30 Ekim notları: Suriye toprağında Suriye askeriyle savaşmak: 'Vatan savaşı' mı demiştiniz?
TSK'nin Suriye'deki operasyonunun ardından, ABD Temsilciler Meclisi'nin 1915'te Ermenileri hedef alan tehcir ve kıyımı "soykırım" olarak nitelendirme ve eş zamanlı olarak Türkiye için yaptırım yapılması kararları bugünün en çok konuşulan gündemleri oldu. Bir kısmı sembolik, bir kısmı da henüz nihayete varmamış bu kararlar, Saray Rejimi ve ona yedeklenenlere bir kez daha Suriye'de yaşanan gerçekleri örtbas etme fırsatı vermiş oldu. Beyaz Saray yönetiminin Türkiye'ye açtığı alan, TSK ve desteklediği güçlerin Suriye toprağındaki varlığı bu vesileyle sorgulanmamış, tartışılmamış oldu.
İLGİLİ HABER | Türkiye'ye yaptırımları öngören tasarı ABD Temsilciler Meclisi'nden geçti
İLGİLİ HABER | Ermeni Soykırımı'nı tanıyan yasa tasarısı ABD Temsilciler Meclisi'nde kabul edildi
İLGİLİ HABER | ABD'nin Ankara Büyükelçisi, Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı
Oysa, son iki gündür sahada TSK'nin ve desteklediği ÖSO'cu güçlerin doğrudan Suriye ordusu ile çatışmaya girdiğine tanık oluyoruz. Millî Savunma Bakanlığı dün Suriye ordusuna bağlı 18 kişinin "rehin alındığını" duyurdu. Bugün de Suriye'nin resmi ajansı SANA, Resulayn çevresinde çatışmaların yaşandığını, akşam saatlerinde ise 6 Sruiye askerinin öldüğünü bildirdi. AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca bugün partisinin grup toplantısında ''Kobani'nin de kontrolümüz altına girmesi lazım'' ifadelerini kullandı.
İleri Haber, başından itibaren Suriye'de girişilen maceranın emperyalizmin genel çıkarlarına hizmet ettiğini, Saray'ın, en başta iç politikayı dizayn etmek ve dahası yayılmacı bir zihniyetle bu hamleyi yaptığını yazıyor. Gelinen nokta itibariyle, yabancı bir ülke toprağında, o ülkenin askerleriyle girişilen sıcak çatışmanın, üstelik bunu yaparken cihatçı vekil güçlerin de kullanılmasının "terör tehdidi" veya "vatan savunması" ile hiçbir ilgisinin olmadığı bir kez daha açıkça anlaşılmıştır.
İLGİLİ HABER | SANA: Suriye ordusu ile TSK arasında çatışma çıktı
İLGİLİ HABER | TSK Suriye ordusuna bağlı 18 kişiyi esir aldığını duyurdu
İLGİLİ HABER | Erdoğan: Kobani'nin kontrolümüz altına girmesi lazım
Suriye'ye ilişkin bugün bir başka gelişme de Cenevre'de yaşandı. Anayasa komitesi, BM nezaretinde hükümet, muhalefet ve sivil toplum temsilcilerinin katılımıyla toplandı. Yapılan konuşmalarda Suriye'nin anayasaasına Suriyeliler karar verecek dense de, komitenin oluşturulmasında Suriye dışı unsurların etkisinin olduğu biliniyor. Suriye'nin anayasasını, aralarında Türkiye'nin de olduğu ülkeler belirleme uğraşında.
İLGİLİ HABER | Suriye Anayasa Komitesi ilk toplantısını yaptı: 'Tarihi bir an'
Suriye'de yaşananlarla kendi saflarını sıkılaştırmaya çalışan iktidar, fırsattan istifde ülkede tüm kaynakları kendi kontrolü ve çıkarına kullanma arayışında. Çevre ve Şehircilik Bakanlığının hazırladığı 28 maddelik kanun tasarısı ile İstanbul Boğazı'nda İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde olan tüm yetkiler, yeni kurulacak "Boğaziçi Başkanlığı" ile Saray'a devredilecek. Yeni düzenleme, kaçak yapıların yerine yeni binaların yapılmasına da izin veriyor.
Öte yandan, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın son iki yılda iktidara yakınlığıyla bilinen yedi vakfa izinsiz para toplama yetkisi verdiği ortaya çıktı. İçişleri Bakanlığı’na bağlı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün izin almadan yardım toplama hakkına sahip kuruluşlar listesinde aralarındaTürkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı (TÜRGEV); Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Beşir Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği’nin de bulunduğu görülüyor.
İLGİLİ HABER | İstanbul Boğazı'na ilişkin yetkiler Erdoğan'a devrediliyor
İLGİLİ HABER | AKP'ye yakın yedi vakfa, Erdoğan'ın onayıyla izinsiz yardım toplama hakkı verildi!