Barış Akademisyenleri: Özgürlük gelene kadar mücadele edeceğiz

Barış Akademisyenleri: Özgürlük gelene kadar mücadele edeceğiz

Barış Akademisyenlerinin, 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildirisinin yıldönümünde açıklama yaptı.

İnsan hakları savunucuları ve dayanışma akademileri, 11 Ocak 2016’da bin 128 akademisyenin imzasıyla yayınlanan 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildirinin yıl dönümünde yazılı açıklama yaptı. Bin 128 akademisyenin, sistematik hak ihlallerini eleştiren 'Bu Suça Ortak Olmayacağız' başlıklı bildiriyi imzalayarak, barış ve adalet talep ettikleri, hakikati öğrenme hakkını savundukları vurgulanan açıklamada, bildirinin kamu ile paylaşılmasının tepkileri ve tehditleri de beraberinde getirdiği ifade edildi.

‘BARIŞ ÇAĞRIMIZA HAK İHLALLERİ İLE YANIT VERİLDİ’

Evrensel’de yer alan habere göre; buna rağmen imzacı sayısının 2 bin 212’ye çıktığına dikkat çekilen açıklamada, “Şehirlerin, kültürel birikimlerin, aidiyetlerin, insan yaşamının değersizleştirildiği bir yıkım sürecine itirazımızı dile getirdik. Bizim barış çağrımıza ise hak ihlalleri ile yanıt verildi. Kimilerimiz gözaltına alındı, tutuklandı, tehdit edildi, yaşadığı şehri terk etmeye zorlandı. Diğerlerimiz hakkında disiplin soruşturmaları ve adli soruşturmalar açıldı, yetmedi sosyal güvenlik kayıtlarına düşülen şerhlerle başka işlerde çalışmamız bile engellendi. Coğrafyamızın trajedileri haline gelmiş sürgün, ölüm, kan banyosu tehditleri, hapis ve yoksulluktan biz de payımıza düşeni aldık. Oysa aradan geçen onca yıla rağmen imzalarımızın çıkış noktası haklılığını koruyorken, bugün 2016’da savunduğumuz ilkeler hâlâ savunulmayı hak ediyor” ifadelerine yer verildi.

‘TÜRKİYE'YE BARIŞ AKADEMİYE ÖZGÜRLÜK GELENE KADAR MÜCADELE’

Aradan geçen 8 yılın tarihe 'sosyal ölüm' olarak geçen şeytanlaştırma, siyasi yargılamalar, emekliliğe-istifaya, imza çekmeye zorlama; iş sözleşmelerinin feshedilmesi, açığa alınma, yıldırmalarla geçtiği belirtilen açıklamada, aynı zamanda ortaya çıkan dayanışmaya da dikkat çekildi. 822 imzacı akademisyenin “terör örgütü propagandası yapma” suçlamasıyla ceza mahkemeleri önünde yargılandığı dile getirilen açıklamada, 2019 yılında AYM’nin Barış Bildirisi’ne imza atmanın ifade özgürlüğü kapsamında olduğuna hükmetmesiyle birlikte akademisyenlerin beraat ettiği kaydedildi. Buna rağmen Kamu/Vakıf üniversitelerinde çalışan imzacı akademisyenlerden 406’sının ise OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri ile akademik görevlerinden ömür boyu çıkartıldığı belirtilen açıklamada, Türkiye'ye barış akademiye özgürlük gelene kadar mücadelenin süreceği vurgulandı.

‘BİLİM VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNE SAHİP ÇIKMAK SUÇ DEĞİL, ONURLU BİR GÖREVDİR’

Şebnem Korur Fincancı'nın tutuklanmasına da değinilen açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi: “7 yıl sonra bugün, bu kez, barış akademisyeni, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklu yargılandığı bir davanın duruşmasının yapıldığı 11 Ocak tarihinde, tarihe bir kez daha kayıt düşüyoruz; bizi açlıkla, yoksullukla, siyasi yargıyla terbiye etmeye çalışanlara dayanışma ve hak savunusu ile yanıt veriyoruz. Bu coğrafyada yaşayan halklara, ağaca, çocuğa, kadına, bilim ve ifade özgürlüğüne sahip çıkmak suç değil, onurlu bir görevdir. Aynı zamanda bunlara hasım olan herkese hatırlatıyoruz; hangi kurumsal siyaset dengesi, seçim sonucu ve yürütme olursa olsun, bilimsel akademik araştırma ve ifade özgürlüğünü, barışı, doğayı ve emeği savunmaya devam edeceğiz. Bizler, ağaca, canlıya, akla düşman bir zorbalığa karşı hak ve özgürlüklerimizi savunmaya, özgür bilimsel eğitim ve araştırma için vicdanımızı dinlemeye, hakikati aramaya ve ifade etmeye devam edeceğiz. Bu yolda dayanışma içinde bir araya geldiğimiz hapsedilen hak savunucularının, İçişleri Bakanı tarafından isimleri verilerek hedef gösterilen barış imzacısı arkadaşlarımızın ve Şebnem Korur Fincancı’nın yanında olduğumuzu teyit ediyoruz”

AÇIKLAMAYA İMZA ATAN KURUMLAR

BİRARADA Bilim, Sanat, Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Derneği, Ankara Dayanışma Akademisi, Eskişehir Okulu, İnsan Hakları Okulu, İzmir Dayanışma Akademisi, Kampüssüzler, Kocaeli Dayanışma Akademisi, Kültürhane BAK-Almanya Derneği, Türkiye’deki Barış Akademisyenleri ve Hak Savunucuları ile Dayanışma Derneği-Fransa (SUP-DDHT)