AKP ülkenin dokusuna müdahale etmeye ve “değiştirmeye” devam ediyor. Adına “İç Güvenlik Paketi” denilen paketi AKP yanlısı gazeteler “Huzur Paketi”, “90’lı yıllara dönmeyeceğiz”, “77 milyona yeni hayat” gibi başlıklarla verirken, “Hayatımız değişecek” başlığı atan Milliyet yapılmak isteneni tam olarak özetlemiş…
Yeni Osmanlı hayali suya düşen AKP, kutuplaştırıcı, ayrımcı ve bölücü temel yönelimlerini değiştirmiyor. Kendileri gibi düşünmeyen herkese, yaşına başına bakmadan nefret ediyorlar. “Sahte ifadelerle ‘ekmek almaya gidiyor’ dediler, halbuki hiç alakası yok, terör örgütünün maşası olmuştu” diyen Erdoğan’ın Berkin Elvan nefreti bunun tipik bir örneği…
Din, ahlak vurguları içinde yolsuzluğu, rüşveti aklayan AKP hayata dair her şeyi kendine göre değiştirme girişiminde ısrar ediyor. “İç Güvenlik Paketi” bunun son versiyonu. Bu paket meclisten geçtikten sonra yeni paketlerin geleceğini söylemek için ne siyaset bilimci, ne de müneccim olmaya gerek var…
Adı bazen “demokrat” (DP); bazen “doğru yol” (DYP) ve şimdi olduğu gibi bazen de “adalet ve kalkınma” (AKP) olan “60 yıllık kemikleşmiş, muhafazakâr iktidar blokunu yıkmanın ve siyasi atmosferi değiştirmenin yolu sanıldığı gibi onlara benzemeye çalışarak olmuyor. İnanmış gibi yapmakla da. “Demokrat İslamcıları” sola monte etmeye çalışarak da…
Ortaya konuşarak, yumuşak gözükerek, şirinlikler yaparak da alternatif olunamadığını gördük… Beki de bu yüzden öncelikle herkesin kendisi olması gerekiyor… Solun sol gibi, sosyal demokratın sosyal demokrat gibi… Emek hareketindeki sendikacının da sendikacı…
Sağ, siyasal İslamcı blok karşısında, sol ve laik başka bir blok yaratmadan iktidar bloku ile ‘bilek güreşi’ yapılamıyor! Güç dengesi oluşmuyor. Kaç kez yaşayarak bunu gördük! Uzlaşmak da, kitleleri etkilemek de güç olmaktan geçiyor…
Siyasal İslamın karşısında “laik-demokratik sol bir blok” yaratılamayınca denge ve uzlaşma oluyor. Adına “uzlaşma” dense de uzlaşmanın kriterleri ve sınırlarını güçlü olan blok belirliyor! Toplumsal vicdan bile kayboluyor…
Türkiye’de alternatif bir blok oluşmayınca yeni bir siyasal kültür de gelişmiyor. AKP bunu bildiği için uzun süredir yalnızca kendi seçmen kitlesine oynuyor, ortamı geriyor, milliyetçi dilini, savaş dilini öne çıkartıyor, bloklaştırıyor! Aynı şey başka bir açıdan BDP için de geçerli. BDP ya da HDP ‘Türkiye Partisiyiz’ söyleminde olsa da esas itibariyle ve haklı olarak asıl olarak Kürtlere oynuyor… CHP ise bu örneklerin tersini yapmaya ve ‘herkes için CHP’ olunamayacağını bilse de ‘yüzde yüze’ oynamada ısrar ediyor. Siyasette ‘yüzde yüzlük’ bir desteğin tarihin hiçbir döneminde olmadığı, bundan sonra da olamayacağını bilmediğinden değil, görmek istemediğinden! Onca başarısız deneye rağmen, Alevilere ve solculara mesafe koymak, bunun yerine yüzlerin ısrarla sağa dönmesi de bu yaklaşımdan kaynaklanıyor. ‘Aleviler, solcular zaten bize oy veriyor, asıl önemli olan…’ diye başlayan cümleleri herkesin ezberinde! Her seferinde yenilmiş bu yaklaşımda ısrar edenlerin yaşanan süreçte payları sanıldığından da çok büyük… Yani, kerelerce yaşayarak gördük ki, sağa yaslanarak, sağa şirin gözükerek değişim isteği ancak ve ancak AKP’nin önünü açıyor. Kitleleri de soldan uzaklaştırıyor…
Lafı daha fazla uzatmaya gerek yok. Belli ki, sol olmadan vicdan bile olmuyor. Uzlaşma da denge de…
Bu çerçevede “Eşitlikçi, özgürlükçü, demokratik, kamucu, dayanışmacı, laik, bağımsız, toplumcu bir cumhuriyet ve ülke için; gericiliğe, faşizme, emperyalizme, piyasacı yağma düzenine ve bunları temsil eden AKP rejimine karşı birlikte” yola çıkan “Birleşik Haziran Hareketi” önemli bir adım attı. “Eşitlikçi, özgürlükçü, bağımsızlıkçı, laik, kamucu, dayanışmacı yeni bir toplumsal düzenin kurucu iradesini birleşik direnişimizle inşa etmek için” yeni bir başlangıç yaptı. Bu oluşumda solun ve sosyalist hareketin birçok isminin, CHP milletvekilinin, grubun ve partinin olması önemli. Umut ve güven verici…
Farklı olsa da benzer amaçlı girişimler CHP içinde da yaşanıyor. Alevi hareketinde de, Kürt hareketinde de benzer arayışlar var. “CHP sol olmadan, sol da iktidar olmadan Türkiye’nin sorunları çözülemez” diyen CHP Sol Kanat Hareketi de çözümü ortak bir blok hareketinden geçtiğine işaret ediyor. Emek hareketinden çevre hareketlerine, Alevi hareketinden Kürt hareketine, adalet isteyenlerden sosyalist hareketlere kadar, Gezi eylemlerine yansıyan o muazzam muhalefeti birleştirmenin önemine vurgu yapıyor. Sokakta etkin olmak gerektiğini işaret ediyor…
Şimdi bunları bir araya getirmenin, lafları hayatla buluşturmanın ve alternatif olmanın zamanı…