Siyaset, kendi doğallığında işlemediğinde, hizmet üretmek yerine günü kotarmak için olmayacak vaatlerde bunan siyasetçi tipleri türer.
Yaptıkları ve yapılacağını söyledikleriyle birlikte uzunca görev süresinde özgün bir üretimi ve projesine tanık olmadığımız Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu da, böyle tiplerdendir. Muhterem, bu kez de, ‘’Bu kentin insanı 2023 yılında metroya binecek’’ demiş.
Demiş demesine ama bu vaadinin altını dolduracak bir tasarımdan ne yazık ki söz etmemiş…
Metro işi öyle az buz bir iş değil. Kenti, yer altından demir ağlarla öreceksin. Bunun için en az bir beş yıllık detaylı çalışma programın olacak. Proje, bütün ayrıntılarıyla adım atılmış hale gelmiş olmalı. Ama, ne gezer. Bugün için sadece söylem var.
Raylı sistem projesinin ilk dillendirildiği dönemi anımsıyorum da, ilk kazma vurulana kadar 10 yıl geçti. Bugün sözü edilen metro projesi, raylı sistemin en az 10 katı zorlukta bir proje. Düşünün bir kere, kenti, yer altından baştan başa geçeceksin.
Hemen söyleyeyim, kentin yer altı organizasyonu hiç başarılı değil. Doğalgaz çalışması sırasında su boruları patlardı, şimdilerde ise raylı sistem için başlatılan çalışmalar sırasında sık sık doğalgaz hattında delinmeler yaşanıyor. Telefon ve elektrik hatlarının da yer altı sisteminde yer aldığını düşündüğümüzde meselenin ne kadar sıkıntılı olduğu olduğu görülecektir.
2023’e ne kaldı ki ?
Önümüzde bir 7 yıl var. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin mevcut olanakları ve iş gücüyle bu projeyi gerçekleştirmesi hayal. Ciddi bir Hazine desteği, uluslar arası kredi bağlantısı ve işi yürütecek büyük ölçekli ve yabancı sermayenin de yer aldığı ciddi bir konsorsiyumun yüklenici olması gerekiyor.
Bu süre, bu proje için belki yeterli görülebilir. Ama, mevcut siyasal kadroların (özellikle yerelde) vizyonuna bakıldığında, metronun, en azından 2023 hedefi için hayalden öte bir anlam ifade etmeyeceği ortadadır.
Karaosmanoğlu, 12 yıllık hizmet süresinde halkın yaşam standartlarını değiştirdiklerini, Kocaeli’nde verilen sözlerin yüzde 77 yerine getirildiğini söylemiş.
Doğru, tramvay bitti ve 2-3 yıldır kullanıyoruz.
Doğru, şehir içinde trafik sorunu kalmadı.
Doğru, teleferik 2-3 yıldır hizmet veriyor, hem ulaşıma hem de turizme katkı sağlıyor.
Doğru, yağmur yağdığında artık merkezde herhangi bir noktada su birikintisi görülmüyor.
Doğru, artık evlere yardımdan vazgeçildi, herkese iş verildi her aile aş sahibi yapıldı.
Doğru, kentin kültürel yaşamı geriye doğru değil de ileri doğru geliştirildi.
Ulaşımda önemli çalışmalar yaptık’ demiş kendisi…
Doğru, alternatif ulaşım güzergahı ve her bölge için hacmi büyük otobüsler çalıştırmaya başladılar.
Doğru, deniz ulaşımını cazip hale getirip yeterince yarar sağladılar.
Bu metro işindeki planlamaları da çok ilginç. 2019 yılında görev süresi dolacak olan bir belediye başkanı, 2018 yılının sonunda ilk kazmanın vurulacağını açıklıyor.
Yani, 2019 seçimleri için yatırım planı olduğunu gizleme gereği bile duymuyor.
Evet, siyasetçiler makro planlamalar da yapmalıdır. Ancak, kentsel yaşam içindeki en önemli adımlar, o kentteki yaşamı kolaylaştırmaya yönelik atılan adımlardır.
Bulunduğu makam babasından mirasıymış gibi algılatmaya çalışan Karaosmanoğlu, konuşmalarındaki içerikle reel çalışmada gelinen noktalar arasındaki açının giderek arttığını da başarıyla gizliyor.
Bu gizlemeye, sağolsunlar yerel basın da ciddi destek veriyor.
Kocaeli’nin her açıdan iki merkezi vardır. Biri İzmit, diğeri ise Gebze. Her iki merkezin kentsel yaşamı krizlerle dolu iken başarıdan söz etmek, günlük yaşamı kolaylaştırıcı gerekli adımları bunca yıla rağmen atamamışken çıkıp da makro projelerden söz etmek, halka pembe yalanlar söylemiş olmaktan öteye gitmez.
Tabi, tercihlerine söyleyecek sözümüz yok. Seçmenin teveccühü ile bulundukları makamı babadan kalan miras gibi kullanıyorlar.
Saray-AKP ikilisinin kurmaya çalıştığı yeni düzenin yerelde de içselleştirilmesi için atılan bu sözde yeni adımlar, algı yaratmanın ötesine henüz geçmiş değil.
İktidar değişirse (ki, mutlaka değişecek); yerel tercihler farklılaşırsa (ki çok mümkün) sözünü ettikleri bu metro projesi, daha ilk kazma vurulmadan yüzlerine vurulur ve ‘’kimi kandırıyorsunuz’’ denilerek hesap bile sorulur.
Yarını bugünden kestirmek pek olanaklı değil. Halk için yapılmayanların hesabının verileceği de bir gerçek. Başka bir gerçek de, ‘korkunun ecele faydasının olmadığı’dır.
Saray-AKP ikilisinin kurmaya çalıştığı rejim genelde de yerelde de baskıyı giderek artırmayı deniyor, denemeye de devam edecektir. Belediyeler eliyle kentler (özellikle de metropoller); hükümet eliyle de mümkünse ülkenin tamamı gericileştirilmeye çalışılıyor.
Söz vermenin anlamını bilmeyen ya da bildiği halde önemsemeyen gerici kadroların halka daha fazla gerçek olmayan vaatlerde bulunma kredisi kalmıştır. Şapka düşüyor, kel görünmek üzere.
Karaosmanoğlu ve alt kadrosu, bu kentin rantına ilişki paylaşımlarının hesabını vermeye şimdiden hazırlanmalıdır.
Verdiği sözleri tutamamasının bedelini ise önce kendi seçmenine vereceğini ise asla unutmamalıdır.
Biz de bir söz vererek bitirelim,
Bu dönemin hesabını, halkın sırtından nemalanan asalak siyasi kadrolardan mutlaka soracağız.
HAZİRAN anlayışı, HAZİRAN ruhu, HAZİRAN’ın yarattığı birlik, yerelde ve genelde karanlığı yırtacaktır.
1 Mayıs İşçi Bayramı olarak kutladığımız günü 39 yıl önce kana bulayan anlayışın bugünkü siyasal uzantısı kadroların sözde YENİ TÜRKİYE organizasyonunda ‘’Emek ve Dayanışma Bayramı’’ adıyla resmileştirdiği ama özgürce ve istenildiği alanda kutlanılmasına izin vermeyip toplum psikolojisini bozduğu günleri geride bırakma mücadelesini mutlaka kazanacağımızın sözünü, ‘’BU DAHA BAŞLANGIÇ MÜCADELEYE DEVAM’’ diyerek verdik bir kere.
Aksama yok, olmayacak da. Söz vermenin ve verilen sözleri yerine getirmenin ne olduğunu, toplum yine devrimciler kanıtlayacaktır.
Söz, aydınlık ve özgür günlerde buluşacağız…