Bizler, alt kültürümüz dolayısıyla borçla yaşamaktan korkan bir toplumduk. Ama, 24 Ocak 1980’deki piyasalaştırıcı kararlar sonrası yani planlı ve devletin denetlediği ekonomik sistemden piyasacı sisteme geçiş sonrası, adeta borçsuz yaşayamaz hale geldik.
Bu yüzden de, kimilerine göre önemli bir korkuyu yendik…
Kapitalizmin, toplumsal genlerimize işlettiği ‘’BORÇ YİĞİDİN KAMÇISIDIR’’ özdeyişi, her zaman boyun eğerek yaşamanın da sosyolojik koşullarını oluşturuyor.
Bu yaşam biçimine kişilerin yanı sıra kurumları da rahatlıkla ekleyebiliyoruz artık. Hem de, kamusal hizmet veren kurumları başa yazarak.
Halkın cebinden çıkanlarla bütçe oluşturan ama o bütçeleri yandaşları için faizsiz kredi kaynağı gibi kullandıran, daha açıkçası peşkeş çeken, bu arada da çalışanlarının hakkı olanları vermeyip onlar adına devlete borçlanan ‘YÜZSÜZLÜK’ derecesindeki kurumlar, yani belediyelerden söz ediyorum.
Borç ve borçlular konusunda, belediyelerin eline kimse su dökemez…
SGK, kamuoyunda ‘utanç listesi’ olarak adlandırılan ve her yıl kentimizden neredeyse bütün belediyelerin prim borçları nedeniyle girdiği listeyi yine açıkladı.
İzmit Belediyesi’nin 2 kaydı ve toplam 65 milyon lira borcu bulunuyor.
Yanlış duymadınız, iki ayrı kayıt ve toplam 65 milyon lira sadece SGK borcu…
57 milyon 463 bin liralık ilk kayıtla 6. sırada yer alan İzmit Belediyesi, 7 milyon 968 bin liralık ikinci kayıtla da 137. Sırada görülüyor.
Hangisi doğru bilemiyoruz. İlgili belediyenin sorumluları açıklarsa hem kamuoyu hem de kent halkı bilgilenmiş olacak.
SGK’nın bu utanç listesinde, geçtiğimiz yıllarda milyar liralık borçlarıyla listede görmeye alışık olduğumuz Kocaeli Büyükşehir Belediyesi bu defa yer almazken,kentin en borçlu ikinci belediyesi ise Gebze Belediyesi oldu. Bu belediyemizin SGK’ya olan borcu toplam borcu 43 milyon 967 bin lira.
İlin en borçlu belediyeleri arasında üçüncü sırayı ise Körfez Belediyesi aldı. Belediye tüzel olarak 11 milyon 444 bin lirayla 85. sırada yer alırken, iştiraki YARPAŞ 29 milyon 522 bin lirayla 18. sırada.
Yani, Körfez Belediyesi’nin toplam borcu, şirketleriyle birlikte 41 milyon liraya ulaşmış durumda.
O utanç listesinde Kartepe Belediyesi de 23 milyon 128 bin liralık borçla 32. sırada yer alıyor.
Listenin 47. sırasında 18 milyon 638 bin lira borçla Gölcük Belediyesi, 52. sırasında 17 milyon 963 bin lira borçla Derince Belediyesi, 60. sırasında 15 milyon 533 bin lira borçla Dilovası Belediyesi, 63. sırasında 14 milyon 452 bin lira borçla Başiskele Belediyesi, 67. sırasında 13 milyon 633 bin lira borçla Çayırova Belediyesi, 130. sırasında 8 milyon 259 bin lira borçla Karamürsel Belediyesi, 138. sırasında 7 milyon 818 bin lira borçla Darıca Belediyesi ve 8 bin 800. sırasında ise 276 bin lira borçla Kandıra Belediyesi yer aldı.
Borç ve borçlular denilince sadece kamusal hizmet vermek zorunda olan belediyeler akla gelmiyor. Sanayi kuruluşları da bu utançtan payını alıyor. Hatta, Cumhurbaşkanı ve başbakan’ın toz kondurmadığı, AKP kadrolarının ve siyasetinin el üstünde tuttuğu STK’lardan olan İlim Yayma Cemiyeti de, utanç listesinin sırıtan isimlerinden.
En borçlu sanayi kuruluşları arasında 11 milyon 354 bin liralık borçla 86. sırada Vinsan Veziroğlu firması dikkat çekiyor.
SGK’nın listesinde dikkat çeken diğer önemli kurumlar arasında Derincespor ve Kocaelispor’u da sayabiliriz.
723. sıradaki Kocaelispor’un borcu 1 milyon 733 bin, 11 bin 939. sıradaki Derincespor’un borcu da 222 bin lira.
Öte yandan listenin en tartışmalı kurumu İlim Yayma Cemiyeti oldu. Dernek olarak faaliyet gösteren cemiyetin SGK borcu 168 bin lira.
Dahası da var, ama bu kadarı bile yeterli.
Listeye bakıldığında borcun ne anlama geldiği ve borç ile borçlular arasında nasıl bir ilişki olduğunu en azından kent ölçeğinde rahatlıkla görüyorsunuz.
Ölçeği büyüttüğünüzde de, ülkedeki borç-borçlular ilişkisini yadırgamak pek olası değil.
Öte yandan, borç ve borçlular ilişkisi bu kadar girift hale gelmişken, kent ve ülke kaynakları bu kadar borçlandırma üzerinden peşkeş çekilirken, yaşanan bazı gelişmelere hayret etmemek olası değil.
Kişilerin borçları kimseyi ilgilendirmez ama kamunun borçları ve özellikle de kamu zarara uğratılarak borçlandırılmışsa bu durum herkesi ilgilendirir.
Kamuyu zarara uğratmak suçlaması düzen siyaseti içerisinde etkin olan isimlere her dönem yöneltilen suçlamalardandır.
Kamusal zarara neden olduğu gerekçesiyle yargılanıp mahkum edilen ve tutuklanıp cezaevine koyulan yönetici sayısı ülke için iki elin parmaklarını geçmez. Oysa, bu ülke milyar dolarlar dış borca sahipse (hapsedilmeleri taraftarı olmadığımın peşinen bilinmesini isterim); bu borçlanma politikalarının sahipleri yargı önünde halka hesap vermeli ve suçlu görülürlerse de hapsedilmelidir.
Benzer bir durumu, bugünlerde Kocaeli insanı gördü ve yaşıyor…
Kocaelispor Futbol Takımı’nın Süper Lig’de fırtına gibi estiği dönemlerin efsane kulüp başkanı CHP’li Sefa Sirmen.
Sefa Sirmen, İzmit Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı döneminde, İzmit Gaz Dağıtım A.Ş’nin (İZGAZ) kente doğalgaz sağlaması için yaptığı altyapı çalışmaları döneminde ‘ihalede usulsüzlük’ ve ‘zimmete para geçirmekle suçlandı. Ve, görev sonrası 2006 yılında kendisiyle birlikte 23 kişi hakkında dava açıldı.
Kocaeli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın sonunda, Sirmen ve diğer tüm sanıklar beraat etti. Ancak, karar 2011 yılında Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nce oy birliği ile bozuldu, 1. Ağır Ceza Mahkemesi yeniden yargılama için görevlendirildi. Oldukça uzun süren yargılama süreci sonunda tekrar beraat kararı çıktı. Karar, bu kez itirazlarla tekrar bozuldu ve geçen sürede Sirmen’in zaman aşımından beraat etmesi beklenirken, Yargıtay, 6 yıl 3 aylık hapis cezasını onayladı.
Aynı davada yargılanan eski İzmit Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP Milletvekili Hikmet Erenkaya için verilen mahkûmiyet kararı ise bozuldu.
Hakkında kesinleşen hapis cezası dolayısıyla evinin bulunduğu Gölcük İhsaniye’de dostlarıyla birlikte otururken polis ekiplerince gözaltına alınan Sirmen, önce Kocaeli Adliyesi’ne, buradan da cezasını çekmek üzere Kandıra T Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldü.
Sefa Sirmen, cezasının beşte ikisini oluşturan 1 yıl 6 ay 2 gün cezaevinde kalacak. Sonra, ’denetimli serbestlik’ yasasından yararlanarak, şartlı tahliye olacak.
Borç ve borçlular ilişkisine siyasi hasımlık da eklenince, sonuçlarını kestirmek olası değil.
100 milyar liraya kurulan ve kenti doğalgaza kavuşturan sistemi sonradan 500 milyar liraya Fransızlara satmakla övünen siyasi iradenin baskısıyla alınan bu karar ve yarattığı etki, ahlak sorgulaması yapılmasını da zorunlu kılmaktadır.
Tabi, cesareti olanlar için…