Üç fidan anmasına polisten biber gazlı saldırı
46 yıl önce burjuvazi ve onun siyasi iktidarı tarafından katledilen Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın anmasına bugünde burjuvazinin iktidarı AKP'nin polisi tarafından saldırıldı.
İleri Haber
Antalya'da bulunan Attalos Heykeli önünde 6 Mayıs 1972'de katledilen devrimciler Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ı anmak isteyen gençlere polis biber gazıyla saldırdı.
Saldırının ardından Fikir Kulüpleri Federasyonu, (FKF) Emek Gençliği, Öğrenci Kolektifleri, Gençlik Muhalefeti, Öğrenci İnsiyatifi, Antalya Gençlik Örgütü, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Gençlik Komisyonu, Öğrenci Gençlik Sendikası ile Antalya Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından bir basın açıklaması düzenlendi.
Açıklamada, Denizleri katleden zihniyetin bugün OHAL ve KHK'larla ülkeyi yönettiği ve Denizlerin anılmasından dahi korktuğu belirtilirken, Denizlerin parçası olduğu birikimin taşıyıcıları olarak gençliğin, gericilikle mücadelede hep en ön safta yer alacağı vurgulandı.
Açıklamanın tamamı şöyle:
"6 Mayıs 1972; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın katledildiği tarihtir. Ve o günden beri her 6 Mayıs’ta ve 6 Mayıs’ın denk düştüğü hafta içinde bu ülkenin devrimci gençleri; demokrat ve ilerici kesimleri, bu cinayeti lanetledikleri anmalar düzenliyorlar; onların bıraktığı mirası büyütmek, açtıkları mücadele bayrağını daha ilerilere taşımak için azim ve karalılıklarını yeniliyorlar.
6 Mayıs 1972’nin üstünden 46 yıl geçti ama; onların adını duyanların, katliam daha dün olmuş gibi yürekleri sızlamakta; bu mahkeme kararlı ve meclis onaylı cinayeti ve cinayete ortak olanları lanetlemektedirler. Dahası ölümlerinden bunca yıl sonra onların adı; sadece kendi kurdukları örgütün geleneğine bağlanan gençlerin değil; ama kendisini, devrimci, demokrat, muhalif sayan, her milliyetten geniş bir yelpazede yer alan gençlik yığınları için birer önder, birer gençlik lideri, gençlerin önüne yeni ufuklar açan birer sembol olarak anlaşılmaktadır.
O dönemin devrimci gençleri Denizler, Mahirler ve İbolar Türkiye halklarının sömürülmediği, eşit ve özgür bir ülke kurmak için mücadele ettiler. Demokratik bir üniversite için üniversitelerde boykotlar ve işgaller örgütlediler. İşçi grevlerinde, köylü mitinglerinde yoksulların yanında yer alarak en önde mücadele ettiler. Emperyalizme karşı ‘tam bağımsız Türkiye ‘ diye haykırdılar. Emperyalizme karşı mücadele ederken İstanbul’a gelen 6. Filoyu protesto ettiler ve Dolmabahçe’de Amerikan askerlerini denize döktüler.
Deniz Gezmiş Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan idam edilecekleri süreçte düşüncelerinden ödün vermediler, savunmaya devam ettiler. Denizlerin idam sırasında son sözleri Yaşasın tam bağımsız Türkiye, kahrolsun emperyalizm ve yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği oldu. Denizlerin bu sön sözleri bugün gençlerin mücadelesine ışık tutuyor.
Denizlerin o dönem emperyalizme ve yerli işbirlikçilere karşı yükselttikleri mücadele bugün güncelliğini koruyarak gençlere yol gösteriyor. Türkiye halklarını o gün sömüren emperyalizm ve işbirlikçileri bugün hala görev başındadır. Türkiye kapitalistleri ve temsilcisi AKP hükümeti tek adam tek parti temelinde gerici ve faşist bir rejim inşa etme derdindedir. Mevcut politikalar az gelmiş gibi yıkım ve savaş politikaları arttırılmakta, erken seçim, baskın seçim derken memleketin hali iyiden iyiye belirsizliğe sürüklenmektedir. İnşa edilmek istenen tek adam tek parti rejimi doğrudan gençliği de hedef almaktadır. Politik bir dönüşüm ve fikri sefaletin gençlerin içinde yayılmasını amaçlayan üniversitelerin bölünme tasarısı, öğrencilerin kendi organize ettiği ürettiği ne varsa üniversitelerden sökülüp atılmak istenmesi, sürekli değişen belirsizliklerle dolu eğitim ve sınav sistemi, meslek liselilerin sınavsız geçiş hakkının kaldırılması bunlara örnektir. Bunun yanı sıra ortadoğuda emperyalizmin ve emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda başta gençler olmak üzere halkların katledildiği çıkar savaşları sürdürülmektedir. Böylesi bir dönemde Deniz Gezmişlerin başlattığı antiemperyalist mücadele geleneğini sahiplenen bugünün gençleri emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı mücadele etmekten vazgeçmeyecektir. 60’lı 70’li yıllarda Denizler gibi ‘Tam bağımsız Türkiye’ için mücadele etmeye devam edecek. Deniz Gezmiş’in idam sehpasındaki son sözlerinden biri olan ‘yaşasın halkların kardeşliği’ sloganı bugün AKP iktidarının Kürt sorununda geliştirdiği savaşçı ve ırkı çizgiye karşı gençlerin halkların kardeşliğini savunan mücadelelerine yol göstermektedir.
70’lerde önce Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam kararını mecliste iki kolunu havaya kaldırarak onaylayan zihniyet bugün iktidarda bulunuyor ve OHAL-KHK’lar ile ülkeyi yönetiyor. Denizleri anmayı bir suç sayıyor ve bu anmalara katılanlara dava açıyor. Her fırsatta Denizlerin mücadelesini karalamaya çalışan bu zihniyet Denizler gibi gençlerden korkuyor olacak ki ‘dindar nesil yetiştirmek istiyoruz’ açıklaması yapıyor. AKP’nin istediği gençlik 6'ncı Filo eyleminde 6'ncı Filo'yu koruyup öğrencilere saldıran gericilerin gençliğidir. Bugünün üniversitelileri AKP’nin istediği gibi itaatkâr, dindar, düşünmeyen bir kuşak olmayacak. Deniz Gezmişler’in de parçası olduğu birikimin taşıyıcısı olarak, gençleri gericilik eliyle teslim almaya çalışanların karşısına dikilecek.
Denizlerin 50 yıl önce başlattıkları mücadele hiç durmadan sürdü. Gençliğin anti-emperyalist mücadelesi bugün emperyalizme karşı mücadelede yoluna devam etmektedir. Denizlere verdiğimiz sözü unutmadık. Denizlere sözümüz devrim olacak. Mücadelemiz eşitliğin, kardeşliğin ve özgürlüğün ülkesi kurulana kadar sürecek. Mücadeleleri, inançları ve kararlılıkları mücadelemize ışık tutacak...
Bugün içinde bulunduğumuz günlerde onların son sözlerini hatırlamakta ve hatırlatmakta büyük bir önem olduğunu düşünüyoruz;
'Yaşasın tam bağımsız Türkiye!
Yaşasın Marksizm Leninizmin yüce ideolojisi!
Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi!
Kahrolsun emperyalizm!
Yaşasın işçiler, köylüler!'"