Venedik'te Cinayet: Her şeyin rasyonel bir açıklaması vardır
¨Kaynak romana sadakati bir yana, Venedik’te Cinayet özellikle başlarında kısmen korku sineması motifleri içermesi açısından ilginç ve ayrıksı, ayrıca genel olarak da kendini izleten bir Hercule Poirot filmi.¨
“Polisiye romanın kraliçesi” olarak anılan İngiliz yazar Agatha Christie, UNESCO verilerine göre dünyada eserleri en çok tercüme edilen edebiyatçı. Christie ülkemizde de yaygın biçimde okunan bir yazar. Türkiye’de 1940’lardan günümüze yirmiden fazla yayınevi Christie’nin roman ve öykülerini yayınlamış. Erol Üyepazarcı’nın derlediği verilere* göre bu konuda rekor Christie’nin 80’den fazla kitabını yayınlamış olan Altın Kitaplar’a ait.
Christie On Küçük Zenci gibi okuyucunun muammaya dair merak duygusunu baştan sona diri tutmasını sağlaması, zaman zaman üst düzey gerilim yaratması ve de ayrıca karakterlerin ruh hallerini başarıyla yansıtması açılarından türün başyapıtları arasında anılmayı gerçekten de hak eden tekil romanlarının yanı sıra esasen Hercule Poirot ve Miss Marple adlı baş karakterlerin yer aldığı iki ayrı dizi halindeki romanları ile de tanınıyor. Polisiye türü içinde ‘kara roman’ olarak anılan daha aykırı eserlerin yanında Christie polisiyeleri konvansiyonel sayılabilir ama Üyepazarcı’nın aktardığına göre “Ernest Mandel bile, ideolojik olarak hiç önemsemediği Agatha Christie’nin ‘gerilim yaratma ve gerilimi canlı tutmada en büyük usta’ olduğunu kabul eder.”**
Böylesi bir yazarın eserlerinin sinemaya sık sık uyarlanmış olması şaşırtıcı değil. Şimdiye dek dünyanın dört bir yanında çekilmiş elliden fazla sinema filmi muhtelif Christie romanlarının uyarlamaları. Bunlar içinde en öne çıkanı Sidney Lumet’in yönettiği ve oyuncu kadrosu emektar yıldızlar geçidi niteliğindeki (fikir vermesi için yalnızca ikisinin adlarını anayım: Lauren Bacall ve Ingrid Bergman!) Şark Ekspresinde Cinayet (Murder on the Orient Express, 1974). Christie’nin aynı adlı romanı geçtiğimiz yıllarda Kenneth Branagh tarafından tekrar sinemaya uyarlanmıştı.
ABD ve pek çok diğer ülke ile aynı anda dün (cuma) ülkemizde de vizyona giren Venedik’te Cinayet (A Haunting in Venice), Branagh’ın yine hem yönetmenliği üstlendiği hem de Hercule Poirot’yu canlandırdığı üçüncü Christie uyarlaması. Bu kez uyarlanan ise Christie’nin nispeten az bilinen, yaşamının son yıllarında kaleme almış olduğu eserlerinden biri, ülkemizde Altın Kitaplar tarafından 1970’te Elmayı Yılan Isırdı başlığıyla yayınlanmış olan Hallowe’en Party (1969). Ancak filmin, romanın son derece serbest bir uyarlaması olduğu, örneğin romanın konusunun Venedik’te geçmediği kaydediliyor!
Kaynak romana sadakati bir yana, Venedik’te Cinayet özellikle başlarında kısmen korku sineması motifleri içermesi açısından ilginç ve ayrıksı, ayrıca genel olarak da kendini izleten bir Hercule Poirot filmi. Konusu 2. Dünya Savaşı yıllarının hemen akabinde, 1947’de geçen filmde Poirot, ölülerin ruhları ile medyum olarak konuştuğunu iddia eden bir kadına, hayaletlere ve ruhlara inanmamasının bir gerekçesi olarak, hayaletler ve ruhlar gerçekten var olsaydı Tanrı’nın da var olduğuna inanılabileceğini ama yaşamı boyunca tanık olduğu iki dünya savaşı başta olmak üzere pek çok melanetin, Tanrı’nın var olmadığının göstergesi olduğunu söylüyor. Her şeyin rasyonel bir açıklaması olduğu konusunda ısrar eden Poirot önüne çıkan muammayı da bu perspektifle çözmeye girişiyor. Nitekim süreç içinde bir noktada aklı karışsa da yaşadığı o anlık deneyimin de akılcı bir açıklamasını bilahare ifade etmekten geri durmuyor.
Freudcu ‘bilinçaltı’ nosyonu kimilerince ‘rasyonalitenin’ karşısına konur. İnsanların davranışlarının her zaman akılcı olmadığı, bilinçaltının yönlendirmesinin de zaman zaman (veya sıklıkla) söz konusu olduğu şüphesiz. Ancak burada püf nokta şu ki, bilinçaltının kavramsallaştırılması ve çözümlenmesi de zaten başlı başına akılcı bir süreç! İşte Venedik’te Cinayet’te Poirot’nun kendi aklının karıştığı deneyime dair yaptığı tam da bu…
* Erol Üyepazarcı, Korkmayınız Mister Sherlock Holmes!: Türkiye’de Polisiye Romanın 125 Yıllık Öyküsü (1881-2006) (Maceraperest Y., 2008), sf. 651.
** a.g.e., sf. 638.