Herkes esnaf mı olsun?
Herkes esnaf mı olsun? Olsun, tamam olsun da o zaman sanatı, bilimi, edebiyatı kim konuşacak?
Herkes her an ekonomi konuşuyor, öyle ki artık neredeyse hiç kimse başka bir şey konuşamıyor. Seçimler yaklaştıkça sinirler iyice geriliyor, belli ki daha da gerilecek. Dikkatler dolara, elektrik faturasına, hatta gübre mazot fiyatına kilitli. On yaşında iki çocuk okul yolunda yürürken bisküviye, tosta nasıl harçlık yetiştireceğini tartışıyor.
Ekonomi konuşuluyor konuşulmasına ama aslında geniş bir bakış açısı ile tartışılamıyor. Biri tam bir şey söyleyecek, diğeri araya giriyor, ama bak hacım sen öyle diyorsun da dolar oldu şu kadar, bitcoin oldu bu kadar, zaten kiraz olmuş yetmiş beş tele. Türkiyem yine kendisinden başka hiçbir şeyle ilgilenmemize izin vermiyor, Tanpınar’ın ruhu şad olsun.
Geçen gün bir arkadaşın 17 yaşındaki kızı annesine sınıf arkadaşıyla sürekli ekonomi konuştuklarından dert yanıyormuş. İki genç bir araya gelmişler bütün gün dolar, piyasa, enflasyon konuşmuşlar. Sonra bunu fark ettiklerinde bedbaht olmuş çocuklar. Çünkü başka hiçbir konuya vakit ve fırsat kalmamış. Kız annesine, “anne bizim halimiz ne olacak böyle, başka bir şey düşünemez olduk” diyormuş.
Başka birinin 9 yaşındaki oğlu düşünceli geziyormuş evin içinde, baba bu faturaların durumu ne olacak diye sora sora. İlkokulun resim sergisinde çocuk dondurma resmi yapmış, üstüne “alacak param yok” yazmış. Paranın, pahalılığın çocukların hayal dünyasını bile ele geçirdiği bir dönemden geçiyoruz.
Yani insan istese, bir konuya kafayı taksa, örneğin diyelim ki henüz çocuksunuz da deha düzeyinde bilim adamı olacaksınız, bir şeyi çok merak ediyorsunuz ve ailenize ondan bahsetmek istiyorsunuz. Örneğin gençsiniz kafanız bilime çalışıyor, rüyalarınızda keşifler, icatlar gelecekte sizi bekleyen türlü çeşit hayaller var. Diyelim sanatçısınız, derdiniz gücünüz bale, edebiyat ya da çağdaş sanat. Daha çocukken hayalleriyle yatıp rüyalarıyla uyanmışsınız.
Ülkede aklınızı sanata, bilime falan vermeniz ne mümkün. Odanızdan çıkıp ailenizin yanına gidiyorsunuz, salonda tv açık, herkes tartışma programına kilitlenmiş, neredeyse her gün aynı kanalda aynı konuyu, aynı şekilde bir kere daha konuşan ve yine aslında pek bir şey söylemeyen insanları izliyor aileniz. Hem de çekirdek çitleyerek…
İktidar diyeceğim, elbette müsebbibi iktidar. Ama memleketteki düzen siyasetini, olan bitenin etrafında konuşlanmış beslenme zincirini, her akşam aynı kanallarda dönüp duranları gördükçe diyorum ki mesele o kadar da basit değil aslında.
Özetle ülke döndü dolaştı balerinleri bile Kapalıçarşı esnafı gibi sabah kalkıp enflasyon, kur, dolar düşünmeye mecbur etti.
Herkes esnaf mı olsun? Olsun, tamam olsun da o zaman sanatı, bilimi, edebiyatı kim konuşacak?