Kasaba ahlakı ile kâr mantığı arasında “ayhalimiz”

Biliyoruz ki vergiyi alanla, pedi siyah poşete koyan; TDK’sına “kirli” kelimesinin anlamlarından biri olarak "aybaşı durumunda bulunan (kadın)" yazanla, biyolojik bir periyodu kazanç kapısına çeviren aynı tarafta.

Malum bugünlerde pahalılıktan başka bir şey konuşamaz olduk. Söz, dönüp dolaşıp aynı yere geliyor. Başka türlü olması zor. Pedin üstüne yapıştırılmış 50 TL etiketini görünce örneğin, istemsiz dudak ısırma ve sözü gene pahalılığa bağlama kaçınılmaz.

Vah halimize, ayhalimize!

Hijyenik ped yahu! Hani poşetlere sarıp sarmalanan, adı fısıltıyla söylenen "şey". İlginç ki siyah poşetin içindeki o şey, sanki yılların intikamını almak ister gibi cam vitrine, kilitli dolaba doğru ilerliyor! Yüzde 18’lik vergi ile devlet, aybaşımızın üstünde akbaba gibi sorti yapıyor. Hijyenik ped lüks ürün muamelesi görüyor.

Derin Yoksulluk Ağı’nın 103 aileyle yaptığı derinlemesine görüşmeye göre kadınların yüzde 82’si hijyenik pede erişemiyor. Öyle ki “geçici tarım işçilerinde, emicilik sağlamak için yaprağın üzerine toprak konulduğu” anlatılıyor aynı kaynakta. (1)

Tüm gününü okulda geçiren yoksul kız çocuklarını düşünün.

Kadınların menopoza kadar her ay kullanacakları bir sağlık ürününden bahsediyoruz.

Biliyoruz ki vergiyi alanla, pedi siyah poşete koyan; TDK’sına “kirli” kelimesinin anlamlarından biri olarak "aybaşı durumunda bulunan (kadın)" yazanla, biyolojik bir periyodu kazanç kapısına çeviren aynı tarafta.

Ayhalimiz,  kapitalist kâr mantığı ile devletlü hale gelmiş kasaba ahlakının gözde konusudur. Kâr hırsı ile taşra irfanı, kasaba ahlakı ile pedden tahrik olabilecek “kırılgan erkeklik”, hepsi buradadır.

Kırılgan erkeklik için pedin çağrışımları tekinsiz ve kaotiktir örneğin. Ped kadının kanadığını, “o yerdeki” sızıntı ve ıslaklığı, vajinanın varlığını “akla sokar”. “Mülkün” kanama ile edindiği cinsel statü “sahipler” için endişe vericidir. Zira erkek üstünlükçülüğüne göre kız çocuğunun “rızası” kanamaya başladığı anda mümkün olur. “Kasabalılar” tedirgindir; yasaklamakla arzulamak, hükmetmekle kaybetmek, üstünü örtmekle sinsice izlemek, tiksinmekle iştahla istemek hepsi mümkündür.

Pedi saklamak, kadını saklamak, pede erişimi zorlaştırmak, kadının gündelik hareketini, kamusal varoluşunu kısıtlamak ve yoksul kadınları türlü hastalıkların içine itmek aynı sürecin parçası durumundadır.

Zincirin ilk halkasında regl olan kız çocuğunun utandırılması vardır. Kanamayı gizlemek için sarf edilen türlü çabada, "belli oluyor mu bir arkama baksana" denilen şeyde, aman eteğe geçmesin, batmasın, kokmasın, bulaşmasın denilen şeyde regl tabusunun, kadına hükmetme arzusunun izleri vardır.

“Tersine dünya” bambaşka olabilirdi oysaki.

Erkekler regl olsaydı, birbirlerine ne kadar uzun kanadıklarını ballandıra ballandıra anlatırlardı: “Erkeğim benim, demek sekiz gündür kanıyorsun!”.

Pedi sarıp saklamayacaklarına, tespih gibi ellerinde evire çevire dolaştıracaklarına eminim. Belki de birbirine ped fırlatmak gibi bir meydan okuma hareketi bile olabilirdi. Ya da belki de regl ağrısı, bir “sert erkeklik” belirtisi haline gelirdi. Regl ile ilgili her şey tıbbın en önemli konusu haline gelirdi.

Ancak böyle olmadığı için pedden %18 vergi alınırken, viagradan %8 vergi alınıyor.

Evet, pedin üstündeki fiyatı kabullenmek çok zor tabii. Bu nedenle “BİM den scarlett alıyorum” diyenin ayhali de bu tartışmanın içinde. Bu “hafif yumuşatılmış kartonun” hijyenik olup olmadığı bir muamma. Yine de Nike yerine Like, Nutella yerine Butella, Çitos yerine Ditos almak gibi Orkid yerine mOrkid almak, yoksulluğumuza biraz neşe katacaktır kuşkusuz. Üstelik paketi gizlediğimiz sürece bizi gereksiz sınıf komplekslerine sokmayacak, yoksulluğumuz bir günah gibi kendini ele vermeyecektir(!)

Tampon ve menstrual kap gibi seçeneklerden bahsetmek, “kasaba ahlakına” ve scarlette ancak yetişen paraya bakıldığında abesle iştigal oluyor.

Yapılması gereken belli. Hijyenik pedin vergilendirilmemesi gerekir. Özellikle okullarda ücretsiz dağıtılması çok önemlidir. Pede erişimin zorlaştırılması, kadınların kamusal yaşamlarını hizalamanın bir parçasıdır, sağlık politikalarındaki cinsiyetçiliğin en açık tezahürüdür.  

 

Notlar

1- Kadınların yüzde 82'si hijyenik pede erişemiyor