19. yüzyıl başlarına gidelim. “Kader Senfonisi” adıyla da anılan, bu adlandırmayı başındaki dört notalık kısa motif’ten alan V. senfoni, ilk kez seslendirilecekti. Uzun bir çalışma süreciyle 1804 yılında bestelenmeye başlayan eser, Ludwig van Beethoven’in ünlü “op. 68 do minör senfonisi”ydi ve 1808 yılında ancak tamamlanıyordu. 22 Aralık günü, müthiş bir "dünya premieri" (ilk seslendiriliş) gerçekleşmişti. Dört saat süren dev bir konserin en önemli eseri olarak, ünlü maestro Beethoven’in merakla beklenen yeni senfonisi yılın son günlerine yetiştirilebilmişti. Viyana’nın günümüzde bile konser ve opera temsilleri için kullanılan ünlü “Theater an der Wien” sahnesi konserin ihtişamlı mekanıydı.
Ünlü Maestro provaları değil, ancak konseri kendisi yönetti, Kahramanlık, savaş ve zafer bu eserin algılanmasında bazı insanlar için önemli kavramlar olabilir ancak eserin ismi hakkında da farklı yorumlar vardır. Beethoven’in öğrencisi, besteci ve yayıncı Karl Czerny’nin bir kaynakta belirttiğine göre, o zaman Viyana’nın en büyük eğlence parkı “Prater”deki bir yürüyüş sırasında bestecinin duyduğu bir ağaçkakan kuşunun sesinden gelmektedir ünlü senfoninin ilhamı. Beethoven bunu kendisi “Kaderin kapıyı çalması” olarak belirtir. Genel olarak Beethoven’in anlatımı kabul edilmiştir.
Eserin başlangıcında “Kader” motifi, ritmik motif getirilirken, eserin tonunu tam olarak algılayamıyoruz. Tek sesli bu motif ancak tekrar gelişinde ünlü senfoni’nin tonu hakkında fikir sahibi olabiliyoruz, yine birinci bölümde gelen obua solosu bize müthiş bir yalnızlık hissi uyandırabiliyor.
Senfoni toplam dört bölümden oluşuyor, 2. bölüm birinci bölüme göre enerji açısından daha düşüktür. Bu bölüm, yaylı çalgılarda duyulan ve çeşitlendirilip, geliştirilecek bir motif üzerinde kuruluyor. 3. bölüm: “Scherzo” şakacı demektir, ve klasik senfonilerdeki “menuett” dansı yerine getirilmiş, dans karakteri taşıyan bir bölümdür. Son bölüm “Allegro” ise büyük bir zafer marşı olarak algılanabilir.
Fransız Devrimi’nin “Özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” temaları ile, romantizm akımının başlıca temaları“red etme, protesto, bireyin özgürleştirilmesi, katı sosyal sisteme başkaldırı eserin ve dönemin anlaşılması için önemlidir. Bir not olarak düşülmesi gereken de, 18. yüzyılın 2. yarısında bu temalarla Alman romantizm’inin, o zamanki kültür dili olan Fransızca ve Fransız edebiyatına karşı İngiliz edebiyatını ve Shakespeare’,i öne çıkaran Goethe, Schiller gibi yazar ve şairler sayesinde varlık gösterebilmeye başlamasıdır.
Bu ilginç “kuruluş” döneminde müzik, bir nesil sonra sanatsal varlığını, gerçek anlamda “bağımsız” sanatçılarla gösterebilmiştir. 1774 yılında Goethe “Genç Werther’in Acıları”nı yazmıştır. Schiller ise “Hırsızlar”ını 1782 yılında tamamlar. Beethoven ise ilk senfonisini 1799 yılında bestelemiş ve 1800 yılında ilk seslendirilişini gerçekleştirmiştir.