Genç dostlarım; size itibarlı bir liberal olmanın ipuçlarını vermeye devam ediyorum. Aslında özet geçeceğimiz olaylar; 90’ların sonu, 2000’lerin başında gelişti.
Sovyetler Birliği’nin çökmesiyle bir ‘reel sosyalizm eleştirisi’ ihtiyacı doğmuştu. Yeni Yüzyıl, Radikal 2 gibi gazete ve eklerde genç, parlak akademisyenler artık emeğin en yüce değer olmadığını, teknoloji devrimiyle birlikte kol emeğinin tarihe karıştığını müjdeliyordu.
Örneğin 2000 yılında Ahmet İnsel, “Solu Yeniden Tanımlamak” kitabında artık birincil olanın emek değil, özgürlük olduğunu söylüyordu.
Artık Radikal Gazetesi’nde mesela bir belediyenin açtığı çukura düşerek ölmüş birinin haberi, ‘bu kafayla Avrupa Birliği zor’ başlığı ile yayınlanıyordu.
Bu coşkuyla kendinden geçenler de vardı, daha ‘cool’ olanlar da…
Mesela 2004 yılında Mehmet Altan coşkuyla kendinden geçti ve ‘Marksist Liberal’ kitabını yazdı.
Fakat Murat Belge, kendini cesaretle öne çıkaran bu yeni entelektüel kadronun abisi olarak daha soğukkanlıydı.
Murat Belge’nin – edebiyat eleştirisi kuramları da dahil – yazdığı tüm kitaplarda bir ‘ortalama militan’ tipi vardır. Ortalama militan tipi reel sosyalizm eleştirisini anlamaz, kabadır. Bu tip çeviri metinlere gereken hassasiyeti göstermez, köylüdür.
Tam da o zamanlarda Türkiye AKP ile tanıştı. AKP; Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne taşıyacak muhafazakar demokrat irade.
Zaten Birikim Dergisi, 90’ların başında Ali Bulaç’ın Medina Vesikası teorilerini yayınlayarak bize islamcıların da demokrat olabileceğini göstermişti.
2002’de ortaya çıkan bu muhafazakar demokrat irade arka arkaya seçim başarıları elde edince Birikim Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ömer Laçiner heyecanına yenik düştü ve ‘otantik burjuvazi’ kavramını ortaya attı.
Laçiner otantik burjuvazi kavramı ile Türkiye’nin tamamlayamadığı demokratik burjuva devrimini islamcıların tamamlayacağını öngörüyordu.
Buraya kadar gördüğünüz gibi Birikim Dergisi çevresi tam bir düşünce okulu. Tespitler, analizler, öngörüler uçuşuyor. Doğal olarak çekim alanı da genişliyor.
Yine de bazen marksizmden itibar devşirmek ihtiyacı hala geçerli ve ortada 11. Tez var. Öyleyse partiler kurmak ya da var olan partileri yukarıdan aşağıya etkilemek gerek.
Birikim Dergisi çevresi, Ufuk Uras üzerinden Özgürlük ve Dayanışma Partisi üyelerine o muhteşem çekim güçlerine girme fırsatını sundu.
Fakat devrimci siyaset ofiste makale çevirmeye benzemediği için bu girişim hayal kırıklığı ile sonuçlandı.
Bu hayal kırıklığı ve öfkeyi anlamak için Ahmet İnsel’in 2007 civarı Radikal Gazetesi’nde ‘Derin ÖDP’, ‘ vb. devrimcilerden ( ortalama militanlardan ) şikayet ettiği makalelerine göz atabilirsiniz.
Birikimciler yılmadı; önce Eşitlik ve Demokrasi Partisi sonra da Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi kuruldu.
Formül aslında basit; Türkiye’de modernlerin/kemalistlerin tehlike olarak gördüğü iki kavram var: Bölücülük ve irtica.
Kimliğin ve kültürün sınıfla bir ilişkisi olmadığına emin olduktan sonra ( bunun için yıllarca utangaç Gramsci, Althusser çevirileri yapıldı, emek verildi ) yapılması gereken; hem Kürt Hareketi’ne hem de İslamcılara destek verecek batılı bir partiydi.
Size bütün bunları neden mi anlattım; kartvizitinize liberal yazdıracaksanız bazı davranış biçimlerini öğrenmek zorundasınız.
Örneğin, çoğu öngörünüz, tespitiniz, önerdiğiniz politik hat doğru çıkmadı. Bunu kendinize sorun mu edeceksiniz? Tabii ki hayır.
Yanlış çıkan sizin öngörünüz değil, öngörünüzün öznesi yanlış yaptı. Siz niyet okumadınız ve İslamcılara bir fırsat sundunuz, onlar bu fırsatı tepti.
Siz hala aynı yerde duruyorsunuz. İlkelisiniz ve doğal olarak AKP’ye muhalifsiniz.
Siz dünyanın merkezisiniz, sizin paradigmanızı ortalama militanlar ( bugün Haziran Hareketi’ne denk geliyor ) anlayamaz.
İşte genç arkadaşlarım; buradan kendinize tekrar bir meşruiyet ve itibar devşireceksiniz. Şunu unutmayın; liberal bir entelektüel meşruiyet musluğuna ağzını dayamalıdır.
İlk virajda ortalama militanları yine, yeni iktidarın önüne atarsınız, endişe etmeyin.