Ekim Devrimi: Kadınlar devrim ateşini yaktılar, yeni bir düzen kurdular ve umut oldular...
Ekim Devrimi 100 yaşında… Biz kadınlar 100. yılında Ekim Devrimine bugünden dönüp baktığımızda ne görüyoruz?
Bugünden bakalım, kadınların hala tam anlamıyla eşit olamadığı, eğitimsiz, işsiz ve yoksul bırakıldığı, ev işlerinin çürütücü ve köleleştirici ağırlığında ezildiği, şiddetin her türlüsüne maruz kaldığı, kadın olduğu için öldürüldüğü bir dünyadan bakalım. Ekim Devrimine baktığımızda kadınlar adına eşitlik ve özgürlüğü; gerçek anlamda kurtuluşa dair umudu, bunu tartışabilme ufkunu ve kurtuluş yollarını görüyoruz. Kadınlar devrimci süreçte ve yeni bir düzenin yaratılmasında özne oldular.
Devrime doğru: Kadınlar devrimi örgütlediler, ateşini yaktılar ve iktidarı aldılar…
Devrime doğru, devrimin örgütlenmesinde ve iktidarın alınmasında kadınlar ve öncü kadınlar çok önemli roller üstlendi. İşçi ve partili kadınların sayısından bağımsız olarak devrimci süreçteki politik etkileri devrimin kuruluş aşamasına da yansıdı. Kadınlar tüm devrimci süreçlerde giderek artan bir kitlesellikle mücadeleye katıldılar ve kendi örgütlenmelerini yarattılar. 1905’te Kanlı Pazar sonrası, Kadınların Eşitliği için Tüm Rusya’nın Birliği’nin kurulması, St. Petersburg Sovyetinde kadın temsilcilerin yer almaya başlaması ve yine aynı dönemde Kollontay’ın öncülüğünde Kadın İşçiler Yardımlaşma Derneği kurulması kadınların örgütlü siyasi bir güç haline gelmesini simgeliyordu. Şubat devrimi için büyük kalkışma, yeni takvime göre 8 Martta kadınların başlattığı grevlerin yayılmasıyla gerçekleşti ve aslında kadınlar devrimin ateşlenmesinde büyük rol oynadılar.
Tamamen kadınlar tarafından çıkarılan Rabotnitsa (İşçi Kadın) gazetesinin çağrısı ile işçi kadın komisyonları tarafından çağrılan ilk partisiz işçi kadınlar konferansı Ekim Devrimi'nden önce Petrograd'da düzenlendi. Buraya, 80 bin kadın işçiyi temsil eden 800 delege katıldı (1). Kadınlar hem kendileri örgütleniyordu hem de devrimi örgütlüyorlardı; Kadınlar Ekim Devrimine giden süreci ören devrimci güçlerden biriydi. İşçi kadınlar arasında hatırı sayılır bir örgütlenmeyi başaran öncü bolşevik kadınlar hem parti içerisinde hem de kadın işçilerin örgütlenmesinde önemli görevler üstlendi.
1921’de III. Enternasyonel toplantısında karar altına alınan ‘Komünist Partilerinin Kadınlar Arasındaki Çalışma Yöntem ve Biçimleri Üzerine Tezler’de “Komünist Enternasyonel III. Kongresi, proleter ve yarı-proleter geniş kadın kitlelerinin aktif katılımı olmadan, ne iktidarın ele geçirilmesinin ne de komünizmin gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını tespit eder.” (2) cümlesini ekleten Sovyet kadınları oldu. Ekim devriminin hemen ertesinde kadın hakları için çıkarılan kararnameler de kurucu iktidarın içinde kadınların politik etkilerinin bir göstergesiydi. Kadınlar Rusya’da devrimci ve kurucu özne haline geldikleri dönemde, birçok ülkede kadınların oy hakkı ve yasal düzeyde eşitlik için mücadele ettiğini unutmayalım. Yasal düzeyde dahi bir eşitlik söz konusu değilken, Ekim Devrimi kadınların mücadele deneyimi ve politikleşmesi bakımından büyük bir sıçrama oldu.
Kuruluş ve Eşitlik
Kadınlar iktidarın alınmasında olduğu gibi kuruluş döneminde de söz sahibi ve belirleyici oldular. Kuruluş döneminde Sovyet iktidarının ilk çıkardığı kararnameler, eşit işe eşit ücret, 8 saatlik iş günü, yasal eşitlik, boşanma hakkı, kürtaj hakkı, ev işlerinin toplumsallaştırılması ile ilgiliydi. Bolşevikler iktidarı ele geçirdikten sonra 4. gün kadın işçi hakları ve anneliğin korunması ile ilgili bir kararname yayınlandı. Aralık ayında ise evlilik ve aile ilişkileri ile ilgili kararname ilan edildi. 1936 Anayasası’nda “kadının, ekonomik, kültürel, sosyal ve siyasal yaşamın tüm alanlarında ve devlet nezdinde, erkekle eşit haklara sahip olduğu, kadının (erkekle) eşit çalışma, eşit ücret, dinlenme ve eğlenme, eğitim ve sosyal güvence hakkının gözetileceği, anne ve çocuğun devletin korumasında olduğu, annenin doğum öncesi ve sonrasında (tam ödemeli) ücretli izin, sağlık merkezi ile kreşe erişim haklarının güvence altına alındığı” yazıyordu (3). Ekim Devrimi kadınlar için hukuki bir düzeyde tam bir eşitliği gerçekleştirdi ve 1936 Anayasasında yer alan eşitlik ruhu çözülüşe kadar değişmeden kaldı.
Kadınların işgücüne katılımı
Kadınların çalışma hayatına katılımı ve kadın emeğinin kalifikasyonu için özel önlemler alınması da büyük kazanımlardı. Ekim Devrimi kadınların kitlesel olarak işgücüne katılımında eşi görülmemiş bir ilerleme kaydetti, üstelik bu kapitalizmin arzu ettiği ucuz ve niteliksiz işgücü sağlamak için değil, kadınların yaşama ve toplumsal üretime katılımı için yapıldı. Kadınların tüm iş kollarında yer alması için ve kadın emeğinin nitelikli işlere ve yükseköğrenim gerektiren mesleklere yönelmesi için özel önlemler alındı. Kadın emeğinin toplumsal cinsiyet rollerinden kaynaklı belli mesleklere toplanmasını engellemek için özel kotalar uygulandı. 1928’de kadın işgücünün toplam işgücüne oranı % 24’tü. 1932’de bu oran kadının kitlesel bir biçimde işgücüne katılması sonucu % 34.7’ye ve 1940’da da % 39’a yükseldi. Savaş sonrası bu oran % 50’lere tırmandı ve 1970’den itibaren belli bir istikrara kavuşarak % 50’ler civarında seyretmeye başladı. 1982 verilerine göre toplam iş gücünün % 51’ini kadınlar oluşturmaktaydı. 1970’lerde kadın işgücünün yaklaşık % 70’i sanayi, tarım ve diğer üretim alanlarında çalışırken hizmet sektöründe bu oran % 30’du. Kadın emeğinin toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle hizmet sektöründe yoğunlaşması sorunu kırılmıştı (4).
Toplumsallaştırma
Ev işlerinin ve bakım hizmetlerinin toplumsallaştırılması konusunda büyük bir ilerleme kaydedildi ve Ekim Devrimi eşsiz bir deneyim geriye bıraktı. Ev işlerinin toplumsallaştırılması için yemekhaneler, çamaşırhaneler, kolektif mutfaklar kuruldu. Çocuk bakımı konusunda annenin işten ayrılmasını gerektirmeyecek ve devlet tarafından paylaşılan özel düzenlemeler yapıldı. Anne olmasının kadının iş yaşamından ayrılmasına neden olmayacağı düzenlemeler yapıldı ve çocukların bakımını devlet tarafından üstlenildi. Örneğin, çocuklara düşen yuva sayısı dünyadaki ortalamadan çok daha yüksekti ve 1973 yılında yuva başına düşen çocuk sayısı ortalama 100 iken (5); öğretmen başına düşen çocuk sayısı 7-8’i geçmiyordu. Tüm bakım hizmetleri ücretsizdi.
Siyasete katılım
Kadın öncüler kadınların örgütlenmesi olsun, işçilerin örgütlenmesi ve partiye kazanılması olsun önemli görevler üstlendi. Kadınlar siyasette aktif rol oynamış ve önemli bir yol kat edilmiştir. Zenotyelin kurulması, kadın seksiyonlarının kurulması ve kadın delegelerin seçilmesi de kadınların siyasal örgütlenmesi için çok önemli bir deneyim oldu. Politik düzeyde kadınların kendilerini ifade etmesi ve kendi hakları için mücadele etmesi amacıyla Zenotyel önemli bir kapı açarken, ayrıca önder devrimci kadınların üretim ve pratik uygulamaları için de bir fırsat yarattı. Kadınlar partide ve devlet kademelerinde söz sahibi oldular, karar mekanizmalarında yer aldılar. Ekim devriminin çok önemli katkısı da kadın emeğinin ve cinselliğinin baskı altına alınışının felsefi ve politik düzeyde tartışılmasında kaydedilen ilerlemedir. Tartışmalar ve pratikler kadınların kurtuluşuna dair ufuk açmıştır. Ayrıca Ekim Devrimi ile beraber ‘ailenin ortadan kaldırılması’ güncel bir tartışma haline gelmiş, Zenotyel yapılanması ve yönetiminin bunda büyük katkısı olmuştur. Deneyimler, başarılar ve eksiklikler kadın hakları mücadelesi ve kadınların kurtuluşu için birçok yeni tartışmanın da zemini olmuştur.
Ekim devrimi ile kadınlar eşitlik ve özgürlük için mücadele ettiler, örgütlendiler ve kazandılar; kapitalizmin veremediği en temel insani hakları elde ettiler. Ekim Devrimi kadınların iş yaşamına kitlesel olarak katılımı konusundaki uygulamalar ve annelik düzenlemeleri ile bir laboratuvar görevi gördü. Kadınların siyasete ve karar mekanizmalarına katılımı konusunda tarihsel bir sıçrama; kadınların kurtuluşuna ve kadın hakları mücadelesine dair eşsiz bir birikim yarattı.
Bugün kadınların kurtuluşunu tartışabiliyorsak her anlamda, bunu Ekim Devrimi’nin kazanımlarıyla yarattığı birikime, deneyimlerden çıkarılan yeni tartışmalara ve kurtuluşa dair verdiği umuda borçluyuz.
(1) Gül Özgür. Rusya’da 1917 Sosyalist Ekim Devrimi ve Kadınların Kurtuluşu, Dönüşüm Yayınları. Cilt 1; s.127
(2) Marx, Engels, Lenin, Stalin, Komintern Clara Zetkin Kadın Sorunu Üzerine, İnter Yayınları. s. 125
(3) Gül Özgür. Rusya’da 1917 Sosyalist Ekim Devrimi ve Kadınların Kurtuluşu, Dönüşüm Yayınları. Cilt 2; Belgeler Bölümü s.31.
(4) Tuba Asrak Hasdemir. Sovyetler Birliği’nde Kadının Durumu. Amme İdaresi Dergisi 1991, Cilt 24; Sayı 3: 81-98.
(5) Oya Çitçi. Kadın Sorunu Ve Türkiye’de Kamu Görevlisi Kadınlar. Türkiye Ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları NO: 200; 1982.