Eski bir yazımızda TSH ve KÖH kısaltmalarını kullanmıştık. TSH=Türkiye sosyalist hareketi ve KÖH=Kürt özgürlük hareketi olmak üzere…
Bu ilişkiler son beş ay içinde iki seçimin testinden geçti. TSH içinde, seçimlerde HDP’nin desteklenmesini, en azından bu partiye oy verilmesini savunanlar olduğu gibi şiddetle karşı çıkarlar da vardı.
Neyse, seçimler geçmiştir…
Seçimler geçmiştir; ama TSH ile KÖH arasındaki ilişkiler bundan böyle de tartışıma konusu olmaya devam edecektir. Ayrıca, bu tartışmalara belirli bir asimetrinin damga vuracağı da kesindir:
TSH’nin KÖH’e nasıl yaklaşması gerektiği konusunda dile getirilen bir görüş çeşitli eleştirilere maruz kalsa bile en azından “sen kim oluyorsun da bu konuda sosyalistlere akıl veriyorsun” türü bir istiskalle karşılaşmayacaktır. Buna karşılık KÖH’e yönelik olup TSH tarafından gelen önerilerde mutlaka böyle olacaktır: “Sen kim oluyorsun da…”, “kimse bize akıl hocalığı yapmaya kalkmasın…” vesaire…
Belirli bir konuda görüş ileri sürmekle “akıl hocalığı” yapmak arasındaki sınır çizgisinin nereden geçtiğini tam bilemiyoruz. Ancak bir taraf söz konusu olduğunda “akıl hocalığı” eleştirisi kesin geleceğinden ve üstelik bu eleştirici hayli caydırıcı içerik taşıyacağından KÖH’ü bırakıp TSH’ye naçizane bir öneride bulunacağız.
Yani “akıl hocalığını” (!) TSH’ye yapmış olacağız.
Nasıl olsa “vur abalıya” durumunda…
***
Az önce “naçizane bir öneri” dedik; o öneri, yani naçizane olanı daha sonra gelecek. Onu önceleyen ve pek de naçizane sayılamayacak öneri ise şu: TSH, KÖH’ü, kendi çok yönlü dinamiklerinden, iç gerilimlerinden büsbütün yoksun yekpare bir blok olarak görmekten, hele hele bu “yekpare bloku” ağırlıklı olarak “dışarıda” kotarılan birtakım senaryoların, planların, projelerin vb. demirbaş hanesine yazmaktan vazgeçmelidir.
Daha açık konuşalım: Sağa da yönelse sola da yönelse, birtakım merkezlere yaklaşsa da uzaklaşsa da, KÖH’ün ses getiren her adımının kendi içinden karşı tepkilere/eleştirilere yol açması kaçınılmazdır.
Küçük bir ek daha: Sola yönelmeye, birtakım merkezlerle araya mesafe koymaya yönelik adımlar KÖH’ün kendi içinden tepki çektiğinde, bu tepkileri göğüsleyecek direnç hattının sadece ve sadece KÖH’ün dışındaki TSH unsurlarının katkıları ve desteğiyle örülebileceği de düşünülmemelidir.
Bu tür “dış” katkılar ya da “basınç” elbette önemli ve değerlidir; ama belirli bir direnç hattı KÖH’ün kendi içinde de vardır.
***
Gelelim “naçizane” öneriye:
TSH ve/ya da içindeki unsurlar, KÖH’ü adeta bir inceleme/analiz objesi gibi görmekten vazgeçmelidir…
Üstelik herhangi bir obje de değil; her adımı yeni bir bilmeceyi beraberinde getiren, her söylediğinde yaptığında “muammalı” yanlar bulunan bir obje…
Herhangi bir öznenin, kendi dışındaki bir başka özneye, bu öznenin sergileyeceği enigmatik varyasyonları inceleme, anlama ve sonunda bunlarla empati kurma gibi bir görev tanımıyla yaklaşması pek sağlıklı bir durum sayılamaz.
“Enigma” sözcüğünün karşılığı muamma, bilmece, gizem, esrarengiz durum vb. olarak verilebilir. Ortada zaten bir “zorluk” vardır; bir de süreç içinde varyasyonlar (çeşitlemeler) sergileniyorsa içinden çıkılmaz bir hal de alabilir.
İnceleme altındaki obje “ak” dediği zaman bunun aslında “kara” tespitini vurgulayan ustalığı üzerinde düşünülüyorsa…
Belirli konumlara daha yakın durulması, o konumları bitirmeye yönelik bir manevra sayılıyorsa…
Bir yerlerden çok uzaklaşılması, oraların daha yakınına gelmenin mahirane bir yolu olarak değerlendiriliyorsa…
Burada bir sorun vardır…
Sorun, KÖH’ün kendisiyle ilgili değildir.
Neticede KÖH, Orta Doğu gibi bir coğrafyada, çok çeşitli parametreleri ve değişkenleri dikkate alarak, çeşitli olasılıkları hesap ederek ve kendi içindeki dengelere belirli bir özen göstererek siyaset yapan bir ulusal harekettir.
Bütün bunlar elbette değişkenlikleri, gelgitleri, karmaşık denebilecek durumları da beraberinde getirecektir. Ancak gene de ne olursa olsun sonuçta ortaya belirli bir siyasal hat çıkacaktır ve bu hat öyle “enigmatik” yanlar içermeyecek, belirli bir yalınlığa oturacaktır.
Tamam, TSH bugün güçlü değil; istenirse bugün için “hareket” tanımını hak edip etmediği de tartışılabilir…
Ama böyle de olsa, TSH’nin, “yaptılar, ama neden yaptılar bir sorsanıza” repliğini ha bire yineleyen enigmatik varyasyon tahlillerinden uzak durması en hayırlısı olacaktır.