YÖK: Atanan rektör o üniversitenin kadrolu elemanı olma şartına bağlanmamalı
YÖK, Boğaziçi Üniversitesi'ne Rektör olarak atanan Prof. Dr. Melih Bulu ile ilgili bir açıklama yayınladı. Açıklamada, ''Akademik çevrelerde gayet iyi bilinmektedir ki ABD başta olmak üzere pek çok ülkenin başarılı üniversitelerinde de genelde başka üniversitelerden rektör adayı aranmakta ve atanmaktadır'' denildi.
Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör atanmasıyla ilgili açıklama yaptı. YÖK yapmış olduğu açıklamada ABD'yi örnek göstererek birçok ülkede üniversitelerin dışardan rektör seçtiğini belirterek '' Akademik çevrelerde gayet iyi bilinmektedir ki ABD başta olmak üzere pek çok ülkenin başarılı üniversitelerinde de genelde başka üniversitelerden rektör adayı aranmakta ve atanmaktadır'' dedi.
Yapılan açıklamada Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanlığı makamı tarafından doğrudan atanmasına değinilmeden geçmişte Boğaziçi Üniversitesi'nin iki dönem boyunca farklı bir üniversite mezunu akademisyen tarafından yönetildiği ifade edilerek ''Boğaziçi Üniversitesi, geçmişte iki dönem, uzun yıllar farklı bir üniversite mezunu ve mensubu bir bilim insanı tarafından başarılı bir şekilde yönetilmiş ve bu durum hiçbir zaman eleştiri konusu yapılmamıştır'' denildi.
Açıklamanın tamamı şu şekilde:
"Yükseköğretim sistemimizde önemli bir yeri bulunan Boğaziçi Üniversitesi'ne yeni rektör ataması yapılmasından sonra, yazılı ve görsel medya ile iletişim kanallarında yer alan çeşitli değerlendirmeler dolayısıyla aşağıdaki açıklamanın kamuoyu ile paylaşılmasına gerek duyulmuştur. Boğaziçi Üniversitesi, geçmişte iki dönem, uzun yıllar farklı bir üniversite mezunu ve mensubu bir bilim insanı tarafından başarılı bir şekilde yönetilmiş ve bu durum hiçbir zaman eleştiri konusu yapılmamıştır. Ayrıca akademik çevrelerde gayet iyi bilinmektedir ki ABD başta olmak üzere pek çok ülkenin başarılı üniversitelerinde de genelde başka üniversitelerden rektör adayı aranmakta ve atanmaktadır. Dolayısıyla bir üniversitenin başarılı bir şekilde yönetilmesini atanan rektörün o üniversitenin kadrolu elemanı olma şartına bağlamanın, akademinin küresel yapısında da anlamlı bir karşılığı ve gerçekliği bulunmamaktadır.
Ayrıca yükseköğretim ile ilgili yapılan düzenlemelerde, aldığımız kararlarda ve kurguladığımız süreçlerde öğrencilerimizin nitelikli bilgi sahibi olmfarasının, onların bu ülkenin geleceğine, kalkınmasına katkı sağlayacak aşk ile donanmasının çok önemli olduğuna inanıyoruz. Bundan dolayı üniversitelerimizle birlikte bütün gayretimizi öğrenci merkezli yaklaşımlara yöneltmemiz gerektiğini biliyoruz.
Son olarak; üniversiteler tek başına bir rektörün bilimsel birikim ve idari tecrübesi ile yönetilecek kurumlar değildir. Üniversitelerimizin üst yöneticileri üniversitenin bütün bileşenlerine kulak vermeli, onlar ile istişare içinde süreçleri yönetmelidirler. Boğaziçi Üniversitemizin de hocası, öğrencisi ve idari personeli ile birlikte bir bütün halinde bilimin ışığı altında sürekli başarıyı ve daha iyiyi arayacağına ve doğru olanın da bu olduğuna inanıyoruz. Boğaziçi de dahil bütün üniversitelerimizin rektörlerinin; ayrım yapmaksızın bütün hocalarını, bütün öğrencilerini o üniversitenin en büyük serveti olarak gördüğüne de inanıyoruz. YÖK olarak evrensel kriterler çerçevesinde Türkiye için bilim üreterek birikimini ve enerjisini ülkemizin kalkınması için harcama yolunda Boğaziçi Üniversitesini dün olduğu gibi bugün ve yarın da destekleyeceğimizi ifade etmek isteriz.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur."