Yıllar yılı, istihdam sorunu üzerine yapılan işveren kaynaklı açıklamalardan gerçekten bıktığımı bilmenizi isterim.
Eminim ki, benim gibi milyonlarca insan da bıkmıştır. Sanayinin kalbi bir kentte yaşayınca, bu bıkkınlık zamanla kabak tadı vermeye başlıyor.
İzmit ve Gebze’deki istihdam sorunu üzerine, nedense hep sanayicilerin örgütleri açıklama yapar ve “Kalifiye eleman bulamıyoruz” türü ağlama sözcükleriyle kamuoyu oluşturmayı denerler.
Son günlerin çarpıcı ağlama argümanı da, Gebze’de 100 kişi çalıştırmak isteyen bir firmanın 6 bin kişiyi çağırdığı ve bu çağrıya sadece 42 kişinin yanıt verdiğidir. Sanayiciye göre, bu durum, işsizlik artarken, fabrikaların eleman bulamama gerçeğini de gün yüzüne çıkartıyormuş.
Yuh size,
Ayıptır, yazıktır.
Kimi kandırıyorsunuz?
Açlık sınırının bile altında kalan asgari ücretle (ki, vergi dışı bile değil) çalıştıracak işçi, pardon ‘köle’ arıyorsunuz.
Bulamayınca da, bağırıyorsunuz, “İş beğenmiyorlar” diye.
Gerçekten BIKTIRDINIZ.
Mesleki ve teknik liselerde son sınıf ya da bir önceki sınıfta okuyan öğrencilere yatırım yapan, mezun olunca da istihdam eden sermaye gruplarından duymuyoruz bu serzenişi.
Çünkü;
Onlar, kalifiye elemanın maliyetini üstlenmeyi risk olarak görmüyor ve kısa zamanda aşırı kâr yerine uzun zaman dilimine yayılmış ama mutlak kâr hedefleyen, o hedefine varmak için de insana yatırım yapmaktan korkmayan yaklaşımlar sergiliyor.
Hal böyleyken, siz, bıktıran sözde sanayici ve işadamları, aynaya baktığınızda kendinizi çağdışı kalmış köle tacirlerine benzetiyor musunuz?
Çağrı yapılan 6 bin işsizden niye sadece 42’si yanıt veriyor, hiç düşündünüz mü?
Çalışma koşullarınızdan,
Ücret politikanızdan,
İnsani olmayan yaklaşımlarınızdan,
Ve de diğer faktörlerden olabilir mi?
İnsanlar işsiz, para kazanamıyor, evine ekmek götüremiyor ve o evde tencere kaynamıyor ama yine de sizin çağrınıza olumlu yanıt vermiyor.
Size yanıt vermeyenler, “ne kadar iş beğenmez açlar topluluğu” değil mi ?
TÜİK verileri, 3 aydır işsizlik verilerinin artış eğiliminde olduğuna işaret ederken, işgücüne katılma oranının da yüzde 52.7’ye çıktığını paylaşıyor.
Bu ters orantının nedeni, daha az sayıda çalışanla daha fazla üretim ve daha fazla kâr etme mantığı olabilir mi ?
Netice olarak, iyileştirilmiş çalışma koşulları, insanca yaşayacak ücret ve de gerektiği kadar sosyal destekler sağlamadan emeğini ucuza satacak insanlar aramaktan vazgeçmiyorsunuz.
İşte, bu yüzden de, BIKTIRDINIZ…
Siz, diğer bıktırıcılar, sanmayın ki, sizi unuttum.
3 aydır kenti yaşanmaz hale getirdiniz, insanların sesinin çıkmamasını fırsat bilip iş ve sosyal yaşam alanlarını berbat ederek, onları nefes alamaz hale getirdiniz.
Sizler, sırça köşklerinizde korumalı biçimde oturup yaşarken, hayatınızı olumsuz etkileyecek en küçük bir şeye tahammül göstermezken, kentim insanını pisliğin, karmaşanın içinde yaşamaya mahkum edemezsiniz.
BIKTIRDINIZ, ‘yatırım’ diye,
BIKTIRDINIZ, ‘hayatınızı kolaylaştırıyoruz’ yalanıyla,
BIKTIRDINIZ, ‘ileride rahat etmek için bugün eziyete katlanmak gerek’ masalıyla…
Yatırmayın,
Bırakın hayatımızı biz kolaylaştırırız,
İleride rahat edeceğimizi siz nasıl garanti ediyorsunuz?
Kent nüfusunu dondurdunuz da, gelecek 50 yılın planlamasını yaparken artacak yeni ihtiyaçlar olmayacağını nasıl garanti ediyorsunuz?
Bugün yatırım diye sunduğunuz sözde projelerin yaşamımızı kolaylaştırması bir yana yarının nefes alınacak alanlarının işgal edildiğini görmekten sıkıntı duyuyoruz.
Evet, BIKTIRDINIZ…
Bırakın bu yatırım ayaklarını,
İstemiyoruz hilkat garibi projelerinizi,
Çekin elinizi kentsel yaşamımızdan,
Bırakın, sizin pisliğinizi de,
Biz, yeri ve zamanı geldiğinde temizleriz,
ÇEKİN, GİDİN KÖYÜNÜZE…
Çünkü;
Nasıl yaşandığından habersiz olduğunuz kentin her açıdan sıkıntı çekmesine yol açtınız, açmaya da devam ediyorsunuz.
Adap bilmeyen, saygıdan nasibini almamış, istişare diyerek dayatma kültürünü yaygınlaştıran o köhne zihniyetinizle,
Siyasi tercihlerinizle, yalanlarınızla, sahte kahramanlık edalarınızla,
Sermayeye biat ettiğinizi göstermek adına kent rantlarının üzerine oturma gayretinizle,
Kamuoyuna verdiğiniz pozlardaki sahte gülüşlerinizle,
‘Toplumsal dayanışmayı güçlendiriyoruz’ başlığı altında kenti esir alan, kentsel yaşamı bütünüyle değiştirmeye zorlayan tavrınızla,
B-I-K-T-I-R-D-I-N-I-Z…