15 temmuz darbe girişimi bahanesiyle ilan edilen Olağan Üstü Hal (OHAL) uygulaması bilindiği üzere 5 kez uzatıldı ve 8 Ocak tarihli Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Bekir Bozdağ OHAL’in 6. kez uzatılacağını söyledi. Yasada sınırları çizilmiş bir şekilde ve belli sınırlamalarla uygulanması gerekirken, OHAL, AKP iktidarının krizlerini çözmek ve muhalefeti susturmak için kullandığı çok işlevli bir araca dönüşmüş durumda. OHAL bugün AKP’nin arzu ettiği gericileşmeyi ve diktatörlüğü %50’ye rağmen hayata geçirmek için kullandığı bir koltuk değneği işlevi görüyor.
AKP iktidarının OHAL ile kazandığı özgüveni kadın düşmanı politikalarına ve OHAL döneminde kadınlara karşı yapılan saldırılara bakarak da çok net görebiliriz. Kadın düşmanı yasalar, kadınlara karşı muhazafakar baskının artışı, kadına yönelik şiddette artış, kısacası kadın haklarına ve kadınlara yapılan saldırılar OHAL ile daha da arttı ve KHK’lar AKP’nin elini güçlendirdi.
Kadınlar tüm baskılara rağmen sokak gücünü kullanabilen ve AKP’ye güçlü bir muhalif sesi yaratabilen bir kesimi oluşturuyor. Darbe girişimi ve OHAL ilanından önce de böyleydi. Kadınlar Kürtaj yasasına karşı örgütlendiler, Haziranda sokakları doldurdular, çevre direnişlerinin en önündeydiler. OHAL ile toplumsal muhalefetin elinden alınan sokak kartına, yasaklanan grevlere, tutuklamalara, işten çıkarmalara rağmen kadınlar hala AKP’ye karşı önemli bir direnç odağı olmaya devam ediyor. O nedenle de OHAL ve KHK’larla en büyük saldırıların kadınlara yöneliyor olması şaşırtıcı değil. AKP/Saray iktidarının OHAL ilanından bu yana kadın düşmanı uygulamalarına baktığımızda kaç yıllık iktidarını katlayan bir hızı yakaladığını görebiliyoruz.
OHAL İLE KADINA YÖNELİK ŞİDDET ARTTI, KADIN AKADEMİSYENLER İHRAÇ EDİLDİ, KADIN DERNEKLERİ KAPATILDI
20 Temmuz 2016 ve 2017 Temmuz arası istatistiklerine göre OHAL ile kadın cinayetlerinde artış olduğu, ortalama günde öldürülen kadın sayısının üçten beşe çıktığı ifade ediliyor (1). Cinsel istismar, cinsel saldırılar ve fiziksel şiddet olgularında da OHAL ile beraber ciddi artış var. Darbe girişimi sonrasında şiddet nedeniyle emniyete başvuran kadınlara aylarca ‘darbe var, polisin başka işleri var’ denildiğini biliyoruz.
HDP’nin Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’ne sunduğu ‘Türkiye’de Kadın Hakları İhlalleri’ raporunda en az 30 kadın gazeteci gözaltına alındığı, en az 16 kadın gazetecinin tutuklu olduğu yer alıyor. En az yazıyorum çünkü rapor yayınlandığından bu yana gözaltılar ve tutuklamalar devam ediyor. Türkiye’nin ilk ve tek kadın haber ajansı Jin Haber Ajansı (JINHA) ve yerine yeniden kurulan ŞÛJIN KHK ile kapatıldı. Ekmek ve Gül ve Mor Bülten gibi kadın hakları ile ilgili yegâne iki TV programı kanalların kapatılmasıyla yayından kalkmış oldu (3).
Daha da ekleyebiliriz. En az 21 bin 409 kadın kamudan ihraç edildi ve en az bin 409 kadın akademisyen de işinden oldu (2). OHAL döneminde 11 kadın derneği, 1 çocuk hakları derneği kapatıldı. 35 kadın belediye başkanı/eşbaşkanı tutuklandı ve kayyum atanan belediyelerde kadın merkezleri kapatıldı. 5 Kadın milletvekili tutuklu… Mücadele eden kadınlar gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, kadınlar bebekleriyle cezaevine giriyor.
OHAL sadece doğrudan muhalif kesimlere yönelen açık bir zor aracı değil, ayrıca kadın düşmanı politikaların daha hızlı hayata geçmesine de yol açan bir baskı ortamı oluşturuyor. Tecavüzcüleri aklamak için gündeme getirilen İstismar Yasası ve müftülere nikah kıya yetkisi veren Müftülük Yasası yine OHAL ilanından sonra gündeme geldi. Kadınlar üzerindeki gerici baskı arttı ve bu baskılar apaçık saldırılara dönüştü. Örneğin, yıllardır tartışması yapılan ama cesaret edilemeyen pembe otobüs uygulaması hayata geçti.
O HALDE DİRENİŞ
OHAL AKP’nin kadınlara karşı saldırılarını sürdürmenin bir aracı olduğu gibi buna uygun da bir toplumsal zemin de yaratıyor. Erkek egemenliği pekiştiriliyor, kadınların temel hakları elinden alınıyor. O halde OHAL’e karşı aktif bir mücadeleye ihtiyacımız var. Kadınlar olarak AKP’nin önünde önemli bir direnç odağıyız ve diri, mücadele eden bir güç olarak sokaklardayız. OHAL sürecinin yarattığı baskı düzeni artık kadınların sokak gücünü sınırlandırmaya yönelik görünür müdahalelere de dönüşebilir. Bunu Diyanet fetvasına karşı İstanbul’da ve Ankara’da yapılan eylemlere karşı saldırılarda bir kez daha gördük.
OHAL’de ve OHAL’e karşı direniş AKP’ye karşı muhalif kesimlerin yeniden toparlanması için de önemlidir. Yüksel Direnişi ve NuSe’nin mücadelesi tüm saldırılara ve sansüre rağmen, OHAL nesnelliğine karşı önemli bir karşı duruş oldu. OHAL’e karşı aktif bir mücadele OHAL’in yarattığı nesnelliğe karşı mücadelenin yanında ihraçlara, işten çıkarmalara, tutuklamalara da karşı mücadeleyi, direnişleri de güçlendirecektir. OHAL’in kaldırılması talebi örneğin Yüksel Direnişine karşı kuşatmayı yarmak için de önemli bir taleptir.
OHAL AKP’nin kadın düşmanı yasalarını hayata geçirebilmek, kendi dar çevresinin akıl almaz maddi gücünü sürdürmesine olanak sağlamak, muhafazakar aile merkezli bir toplumsal dokuyla var olan, acımasız serbest piyasa düzenini devam ettirmek için var. AKP’yi güçlendirdiği ve kadın düşmanı politikaların hayata geçmesine zemin hazırladığı ve en sonunda sokakta AKP’ye direnen kadınlara doğrudan yöneldiği için OHAL’in kaldırılması bugün kadınlar için güncel bir mücadele başlığıdır.
(1) https://www.evrensel.net/haber/326793/ohalXin-kadin-bilancosu-372-kadin-olduruldu
(2) http://gazetekarinca.com/2017/11/21-bin-409-kadin-kamudan-ihrac-edildi/