Bir önceki yazımda kişisel empatinin tanımı ve yoksunluğu konularına değinmiş ve özellikle inanç bazlı toplumsal / kitlesel empati eksikliği konularını bu yazıya bırakmıştım.
Anlaşılamama, hissedilememe gibi konular ikili ilişkilere dayandığı sürece telafisi nispeten olası sorunlar kapsamında değerlendirilebilir. Eğer empati yoksunu kişilerle zorunlu ilişkileriniz (ailesel, iş gereği vb.) yoksa elbet. Ancak görece kalabalık bir ortamda benzer değer yargılarına sahip kişilerle birlikte sizinle aynı kanıda veya inançta olmayan egemenlerce ötekileştirildiyseniz ciddi bir sıkıntı içindesiniz demektir. Aynen yüzlerce yıldır insana değer veren ve onu merkeze alıp sarmalamaya çalışan kitlelerin düştüğü durum gibi.
Bu konunun toplumsal yönünü incelemeye çalışırken birkaç makaleyi okuma şansım oldu. Özellikle dini inançlar ve yönetici duruşu ile empati ilişkisini anlamlandırmaya çalıştım. Ülkemizdeki bazı ilahiyat fakültelerinde yapılan yüksek lisans tezlerinden aşağıda sıralayacağım genel sonuçların çıkarıldığını gözlemledim (her ne kadar deneysel veri toplamaya dayanıldığı ve bunların istatistiksel olarak değerlendirildiği iddia edilse de !).
- Dindarlık ve empatik eğilim arasında pozitif yönde ve anlamlı ilişkiler vardır.
- Empatik eğilim ile medeni ve sosyo ekonomik durumla, dini hayatın şekillenmesi arasında birlikte gelişen olumluluklar vardır.
- Dindarlık ve empatik eğilim düzeylerinde en yüksek puana din eğitimini ailesinden alanlar, özgecilik (başkalarının yararını da kendi yararı kadar gözetme) düzeyinde ise en yüksek puana din eğitimini cami hocasından alanlar ulaşmışlardır.
- Bireyin sosyal hayatının şekillenmesinde önemli bir etken olan din, kişinin empati kurmasında ve özgeci davranışlar sergilemesinde etkili bir unsurdur ve bu yöndeki eğitim ayet ve hadislerle desteklenmelidir.
- Dindarlık arttıkça “en iyi yardım gizlice yapılandır” görüşünü benimseme artmakta, “sağ elin verdiğini sol elin bilmemesi” ilkesi (nedense solun verdiğini sağın bilmemesi değil !) geçerliliğini artırmaktadır.
- Bu çalışmaların böyle sonuçlara ulaştığını görünce kendime “ben acaba başka bir ülkede, gezegende hatta evrende mi yaşıyorum ?“ diye sormadan edemedim. Neyse imdadıma Berkeley Kaliforniya Üniversitesinde yapılan bir çalışma yetişti (metinlerden doğrudan aktarma yapmayıp çıkarımlarda bulunduğum için referans olarak göstermedim).
Bu çalışma özetle diyor ki: “Fazla dindar insanlar bir yabancıyı anlamaya çalışırken veya yardım ederken ateistlere, agnostiklere ve az dindar olan kesimlere nazaran daha isteksiz ve motivasyonu eksik davranırlar. Empati ile beslenen tutku ve cömertlik arasındaki bağlantının dinsizler veya az dindarlarda çok daha kuvvetli olduğu saptanmıştır. Dindarlık veya dindar gözükme arttıkça, bağışlayıcılık ve cömertlik, doktrin, ideoloji, sosyal kişilik ve çevre gibi unsurların etkisi yanında önemini yitirmektedir”.
Geçen yazımda da görüşlerine yer verdiğim Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof.Dr. Nevzat Tarhan şöyle söylüyor: “İnsanın neden kötülük yaptığına dair yapılan araştırmaların neredeyse hepsinin sonucunda empati yoksunluğu ortaya çıkmaktadır. Bunun arkasında büyüklük duygusu vardır, narsist kişiler empati yapamıyorlar ve başkalarının hakkını göremiyorlar. Elinde imkanı olan bu tür kişiler, imkanı olmayanı ötekileştiriyor. Dünyadaki bütün anlaşmazlıkların arkasında olaylara objektif bakamama var, empatik vizyon geliştiren insanlar problemlerin % 80’ini çözüyor.
Bu aşamada meraklısına okuması için bir makale önereceğim: "Yöneticilerin Karanlık Kişilik Özelliklerinin Çalışanların Tükenmişlik Düzeyine Etkisi” Emrah Özsoy, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Meslek Yüksek Okulu Dergisi, Cilt 22, Sayı 1, Nisan 2019.
Antipati’nin sevimsizlik, soğukluk, iticilik yanında bir anlamı daha var. Wikipedia’dan alıntılayayım: “Antipati, Empatinin tam tersi bir durumdur. Ortak eşgüdümlemeden uzak, dahası tam tersi düşünce hal ve davranışlar içerisinde uzlaşmazlık durumudur. Bu durum, fiilen yapılan tersliklerin yanı sıra düşünsel anlamda karşıdaki kişinin ortaya sunduğu fikrin hiçbir haklı dayanağının olmadığını iddia edebilir “.
Sevgiyle ve dostlukla kalın.