Güzel Sanatlar alanındaki başarı toplumları yücelten başlıca alanlardan birisidir. Ülkemizin, kültürel/sanatsal açıdan geçirdiği bu zor günlerinde, müzikçi olmaya karar vererek, bu yolda güçlükle emek vererek ilerleyen gençleri öncelikle bu kararlarından ötürü tebrik etmek gerekiyor. Bu yola severek baş koyduklarından kuşku yoktur. Üstelik, bu alanda parlak bir gelecek de vaad edilmiyor. Yetenek ve aklın rahatlıkla harcanabildiği bir ülkede bu meslekle ilgileniyorlar. Bilim ve sanatın bir toplumun kanatlanıp uçabilmesi için en gerekli iki alan olduğu gerçeğinin üzeri örtülüyor. Ancak kimse korkmasın, bunu kabul etmeyen gençler sayıca çok fazladır.
Unutturulmaya çalışılan, güzel sanatların, toplum nezdinde büyük saygınlığı var. Özel Müzik Kursları, yetenekleri büyük ölçüde doğru değerlendirememelerine rağmen, rant yarattıkları için olsa gerek, bu sistem destekleniyor. Devlet bu alanı bilerek boş bırakıyor. Müzik dersleri, kaldırılmadan önceki olabilecek en düşük ders saatine düşürülmüş durumda. Halbuki Venezuella “El Sistema” örneğinde görebileceğimiz gibi, devletin sistematik olarak bu alana el atması nihayetinde onbinlerce, yüzbinlerce çocuk ve genç kaliteli ve fırsat eşitliği ilkesine dayalı bir müzik eğitimine erişebiyor. Ne yazık ki bizde durumlar böyle değil.
Birçok yetenekli genç müzikçimizin, yanlış çalışma yöntemleri, bilgiye ulaşamama, ulaşılan bilgilerin değerlendirilememesi, ön çalışma süresinin yeterince hesaplanmaması gibi sebeplerle profesyonel müzik hayatına geçişte almak istedikleri akademik eğitime ulaşamadıklarını tespit edebiliyoruz. Profesyonel bir piyanistin, kendi alanında yaklaşık 15 bin saat, doğru emek vermiş olması gerekmektedir. Buna göre hangi aşamada olunduğu hesaplanabilir, bir enstrüman eğitimi almak isteyen adaylar.
Bu olumsuz tablo, gerek sanatçı adaylarının gerekse alanda faaliyet gösterecek bilim insanlarının hayatı için, ayrıca ülkenin kültür/sanat hayatının zenginleşmesi için önemli bir sorun haline dönüşüyor. Bazı adaylar, bir daha gerekli şartları yaratamayacaklar, hayatlarına farklı bir yön çizecekler, bunun sonucunda sevdiği ve emek verdiği alanı, mesleği terk etmiş oluyorlar. İyi bir temel müzik eğitimi alabilselerdi nasıl olurdu? Her şehrinde, bir senfoni orkestrası, opera ve tiyatronun her gece, perde açtığı bir ülke istemez miyiz?
Elbette her aday, profesyonel müzikçi, bilim insanı olacak diye bir kural yok, ancak ülkemizde temel müzik eğitiminde, istek, yetenek, yapabilirlik ve bilgi arasında uçurum olduğu yadsınamaz. Bu uçurumu giderebilmek için eğitim sisteminde bir değişiklik yapmak gerekmektedir.
Ülkemizin yetenekli çocukları ve gençleri, yetenekleri ve kaderleri ile baş başa kalmaya bir süre için daha devam edecekler. Onlara ünlü alman besteci, piyanist, müzik yazarı Robert Schumann’ın öğütlerini hatırlatmak isterim. Genç müzikçiler ve amatör müzikçiler tarafından ciddiye alınması gereken değerli öğütlerdir. Değerli piyanistimiz ve piyano pedagogu Mithat Fenmen’in, Almanca’dan çevirisini “Müzikçinin El Kitabı”na eklediği “Genç Müzikçilere Öğütler”, günümüzde halen günceldir. 69 maddelik listeye bazı güncel eklemeler yapılabilir, ancak söz konusu genç müzikçiler olunca özellikle yoğunlaşılması gereken, klasik, barok ve romantik müzik dönemlerinden eserler, büyük ölçüde Schumann’ın bildiği ve tanıdığı repertuvar’dan eserlerdir.
Schumann’ın “Genç Müzikçilere Öğütleri”
1- Kulak eğitimine çok önem veriniz. Küçük yaşlarda sesleri ve tonaliteleri tanımaya çalışınız. Bir kilise çanının, pencere camının ve kuş cıvıltılarının verdiği sesleri tanımaya çalışın.
2- Gamlara ve öteki parmak alıştırmalarına sürekli çalışın. Ancak ileri yaşlara kadar günde birkaç saatini teknik çalışmaya vererek böylelikle olgun bir icra gücüne erişeceğini sananlar çoktur; bu durum, alfabeyi her gün biraz daha hızlı okumak için uğraşmaya benzer. Zamanınızı daha iyi kullanınız.
3- İyi sayınız. Nice virtüözlerin icrası, sarhoş bir adamın yürüyüşüne benzer. Onlardan olmayınız.
4- Armoni kurallarını erken öğreniniz.
5- Müzik teorisi, şifreli bas, kontrpuan gibi şeylerden ürkmeyiniz. Onlarla dost olunuz, karşılığında dostluk göreceksiniz.
6- Yarım yamalak çalışmayınız. Her zaman istekle çalışınız ve eserleri hiçbir zaman yarım bırakmayınız.
7 – Ağırlaşmak ve acele etmek iki temel hatadır.
8- Kolay eserleri iyi ve güzel bir biçimde çalmaya çaba gösteriniz. Bu, güç bir eseri çalmaktan daha iyidir.
9- Her zaman iyi akort edilmiş çalgı üzerinde çalışınız.
10- Bir eseri yalnız parmaklarla öğrenmek yeterli değildir: Onu çalgısız, şarkı halinde de söyleyebilmelisiniz. Hayal gücünüzü çalıştırınız. Öyle ki; bir eserin yalnız melodisini değil, armonisini ve akorlarını da ezbere almalısınız.
11- Sesiniz az da olsa, eseri çalgınız yardımı olmadan ilk görüşte okumaya alışınız; böylelikle kulağın duyarlılığı daima artacaktır. İyi bir sesiniz varsa, onu geliştirmek fırsatını kaçırmayınız. Bunu doğanın size bağışladığı büyük bir armağan olarak değerlendiriniz.
12- Özellikle Bach’ın füglerini dikkate alınız. Onun 48 prelüde ve füg’ü günlük ekmeğiniz olsun. Sadece bu sayede bile iyi müzisyen olunur.
13- Çalarken sizi dinleyenlerle ilgilenmeyiniz.
14- Yanınızda hep bir üstat sizi dinliyormuş gibi çalınız.
15- Karşınıza ilk defa olarak çalacağınız bir eser çıkarsa, onu önce okuyunuz.
16- Günlük müzik çalışmanızdan sonra yorgunluk hissediyorsanız, ısrar etmeyiniz. İsteksiz ve neşesiz çalışmaktansa, dinlenmek evladır.
17- Yaş ilerledikçe eserleri “modası var” diye çalmayınız. Vakit kıymetlidir. Güzel eserlerin hepsini öğrenmek gerekseydi yüz kez yaşamanız gerekirdi.
18- Sadece şekerli besinler çocukları güçlü birer insan yapamaz. Vücut gibi zekânın gıdası da basit ve kuvvetlendirici olmalıdır. Büyük besteciler kendilerinden sonra gelenleri düşünmüşlerdir: Onlara başvurunuz.
19- Kötü eserleri yazmamalısınız; onları reddetmelisiniz.
20- Kötü eserleri ne çalınız, ne de, mecbur kalmadıkça dinleyiniz.
21- İcrada “gösterişli çalışa” özenmeyiniz. Eserde bestecinin düşünmüş olduğu etkileri ifade etmeye çabalayınız. Başka şey aramamalıdır. Fazlası karikatür olur.
22- Tanınmış bestecilerin eserlerinde değişiklik yapmak, bazı sesleri çıkarmak veya aralara yeni çalış üslubuna uygun süslemeler sokuşturmak ayıp sayılmalıdır. Böyle şeyler sanata yapılacak en büyük hakaretlerdir.
23- Çalışacağınız eserlerin seçimi konusunda daha deneyimli müzisyenlere danışınız, zamandan kazanırsınız.
24- Büyük bestecilerin önemli eserlerini giderek tanımalısınız.
25- Kendilerine büyük virtüöz süsü vermiş olan kimselerin topladıkları alkış, sizi yanlış yola sürüklemesin. Halkın övgüsünden çok, sanatkârın takdirine önem veriniz.
26- Bütün moda haline gelmiş şeyler, o modanın değişmesiyle ortadan kalkarlar; onları kullanmakla ihtiyarlığınıza kadar devam ederseniz dar fikirli olursunuz, kimse size önem vermez.
27- Şunun bunun önünde çalmak yarar değil zarar verir. Önünde çalacağınız kimseleri seçiniz; fakat kendinizi mahcup düşürteceğini hissettiğiniz bir eseri çalmayınız.
28- Düo, trio, vs. gibi “beraber çalma” fırsatını kaçırmayınız. Bu, çalışınızı akıcı ve hareketli bir hale getirir. Şancılara da sık eşlik ediniz.
29- Herkes birinci keman çalmak isteseydi hiç bir orkestra kurulamazdı. Her müzisyen kendi yerini bulmalıdır.
30- Çaldığınız aleti seviniz, fakat “bir tanedir”, “en yükseğidir” diye böbürlenmeyiniz. O alet gibi başka aletlerin de olduğunu ve hepsinin onun kadar iyi olduklarını unutmayınız. Şunu da unutmayalım ki, ses sanatkârları vardır ve en yüksek müzik, koro ve orkestra ile ifade edilir.
31- Yaşlandıkça virtüözlük hevesinden çok “partisyonlarla ilgileniniz.
32- Bilhassa Bach’ın füglerini dikkatle çalınız. Onun “kırk sekiz” prelüde ve fügü günlük ekmeğiniz olsun! Böylelikle iyi bir müzisyen olursunuz.
33- Arkadaşlarınız arasında, sizden daha çok bilenleri arayınız.
34- Müzik çalışmalarınızdan yoruldukça, dinlenmek için şiir okuyunuz. Sık sık açık havada geziniz.
35- Şarkıcılardan çok şeyler öğrenebilirsiniz, fakat her söylediklerine inanmayınız.
36- Dünya büyüktür. Alçak gönüllü olunuz. Sizden öncekilerin düşünüp bulamadıklarınızı siz de henüz keşfedemediniz. Eğer keşfettiyseniz, bunu başkalarıyla paylaşacağınız bir tanrı hediyesi olarak düşününüz.
37 – Müzik tarihini öğrenmek -çeşitli devirlerin şaheserlerini dinlemek şartıyla- sizi kibir ve gösterişten çabucak kurtaracaktır.
38- Org aletini çalmak fırsatını kaçırmayınız. Bestecinin kötüsünü ve tekniğin kusurlarını belirten biricik alet org’dur.
39- Korolarda şarkı söyleyiniz, bilhassa orta partileri söyleyiniz. Bu, müzik kültürünüzü geliştirecektir.
40- Müzisyen olmak ne demektir? Eseri, gözler notada, güçlükle bitirebiliyorsanız; (sayfa çeviren yanlışlıkla bir yerine iki çevirince) esere devam edemeyip yarıda kalırsanız, müzisyen sayılmazsınız. Buna karşılık yeni bir eseri çalarken ilerde ne geleceğini az çok tahmin edebilirsiniz; bildiğiniz bir eser zihninize yerleşmişse; yani, bir kelime ile müziği yalnız parmaklarınızla değil, kafanızda ve kalbinizde hissedebiliyorsanız, işte o zaman “müzisyen” sıfatını kazanabilirsiniz.
41- Önemli, iyi bir müzikçi olmanın sırrı nedir? Aziz öğrenci, en önemli şey, iyi bir kulağa ve çabuk kavrama yeteneğine sahip bulunmaktır. Yetenek gelişebilir ve yükselebilir de. Bu üstünlükler ise, günlerce kapanıp mekanik çalışmalara bağlanmakla değil, geniş müzik ilişkileri ve sık sık koro ve orkestra dinlemekle sağlanır.
42- İnsan sesinin sınırlarını ve dört çeşidini erkenden ve doğru olarak öğreniniz: Koroda bunları iyi izleyiniz. Sesin hangi kısımlarda kuvvetli, hangi yerlerde hafif ve yumuşak çıktığım dikkatle izleyiniz.
43- Halk şarkılarını iyi dinleyiniz; bunlar en güzel melodilerin kaynağıdır ve her milletin karakterini taşırlar.
44- Eski anahtarlarla okumayı hemen öğreniniz. Aksi takdirde geçmiş zamanların birçok hazinelerini keşfedemeyeceksiniz.
45- Erkenden, değişik aletlerin ses renklerini ve karakterlerini inceleyiniz; her birinin özel sesini kulağınızda duymaya çalışınız.
46- İyi operalar seyrediniz.
47- Eski şeylere karşı saygı besleyiniz; fakat yeniler için de içten olunuz. Tanımadığınız kişiler hakkında araştırmadan hüküm vermeyiniz.
48- Bir eser hakkındaki kararınızı daha ilk dinleyişte vermeyiniz; ilkten hoşa giden her şey muhakkak iyi olmayabilir. Ustaların eserleri incelenmelidir. Birçok gerçeği ancak yaşlandıkça anlayacaksınız.
49- Besteler hakkında hüküm yürütürken, “gerçek sanatseverler için yazılan” ile “amatörleri eğlendirmek amacıyla yazılan” eserleri ayırt etmelisiniz. Birincilerin tarafını tutunuz, diğerlerine karşı öfke göstermeyiniz.
50- “Melodi”, amatörlerin “harp Şarkısı”dır. Ve doğrusunu söylemek lazım gelirse melodisiz müzik de olmaz. Fakat melodi’yi hangi anlamda anladıklarına dikkat ediniz; onlarca “melodi”, yalnız kolayca anlaşılabilen ve hoş bir ritmi olanıdır. Başka çeşit melodiler de vardır. Bach, Mozart ve Beethoven’i dinlediğiniz zaman böylesine melodiler bin bir değişik renklerle karşınıza çıkar. İtalyan opera melodilerinden az zaman sonra bıkacaksınız.
51- Eğer piyanoda küçük melodiler sıralayabiliyorsanız, bu az da olsa bir başarı sayılır; bu melodiler eğer içten ve piyanonun yardımı olmaksızın geliyorsa daha çok sevininiz, çünkü bu sizin müzik duygunuzu canlandıracaktır. Parmaklar, kafanın isteğini yapmalıdırlar, tersi olamaz.
52- Bestelemeye başlayınca her şeyi kafadan yapınız. Bir eseri iyice meydana çıkarmadan alet üzerinde çalmayınız. Müzik eğer ruhunuzdan fışkırmışsa, eğer onu tamamen hissetmişseniz, başkalarını da etkileyecektir.
53- Doğuştan geniş bir hayal gücüne sahipseniz, yalnız kaldığınız saatlerde piyanoya oturup içinizde yanan ateşi armonilerle ifade etmeye gayret ediniz ve hisleriniz ne kadar gizli olurlarsa (sihirli alemlere dalar gibi olduğunuz anlarda) armoni dünyası da size o kadar esrarengiz görünecektir. Böyle saatler gençliğin en mutlu anlarıdır. Fakat sizi yanlış yollara götürecek, kuvvet ve zamanınızı hayallerle kaybettirecek duygulara kendinizi çok kaptırmaktan kaçınınız. Bir eserin hazırlanması ve temiz ifade kudreti yalnız belli ve açık bir yazı şekliyle elde edilir. Öyleyse hayalci olacağınıza kaleminizi işletiniz.
54- Orkestra idaresi sanatıyla meşgul ol. İyi orkestra şeflerini sık seyret; hatta yönetimi zihninde kendi kendine ve beraberce yap. Bu seni doğruluğa götürecektir.
55- Sanatları ve bilimleri öğrendiğin gibi hayatı da incele.
56- Ahlak kuralları sanat yasalarının aynıdır.
57 – Çalışkanlık ve azim sayesinde daima yükseleceksin.
58- Birkaç kuruş kıymetinde olan bir kilo demirle binlerce saat yayı yapılıyor; böylelikle bu demirin değeri yüz bin defa artıyor. Tanrının sana ihsan ettiği kiloyu dikkat ve azami yararla kullan.
59- İstek olmazsa sanatta doğruluğa erişilemez.
60- Sanat yalnız zenginlerin yapabileceği bir şey değildir. Her zaman daha büyük bir artist olmaya gayret et; diğer isteklerin kendiliğinden olacaktır.
61- Bir eserin ruhunu ancak onun formunu anladıktan sonra kavrayacaksın.
62- Dâhiyi belki de yalnız dahi olan anlar.
63- Olgun bir müzikçi, “en karışık bir orkestra eserinin notasını ilk dinleyişte bile göz önüne getirebilmeli” denilmiştir. Bu, düşünülebilecek en yüksek düzeydir.
64- Öğrenmenin sonu yoktur.
65-Kimse bildiğinden fazlasını yapamaz. Kimse yaptığından fazlasını bilemez.
66- Edebiyatın önemli eserlerini ve yeni yayınlananları bilmeyenler kültürsüz sayılırlar. Müzikte de bu kadar ileri olmalıyız.
67- Zamanın en iyi sanatkârlarının şöhretini kabul etmeyene kaybolmuş gözüyle bakılabilir.
68- Halk “hoşa gitti” veya “hoşa gitmedi” diyor. Sanki halkın hoşuna gitmekten daha yüksek bir şey yok mudur?
69- Çok müzik eseri okuyunuz; bu, özellikle iç duyuşunuzu geliştirecektir. Bir eseri tamamen içinizde duymadan çalışmayınız.