Beni bilen bilir; Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra kendini radikal demokrasiye, şiddetin her türlüsüne karşı aktivistliğe, borsa spekülasyonuna adamış sofistike bir entelektüelim.
“Flamasız Gezi” tişörtüm bile vardı.
Neyse, kendimi anlatmayı bırakıp asıl konuya dönersem; gelişmeleri endişeyle izliyorum genç arkadaşlarım.
Tayyip Erdoğan’a telekinezi yöntemi ile saldırıldığı iddiasından beri ABD ve AB yetkilileri Erdoğan ile fotoğraf vermiyor.
Çözüm Süreci konusunda “ülkemizi bölmek istiyorlar” noktasına gelen de Erdoğan.
Petrolü ya da doğalgazı olmayan birinin kendisini Putin ya da Chavez sanması da ilginç bir özgüven örneği.
Oysa Erdoğan, bıyıkları henüz yeni terlemişken Milli Türk Talebe Birliği ile birlikte Amerikan askeri önünde secde etme korkularını da aşmıştı.
İçeride TSK, dışarıda Suud ittifakı Erdoğan için ne kadar güvenilir?
Müslüman Kardeşler artık yok. Anadolu Ajansı ve Ceren Kenar dışında Müslüman Kardeşler’in ateşli savunucusu da kalmadı.
Hatta Aslı Aydıntaşbaş bile cihadistleri havadan varil bombası ile vuracak noktaya geldi.
Mısır ve İran da Erdoğan’dan pek hoşlanmıyor.
Türkiye’de gösterişli MGK toplantıları, TSK açıklamaları ve operasyonlar havada uçuşmaya başladı. Milli ordumuz ile başlayan konuşmalar, ittihatçılara özenen islamcılar, neoliberalizm eleştirisi yapan cb danışmanları…
Bu tip sancılı geçiş dönemlerinde liberal arkadaşlarıma, ABD büyükelçilerini ve Avrupa Parlementosu’nu izlemelerini öneririm.
Uluslararası finans ve düşünce kuruluşlarının toplantılarını takip edin.
Kendinizi sokağa hapsetmeyin.
Borsayı izleyin, doları ne zaman alıp ne zaman satacağınızı öğrenin.
Türkiye yakın zamanda istikrara kavuşacaktır. Bu istikrar ve mutluluk için ücretlilerin kemer sıkarak yapacakları fedakarlıktan adım gibi eminim.
Ülkemizi içinde olduğu bu durumdan hep beraber kurtaracağız genç arkadaşlarım. Hepimiz aynı gemideyiz, bunu sakın unutmayın.
Kutuplaşmaya hayır, sevgi kazanacak.