanı’ndan, kış sezonu için İzmit-Trabzon arasında sefer yapacağını duyuran firma, şimdilik sadece Anadolu Jet firması oldu.
Transit geçiş bölgesi olan Kocaeli’nde, sivil uçuşlara açılmış ve belli bir kapasite üzerindeki havalimanı yanlış. Çünkü, kent nüfusunun ekonomik ve sosyolojik olarak bu ulaşım biçimine uygun olmadığı çok açık.
Ama ısrar olduğu için ‘’yanlış, ama ………..’’ denilse de, sürdürülebilir bir işletme anlayışı gibi görülüyor…
Yanlış, ama yapacak pek bir şey yok.
İktidar partisinin il başkanı ve bugüne kadar gösterdiği ‘sözde siyasi nezaketi’ terk etmek zorunda kalınca, üzerindeki yaldızları kazımaya gerek kalmadı, çünkü kendiliğinden dökülmeye başladı.
Her hafta basın toplantısı yapıp, gereğinde yetki alanının dışına da çıkarak ülkeyi ilgilendiren kapsamlı sorunlar hakkında görüş belirterek ne kadar yetkin siyasetçi olduğunu anlatmaya çalışıyor, ama olmuyor.
‘’Darbe oyuncak değildir. Evcilik oynanmadı, darbe bizzat yapıldı’’ demiş. İyi de, darbe yapılsa acaba evinden çıkabilir miydi ?
Eli ve dili uzanmaması gereken başka konularda da olur olmaz şeyler söylüyor. Siyasetteki bulunduğu noktaya bakmadan, kurucu genel başkanı ile şimdiki genel başkanına şirin görünmek için siyasi seviyesi yetmemesine rağmen diğer partilerin genel başkanlarına ‘eleştiri’ adı altında çamur atmaktan çekinmiyor.
Dedim ya, yaldızlarını kazımaya gerek yok, kendiliğinden dökülüyor.
Yanlış, ama ne yapalım, iktidar partisi il başkanı…