İnsan, yaşarken istediklerini elde etmek için, düşlediği dünyayı kurmak için mutlaka başarıyı yakalamak zorundadır.
Özellikle de çocukların yaşamına katkı sağlayan başarılar çok önemlidir…
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı bünyesinde kurulan Çocuk Kemik İliği Nakil Ünitesi, son dönem başarı sağlamak konusunda örnek gösterilecek bir iş oldu.
Geçen yıl ekim ayında ruhsat alan, mayıs ayında hasta kabulüne başlanan Çocuk Kemik İliği Nakil Ünitesi’nde başarılı biçimde kemik iliği nakli yapılan ve sağlık durumları gayet iyi olan üç çocuk hasta, önümüzdeki günlerde taburcu edilecek.
Alınan bu mesafe, başta tıp fakültesi olmak üzere üniversite ve kenti onurlandıran bir noktaya gelindiğine işarettir.
Akdeniz anemisi teşhisi konulan 5 yaşındaki Mahmut Melih Özdemir, lösemi hastalığı tekrarlayan 15 yaşındaki Ömer Can Kumlu ve beyin dejeneratif hastası 5 yaşındaki Batuhan Bozal’a ilik nakli yapıldı bu ünitede.
Üç çocuk hasta, önümüzdeki günlerde taburcu edilecek, ardından sırada bekleyen 6 çocuk hasta nakil odalarına alınacak.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Hatun, başarıyı tanımlarken, “Hastanemizin ihtiyaçlarından biriydi. Böyle bir birim kurulduktan sonra kemik iliği nakli yapılması da zahmetli bir iş’’ diyor.
Bu merkezin en önemli özelliği, hastalardan ücret alınmaması. Kemik iliği nakli uygulanan hastaların tedavisi ortalama 30 gün sürüyor. Bu süre içinde hastanın bir yakını da refakatçi olarak kalabiliyor.
Başarının boyutuna dikkatinizi çekmek istedim…
********
Onları da kutlamak gerek
Onlar, yaşadıkları yerde, yaşam haklarını savunuyor. Hem de, ısrarlı bir takip sonucu. Sözünü ettiğim ısrarlı takipçiler, Körfez ilçesinin Tütünçiftlik sahilindeki yurttaşlar. Onlar, kendileri için baş belası olarak gördükleri ‘’Petline İmar Planı’’na karşı amansız mücadele veriyor. Tütünçiftlik Sahili Koruma Ve Güzelleştirme Derneği çatısı altında bir olup açtıkları davada, Petline İmar Planı’nı iptal ettirmişlerdi.
Ama, bu karar uygulanmadı ya da uygulanamıyor.
O yüzden, söz konusu iptal kararının görüşüleceği Körfez Belediye Meclisi Temmuz ayı toplantısına katılan dernek üyeleri, ellerindeki dövizlerle yapılan hukuksuzluğu protesto etti.
Bu konuda başarı elde etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Biraz da hukukun üstünlüğüne güvenen ve gereğini yerine getiren yöneticiler olsa, sorun kalmayacak. Başarı, daha da anlamlı ve kolektif bir hale gelecek.
Ama, her şeyde olduğu gibi tercihler öne çıkıyor…
********
Emekçiye, emekliye pay yok ama
Sanayi yoğunluklu bir kentte yaşadığımız için genelde bizim yaşamımıza çok etki etmese de ‘’ihracat-ithalat’’ dengesi arasında sanki varmışız gibi hissederiz kendimizi.
Buradan yola çıkarak, Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ortaya koyduğu veriler bizi ya mutlu eder ya da mutsuz eder.
Değerlendirme içindeki ironiden bağımsız olarak, bu kez emekliler ve emekçiler değil, ihracatçıların mutsuz olduğuna ve bu nedenle de kendi alanlarında bir başarıyı yakaladıklarından söz edilemeyeceğine vurgu yapacağım.
Onlar için yıllarca ‘’başarı öyküsü yazanlar’’ yakıştırması yapılırdı. Bu kez, öyle olmamış. Bu kez yaptıkları ‘’başarısızlık öyküsü’’ olarak anılacak. Bu yazının da çeşnisi olacak.
Ne yapabilmişler bakalım…
Geçen yılın ilk 6 aylık döneminde 6 milyar 138 milyon 414 bin dolar olan ihracatı, bu yılın aynı döneminde yüzde 6,8'lik azalışla 5 milyar 720 milyon 850 bin dolara geriletmişler.
Kentin Haziran ihracatı da yüzde 6,2'lik azalarak 994 milyon 443 bin dolar olarak kayıtlara geçmiş.
Şimdi, ‘’bunlardan bize ne’’ diyebilirsiniz. Evet, gerçekten de size ne ya da bize ne. Ama, uzun yıllar iftihar vesilesi olarak sunulan bu rakamların altında gerçek bir başarı öyküsü yatmadığını görüp, bazen tersten okuma yapılması gereğine işaret etmek istedim.
*********
Başka başarılar
Anımsıyorum, başka başarılar diyebileceğimiz türden alışık olunmamış başarıları, metal ve otomotiv sektörü çalışanları göstermişti, hem de çok kısa süre önce.
Bursa’da Renault ve Tofaş fabrikalarında 3 temel taleple başlayan direniş, sektördeki tüm fabrikalara yayılmış ve binlerce işçi aynı taleplerle direnişe geçmişti.
Başka başarıların yaratılması zamanıydı…
Bu tehlikeyi fark eden işveren, öncelikli olan ‘’Türk Metal Sendikası fabrikadan gitsin’’ talebine evet diyor yeni bir kulvar açıyordu. Asıl amaç Türk Metal’i göndermek olamazdı elbette. İşçinin gaz alınmalıydı, topyekün ayaklanmanın önüne geçilmeliydi, sonrasına bakılırdı.
Ve bakılıyor da…
Başka başarıların yaratıcılarından olan Gebze'deki Arçelik-LG fabrikası çalışanı 170 işçiye, iş akdinin feshedildiği bildirildi.
İşten çıkarılan işçiler, karara tepki göstererek fabrikadan dışarı çıkmak istemedi. Bunun üzerine fabrikanın önüne çok sayıda çevik kuvvet ekibi ve TOMA aracı geldi.
İşyerinden çıktılar ya da çıkmadılar.
Mesele elbette bu değil, işveren, sınıf mücadelesi tarihine işçiler tarafından yeni başarılar ve zaferler kazandırılmasına izin vermemekteki kararlılığını göstermek istiyor.
Gösterebilir mi ?
Geçici olarak belki evet, ama kalıcı zafer direnenlerin olacaktır. Çünkü, tarihi direnenler yazar. Başka başarıları yaratanlar da, bu ölçekte tarihteki yerini alacaktır.