Türk seçmeni ne yaptı?

Evet, 1Kasımdan beri sorulan soru: Türk seçmeni ne yaptı?

Bu soruyu 7 Haziran seçimlerinden bağımsız sormak, ancak bir mantık hatasına yol açabilir.

Ama bu sorulardan önce, ben 1 Kasım seçiminin sonucuna ilişkin tahminim neydi, onu belirtmek istiyorum. AKP’nin tek başına iktidara geleceğine kesin gözüyle bakıyordum. Tek yanıldığım nokta, oy oranı oldu. Çünkü bana göre AKP, oyların en az yüzde elli beşini ya da yüzde elli altısını alacaktı. Ama sayımın ardından bu oranın yüzde kırk dokuzun biraz üstü olduğu anlaşıldı.

Seçimlerden önce ben yüzde elli beş ya da elli altılık tahminlerimi dile getirdiğimde, AKP karşıtları: “Sen çıldırdın herhalde!” diyorlardı. Onlara göre Türk seçmeninin ilerici-cumhuriyetçi kesimi, bu kez oylarıyla AKP’ye ‘görülmedik bir şamar’ indirecekti. Başka deyişle AKP karşıtı oyların oranı yüzde yetmişlere doğru tırmanacaktı.

Neyse ki Türk seçmeni, daha 5-6 ay önceki seçimlerde oyların yüzde altmışını alan, fakat iktidar olmayı beceremeyen bir muhalefeti daha çok oy oranı ile ödüllendirmek gibi bir sapkınlığa kapılmadı. ‘Görülmedik şamar’, 7 Haziran seçiminin galibi olan partilerin suratına indi.

Olması gereken, buydu.

Verilmesi gereken ders, buydu.

Bunları söylerken, ne CHP’yi, ne MHP’yi ne de HDP’yi öteki partilere kıyasla aklamaya kakışmıyorum.

Çünkü 7 Haziran seçiminde Türk seçmeninin verdiği mesaj, çok açıktı.

Türk seçmeni, AKP’ye: “Tek başına iktidar olma olanağını artık senin elinden alıyorum!” demişti.

Öteki üç partiye yönelik mesajı ise şuydu: “Artık bu ülkede 12 yıllık tek parti iktidarına son veriyorum ve sizleri, yüzde altmış oy ile iktidara taşıyorum. Aranızda hemen anlaşın, koalisyonunuzu kurun ve seçim bildirgelerinizde vaat ettiklerinizi en kısa zamanda gerçekleştirmeye başlayın!”

Tatilde olan TBMM, vekillerin yemin töreni için açıldı.

Sıra Meclis Başkanı’nın seçimine geldiğinde yüzde altmışlık iktidar, ilk iş olarak başkanlığı muhalefetteki AKP’ye kaptırdı. Daha sonra TBMM, bir gün daha toplanarak terör nedeniyle toplanmayı oyladı. Oylama, muhalefetteki AKP’nin isteği doğrultusunda sonuçlandı ve meclis, ‘toplanmama’ kararını alarak dağıldı.

Bu arada milletin vekillerine – her birine! – toplam doksan bin lira ödendi.

Meclis, ülke kan gölüne dönmüşken 1 Kasım seçimlerine kadar kapalı kaldı.

Beş ayda üç gün toplanma karşılığında doksan bin lira almak, hiçbir partiliye ters gelmedi.

AKP ile koalisyon görüşmelerine başlayan CHP, AKP’nin koalisyon istemediğini görüşmelerin başlamasından ancak 33 gün sonra anlayabildi!

MHP ise niyetini daha 7 Haziran akşamı açıklamıştı: İktidarda da, muhalefette de gözü yoktu!

Yüzde altmışlık iktidar, Ankara’nın göbeğinde Cumhuriyet tarihinin en büyük katliamı gerçekleştikten sonra bile meclisi açtıramadı.

Şimdi tekrar soralım: Bütün bunlardan sonra Türk seçmeni ne yaptı?

İktidarı bir önceki seçimin ardından beş ay süreyle kendisiyle alay edenlerin elinden alıp tekrar ve fazlasıyla AKP’ye geri verdi!

İşte bu kadar!