İş Güvenliği Kulüpleri için öğrencilere çağrı

Bu hafta öğrencilerimle yaptığım bir sohbet ve bazı düşüncelerimi bir çağrı haline getirerek biz yazı hazırlamak istedim. Öğrencilerim, geçen hafta Ankara Katliamı'nda yaşamını yitiren Güney Doğan'ın da öğrencileri aynı
zamanda. Uzunca sohbet ettik, evet yasını tutacağız ama ismini nasıl yaşatacağız diye. Gerek fakültemizde, gerekse de İTÜ genelinde yapılacak kulüp etkinliklerinden siyasal etkinliklere kadar pek çok iş yapmak ve onun
adını, anısını yansıtmak için en azından bir motivasyonumuz olsun istedik Güney Doğan.

Öte yandan geçtiğimiz haftalarda kuruluşunu gerçekleştiren İTÜ İş Güvenliği kulübünün de danışman öğretim üyesiyim. Kulüp emektarı arkadaşlarla da konuştuk, "acaba sadece bu konuya odaklanmış bir kulüp gerekli mi?" diye. Örneğin Toplumcu Mühendislik adını taşıyan veya benzer çalışmalar yapan, mühendisliğin, mimarlığın pek çok boyunutu ele alan, toplumla bağlarını kurmaya çalışan kulüpler var, acaba onların içinde çalışmak varken böyle bir kulüp gerekli mi kendi kendimize sorduk.

Yanıtım evet gerekli. Bu evet yanıtı aynı zamanda bir çağrı öğrencilerimize, yavaş yavaş açmaya çalışayım.

Bildiğiniz gibi İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi'miz var ve meclisimizin faaliyetleri başlı başına ciddi bir emek isteyen ve bu emeği vakfeden arkadaşlarımız sayeseinde bir alanı doldurmaya başlayan bir çalışma. Bu çalışma ile üniversitelerde benzer bir çalışmanın ilişkisini kurup Türkiye çapında çalışmalar yapmak, İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği alanı ile üniversiteler arasında siyasal ve sınıfsal olduğu kadar, bilimsel ve popüler bir bağ da kurmak mümkün. 

İş Güvenliği (veya İSİG kulüpleri diyelim) kulüplerinin yapacağı çok ama çok iş, tartışacağı çok konu, öğrencilerin ilgisini çekebilecek sayısız etkinlik başlığı olduğunu düşünüyorum ve bunları başka bir kulüp çalışmasının bir alt başlığı olarak ele almanın yetersiz kalabileceğini iddia ediyorum.

Hep altını çizdiğimiz öğrencilerin sınıfla bağını kurabilmek için, İSİG konusunun çok kritik bir halka olduğunu düşünüyorum. 

Öğrencilerimizi meslek yaşamına, meslek yaşamının zorluklarına hazırlamak için de, bir anlamda onların eğitimlerine bir katkı bağlamında da İSİG konusunun ciddi bir halka olduğunu düşünüyorum.

Türkiye'de işçi sınıfının durumu, yaşam ve çalışma koşulları, aynı zamanda emek tarihine bakıp nereden nereye geldiğini, özetle sınıfa bakışımızı tarihsel bir bağlama yerleştirmek açısından da bu alanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Kapitalizmin bir sistem olarak yaşamımızın her alanına nasıl nüfuz ettiğini, tekil bireyler olarak kimi zaman kolumuzdaki ağrıdan, boynumuzdaki incinmeye, gözümüzdeki yaşarmadan, sırtımızdaki çürüğe, solunum yollarımızdaki sıkıntılardan, psikolojik sıkıntılarımıza kadar nasıl etkili olduğunu bilmek, tartışmak ve daha iyi yaşam için mücade etmek gerektiğini, bunun için de bu alanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Mezun olan meslekdaşlarıyla ve onların çalışma koşullarıyla bağ kurabilecekleri, meslek yaşamında karşılaşacakları zorlukları bizzat yaşayanlar tarafından öğrenecekleri bir alan olduğunu düşünüyorum.

Ayrıca tüm öğrencilerimizi bu konuyla ilgili teknik ve hukuksal başlıkların da verilebileceği, eğitimlerine ek bir eğitim süreci de olacağını düşünüyorum.

Bu kapsamda pek çok yapılacak şey var...

Kapsamlı okuma listeleri hazırlayıp, emek tarihi üzerinden işçi sağlığı ve
iş güvenliğini tartışmak,

Film ve belgesel gösterimleri düzenleyerek, her etkinliğin sonunda tartışmalar yapmak,

Çalışma yaşamında birlikte çalışacağımız her kesimi okula davet ederek paneller düzenlemek. Sözgelimi bir maden mühendisi, bir maden işçisi ve bir iş müfettişini aynı etkinlikte bir araya getirebilmek,

İşyerlerine ve büyük ölümlerin yaşandığı Soma gibi işçi havzalarına ziyaretler düzenlemek,

Benzer kulüp çalışmaları içindeki diğer üniversitelerle ortak çalışmalar yapmak,

Konuyla ilgili bilimsel akademik çalışmaları izlemek, akademisyenlerin de katılacağı etkinlikler düzenlemek,
....
....

Yazamadığım, aklıma gelmeyen veya akıl edemediğim pek çok şeyi üniversite öğrencisi arkadaşlarımız zaten bulacak üreteceklerdir diye düşünüyorum.

Şimdilik bu kadar, öğrenci arkadaşlarıma da çağrıda bulunuyor, görüşlerini benimle de paylaşmalarını istiyorum.