“İşte canım, ne de olsa siyaset” deyip geçmeyin…
Öyle herkesin harcı değildir. Bizim de harcımız olmadığı kesindir ve bunu açıkça dile getirmek “boynumuzun borcu” olmasa bile dürüstlük gereğidir.
Aşağıdaki seçme başlıklarda siyasetten anlamadığımızı itiraf etmiş oluyoruz.
***
“İşte o zaman biteriz…”
Siz kimi konularda biraz rahat olabilirsiniz; ama solda siyasetten anlayan ustalar her zaman teyakkuz durumundadır. Çünkü siz bilmeseniz bile onlar her yanlış adımınızda sizi bitirecek, bir daha yüzünüze bile bakmayacak geniş bir kesim, bir tür “kolektif hakem heyeti” olduğunun farkındadır. Sosyalizmin henüz “güçsüz” ya da “marjinal” sayıldığı durumlarda bile böyledir. Gerçi herkesi ince ince yargılayan o geniş kesimin kendisinin ne yaptığı pek belli değildir; ama gene de son 30 yılda yok edip bitirilen sol örgüt sayısı bu “heyetin” hayli etkili olduğunu göstermektedir.
***
“Ben çıkarsam o iner (ya da tersi) …”
Seçimlerin yapıldığı bir ülkede seçimin olası sonuçlarına, seçim sonrasında ülkede gelişebilecek süreçlere önem verip bunların “öncesini” o kadar da fazla düşünmüyorsanız sol siyasetten anlamıyorsunuz demektir. Oysa usta bir sol siyasetçi özellikle seçim ortamlarında böyle şeylerden çok elindeki örgütü nasıl tutacağını, rakip saydığı sol grupları seçimlere ilişkin şu ya da bu tutumuyla nasıl kontrpiyede bırakacağını düşünür. Siz tahterevalliyi yalnızca parklarda ve piknik yerlerinde görmüş olabilirsiniz; oysa kurt sol siyasetçi diğer sol gruplarla ilişkisine hep bu mantıkla yaklaşır.
***
“Her olasılığı hesaba katmak lazım…”
Siz siyasetten anlamayan kişi olarak seçim sonuçlarını ve seçimlerdeki tutumunuzu önemseseniz bile başka olasılıkları dikkate almazsınız. Oysa sosyalist siyasetin kurtları sadece bugünü değil geleceği de akla gelen tüm olasılıklarla birlikte hesaplar. Siz, siyasetten anlamıyorsunuz, bir de sosyalizmin ülkede bugünkü durumuna takılıp kalmışsınız… Bu durumda güç odaklarının sosyalist harekete ilişkin birtakım şeytani planlar üzerinde çalıştıklarına fazla ihtimal vermezsiniz. Buna karşılık sol siyasetin kurtları üzerinde çalışılan bu şeytani planlar üzerinde kendileri de çalıştıklarından her türlü tezgâha karşı şerbetlidir.
***
“Biz hayatın içindeyiz…”
Entel-dantel takıldığınız için mi siyasetten anlamadığınız yoksa siyasetten anlamadığınız için mi öyle takılmak zorunda kaldığınız ayrı ve kolay kolay yanıtlanamayacak bir sorudur. Bu muammayı bir kenara bırakırsak, diğer kesim, siyasetin olduğu gibi hayatın da tam içindedir. Hayatın içinde olan siyaset kurtları en küçük işaretlerden büyük genellemelere varmayı, aynı zamanda en soyut ön kabullerin karşılığını gündelik yaşamda bulmayı bildiklerinden size göre ayrı bir dünyada yaşarlar. Tek kusurları, seçim tahminlerinin entel-dantel takılanlara göre genellikle daha isabetsiz çıkmasıdır ki şimdi bu sorunun giderilmesine ilişkin bir çalışma başlatılmıştır.
***
“Her şeyin başı siyasal irade ve iddia…”
Siyasetten anlamadığınızdan bu alandaki iddialı tutumların, iradi çıkışların ve girişimlerin (ve sonuçlarının) son kertede nesnel belirlenimlere tabi olduğunu düşünmeye eğilimlisinizdir. İşte, siyaset kurtları bunu kabul etmezler. Siz istediğiniz kadar Marx deyin, Marksizm deyin; bir tür Machiavelli-Jakobenizm-Lenin karışımını, kendileri açıkça söylemeseler bile, bunların karşısına dikeceklerdir. Üstelik riski de yoktur: Herhangi bir başarısızlık durumunda “siyaset budur, bunu gerektirir, biz de öyle yaptık” diyeceklerdir. Dolayısıyla örneğin bugün “ikinci tura ben kalırım”, “başkan olurum” diyen birine uzaktan uzaktan “helal olsun, siyaset işte böyle yapılır” diyor olmaları pek muhtemeldir.
***
Kimse “zamanla sen de öğrenirsin” demesin; yaş çoktan geçti…