Güray Öz
Bu yıl 1 Mayıs’ta neler öğrendim…
Bu 1 Mayıs mitingi ne yazık ki heyecan düzeyi düşük bir miting oldu. Nedenleri üzerinde herhalde durmak gerekir.
Siyasetin kitleselleşmesi meselesi üzerine
Pratik, siyasettir. Siyaset aynı zamanda bizim programatik, kuramdan öğrendiğimiz ya da esinlendiğimiz hedeflerimizin gerçekleşme yöntemidir. Peki sosyalistler ne türden bir pratikle adım atabilecek, kitlelerle buluşabilecekler?
Daralan alanda paslaşma sıkıntıları
İktidar blokunun bundan sonra neler yapabileceği de neredeyse tartışma dışıdır. Millet İttifakı, iktidarın planları, yapabilecekleri gündeme gelmeden bir şeyler yapmayı, önlem almayı, ön alarak engelleme çabasına girişmeyi, halkla ve seçmenlerle paylaşmayı, kitlelerin aktif desteğini kazanmayı da düşünmüyor.
Durum ciddi o nedenle şaka gibi geliyor
Bu seçim tahlilinin odak noktası, yazılma nedeni bu soruya verilebilecek yanıtları araştırmaktır. Bu yanıtların merkezinde ise parlamentonun iktidar tarafından ağır bir baskı altında tutulan ve bu baskının daha da ağırlaşacağı anlaşılan, kapatılma tehlikesi ile karşı karşıya olan HDP yer alıyor.
Sola kurulan tuzak
Metinleri çarpıştırma, alıntılarla kavga etme alışkanlığından kurtulabilir, görüşlerin yapıcı tartışmasına alan açabilirsek demagoji kapısını kapatabilir, sınıf düşmanlarının liberal çarpıtmalarını, solu merkeze çekme oyunlarını boşa çıkarabiliriz.
Dünya batmaz, şarkılar direnir…
Protest müzik daha sonra öteki ülkelerin kitleselleşmiş devrimci şarkılarının marşlarının adaptasyonu olarak Türkiye’ye girdi ve bir ölçüde kitleselleşti. 68 üniversite işgalleri, 12 Mart 12 Eylül arası yıllar protest müziğin ayağa kalktığı yıllardır.
Palmyra’nın Anlattığı…
Belki de bizim bu “ilerlemeci tarih” anlayışının üstünü çizmek için Palmyra’ya kadar gitmemize gerek yoktur. Belki kendi yakın tarihimiz ilerlemenin de gerilemenin de insan işi olduğunu kanıtlayan bir tarihtir.
Kriz - baskı - ittifaklar
Bilmekte yarar var, politika steril ortamlarda hijyen garantisiyle yapılamıyor; bir de meşhur sözdür, “ölümden korkup da gününü sayan ölür gider yar koynuna giremez.”
Zamanın ve değişimin hızı
Zamanı da kendi muhteşem icadımız olan ölçülerle anlayabiliyoruz. İnsan birikimi, zenginlikleri ölçmek için de parayı icat etti. Bu sıradan cümlenin arkasında insanı düşündüren bir gerçeklik vardır.