Bir yerleşim birimi her geçen gün artan biçimde göç alıyorsa, orada yaşanan sorunların sonu gelmez ve sorun çözme noktasında olanların işi asla sona ermez. Sıkıntıları da, her geçen gün artar.
Sanayileşmenin başlangıcı sayılan 1960’lı yıllardan itibaren göç alan Kocaeli, işte böyle bir kent.
Nüfus yoğunluğu arttıkça, plansız kentleşme yoğunlaştı. Bu biçimdeki yoğunlaşma sürdükçe kentsel yaşamı zorlaştıran sorunlar da birikti.
Ötesinde, yaşanan göçün durmaması yüzünden ekonomik yaşamı darbeler alan kent işsizler ordusuyla anılmaya başlandı.
Yoksulluğun da neredeyse tavan yaptığı kentte toplumsal ahlak erozyona uğramaya başladı ve görülen sonuçları itibarıyla da yediden yetmişe herkesi tedirgin eder noktaya geldi.
İşte, AKP’nin 15 yılda bu kentte yarattığı büyükşehir tablosunun özeti bu…
Söz konusu büyükşehir olmaksa, olundu. Ama, sorunlar dağ gibi yığıldı ve çözümü için gereken sosyal politikalardan uzak duran ya da bihaber olduğu için proje geliştiremeyen AKP, bu durumun üzerine basarak genelde biat kültürünü yaygınlaştırmaya çalıştı.
Bunu yaparken, kent ve ülke toplumunu her an baskı altında tutmaya özen gösteren politikalar gereği adım atan AKP; ‘’ya başkanlık ya kaos’’ noktasına getirdiği ülkenin olmayan ekonomik olanakları ve kalkınmasıyla övünür bir tablo yarattı.
Göç alan ilin sorunları diyerek başladım ve bu göçe bağlı olarak çekilmez hal alan kent sosyal, ekonomik yaşamından yola çıkıp kısaca ülkenin durumuna işaret etmeye çalıştım.
Dönüyorum, kente…
TÜİK Bölge Müdürlüğü’nün açıkladığı göç hareketlerine ilişkin bilgiler çok çarpıcı. Geçen yıl 85 bin 602 kişi göç alan bu kent, 60 bin 479 kişiyi ise göç vermiş.
Rakamların içinde en dikkat çekici olanı Gebze’nin durumu.
Çünkü, bu ilçede yaşananlar, sosyal ve ekonomik yapılanma il olmayı hak etmiş bir bölge oluştuğunu gösteriyor. Ama, nedense AKP dışındaki bütün iktidarların söz verdiği halde il statüsüne kavuşturmadığı ilçe, artık söz konusu iddiasını da kaybetmiş durumda.
Eldeki verilere de yansıdığı üzere, Gebze, geçen yıl 16 bin 504 kişi ile en fazla göç alan ve 13 bin 896 kişi ile de en fazla göç veren ilçe olmuştur. Dolayısıyla, il genelinde olduğu gibi ilçe özelinde de sorun yumağı gittikçe büyüyor.
Kocaeli’ne nereden göç geldiği de çok önemli. En fazla göç veren il 29 bin 475 kişi ile İstanbul’dur. Ardından 3 bin 516 kişiyle Sakarya, 2 bin 927 kişiyle Ankara, 2 bin 500 kişiyle Bursa ve 2 bin 159 kişiyle Van sıralanıyor.
Diğer 74 ilden ise toplam 45 bin 25 kişi geçen yıl tası tarağı toplayıp soluğu Kocaeli’de almış…
Öyle ya, illerdeki mevcut ekonomik duruma bakıldığında, Kocaeli halen ‘taşı toprağı altın’ diye tanımlanan bölgelerden biri.
Ama, kazın ayağı öyle değil…
Her geçen gün artan nüfus barınma sıkıntısının yanı sıra işsizliği ve yoksulluğu da tatmaktadır. Bunu fırsat bilen AKP’nin yerelde ve genelde ekonomik olanakları elinde tutan kadroları, yoksullaşmaya bağlı biat eden insanlar topluluğu yaratmakta zorluk çekmiyor.
Yoksulluğa bağlı biat edenlerin sayısı arttıkça, toplum gittikçe suskunlaşıyor ve önüne konulana ‘EVET’ diyerek yaşamını öyle ya da böyle devam ettirmenin yolunu arıyor.
AKP de, bu duruma güvenerek ‘’Referandumda, Kocaeli’den yüze 65 oranında EVET bekliyoruz’’ diyerek mevcut algıyı güçlendirmeye çalışıyor.
Göç alan ilin sorunlarının sonuç olarak nereye denk düştüğünü göstermesi açısından bu durum tipik bir örnektir. Ama, bilinmesi gereken bir gerçek de, sessizliğin ürkütücü yanı olduğudur.
Hesap edilemeyen öfke patlaması HAYIR olarak sandığa yansırsa (ki, şu anda yansıyacak gibi); toplumu baskı altında tutmayı hesaplayanların suratında güçlü bir şamar patlar.
Göç alan ilin en önemli gücü, ürkütücü ve korkutucu böyle bir sonucu yaratacak sinerjiye de sahip olmasıdır.
Benden anımsatması…