İktidar bloğu içinde fırtınalar kopuyor…
Reis’çiler ve Hoca’cılar kılıçlarını çekmiş, sızdırılan kriptolarla birbirine peşrev çekerken, yeni bir sabah doğuyor ve Reis noktayı koyuyor…
Hoca “stratejik derinliğin” teorisini yaparken, Reis, taktiksel sığlığın pratiğini gösteriverdi…
Bu iktidar savaşlarından memlekete hayırhah anılacak bir sonuç çıkmaz…
Zira bunlar aynı soyun efradıdır…
***
Reis çaresiz; zira içeriden darbe, yani koltuğundan onu edecek her türlü kadro, bundan böyle onun düşmanıdır.
Tasfiye edilmeli, gömülmeli, yenmeli, paralele, trapeze ve bilcümle geometriye denk düşürülerek berhava edilmelidir…
İstek basittir…
Öncesinde olduğu gibi, bu devir de, bundan böyle, mutlak itaat ve biat devridir…
Netice olarak Reis, önünü mahcup biçimde perdeleyen Davut adlı bir engeli, şimdi yer ile yeksan etmiştir…
Kısacası, kullan ve at…
***
Reis hep pir-ü paktır…
Her ne oluyorsa, hep etrafındakiler ona tuzak kurup, madik atmaktadır…
“Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını söylediklerinden, etrafında neredeyse kimsecikler kalmamıştır.
Bu sabah itibariyle, kendi cenahını fırtınalardan çıkarmış ve iktidar bloğu içinde de yeni iktidarına kavuşmuştur…
Kuşkusuz RTE cenahı, dalgaya düşmemeli, önden ceket ilikleyip, talimatlara yekten uymalıdır.
Yoksa maazallah, hangi başa nasıl bir kuş konacak, kimse kestiremez…
Ve yani…
Bunların hepsi şimdiliktir.
***
Reis’in de hesap edemediği bir piyango boynunu her an alabilir…
Reis bu nedenle hep hesabını yapmaktadır…
***
Majestelerinin muhalefeti, 1 Kasımdan bu yana, bulunduğu yüzdelik dilimde ve yerinde saymaktadır.
RTE iktidarının ne kadar sol soslu liboşu varsa, Kılıçdaroğlu ile görüşme ve yemek furyasına dalmış durumdadır…
MHP hakiki bir stepne ve RTE için vazgeçilmezlerin başındadır. Devlet Bahçeli Reis’in başı, parti içi muhalefeti ile al takke ver külah serencamındadır…
HDP, kıble sıkıntısı çekmekte ve batıda kaybettiği oylarının hendese ile çözümü derdine düşmüş görünmektedir…
Reis için bunların hepsi fırsat ve baskın bir seçimle işi olacağına vardırma hesabıdır…
***
“Reis’in de hesap edemediği bir piyango, boynunu her an alabilir” demiştik de…
Reis’in bildiği ve ödünü koparan büyük piyango, henüz kımıldamadan kenarda bekleyen halk sınıflarının kendisidir.
O halk sınıfları ki, Nazım’ın dediği gibi…
“onlar ki toprakta karınca, suda balık, havada kuş kadar çokturlar,
korkak, cesur, cahil, hâkim ve çocukturlar…"
İşte bu çocuklar ki, Reis “ve onlar için: zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yoktur, denildi…”ğini iyi bilir. İyi bildiğini Haziran Direnişi sırasında da bir defa daha görmüş ve kafasına yazılan karabasanlardan da hiç çıkamamıştır. Öyleyse ne yapmaktadır; karşıtına zulüm, yandaşına ikbal yolları döşeyerek kendine alan açmakta, bunun için de yeri geldiğinde efradından kelle almakta, daraldıkça ufalıp, etrafında memleket coğrafyasının ne denli genişlediğine fal taşı gözlerle bakmaktadır…
***
Bunlar iyidir…
Bunlar, ortalık toz duman görünmesine karşın, memleketin hayrınadır.
Kadrolarına daralıp, küçülen için, saray darbesiyle mutlak iktidarına yürüdüğünü zannetmek, eninde sonunda hem gideceğine ve hem de memleketin geleceğinin güneşleneceğine işarettir…
Yeter ki bunu bu halk, bileğinin hakkıyla becersin ve ABD dalgası ve dalaveresiyle onun yerine bir ikame operasyonu olmasın…
Daralan RTE ve şürekâsıdır. Genişleyen ve önünde alan açılan ise biziz; hepimiziz…
Öyleyse yüklenecek hedef bellidir…
***
Kuşkusuz, buradan kendi başlarını yiyeceklerine dair bir anlam çıkarılmamalıdır.
Sevindirik olmanın, ya da memleket elden gitti diye karalar bağlamanın manası yoktur…
***
Yapılacak olan iş sadedir…
İşin sırrı kendimizdedir…
Lafı uzatmayalım Birleşik Haziran’ın 8 Mayıs (*) çağrısına kulak verelim…
“Bu kavganın sonucunu yan yana omuz omuza durma kararlılığımız belirleyecek. Birbirimizden başka güvencemiz, birbirimizden başka dayanağımız yok!
Yapabiliriz!
Çünkü biz halkız!
Birlikte başarabiliriz!
(*)http://www.birlesikhaziranhareketi.org/birlikte-basarabiliriz-8-mayista-kartalda-bulusuyoruz/