Başlıktaki cümleyi Tayyip Erdoğan ve yakın çevresinin yüzüne söyleyebilirseniz, büyük olasılıkla “bugün en önemli sorunumuz bu” diye başlayan ve arkasından bildiğimiz yalanları tekrarladıkları bir cevap vereceklerdir.
Oysa sokaklardaki milyonlar aynı cümleyi bir soru cümlesi olarak bile değil, bir isyan sözü olarak görüyor ve çok büyük ihtimalle en azından hak veriyorlar.
Sadece buradan yola çıkarak bile şunu söyleyebiliriz, referandum sürecinin ilk etabını “Hayır” kazanmıştır.
Hayır artıyor
Kimi araştırmalara göre, Hayır oyu kullanmaya karar verenler arasında Hayır kazanacağı beklentisi olan insanların oranının, Evet diyeceğini söyleyip Evet’in kazanacağını düşünenlere göre daha düşük. Buna rağmen örneğin 2-3 ay öncesi ile mukayese ettiğimizde, üstelik oyunu hangi tarafta kullanacağından da bağımsız olarak, “Hayır” çıkabilir diyen insanların sayısında belirgin bir artış yaşandığı da somut bir başka verimiz.
Kuşkusuz bugünden referandumun sonucuna dair kesin sonuç vermek mümkün değil ancak geride kalan kısa süre içinde “Evet” hegemonyası kırılmış ve tam tersine “Hayır” eksenli bir canlanma yaşanmıştır.
Evet cephesinin devlet imkanlarını ve baskı güçlerini en etkin biçimde kullanmasına, muazzam bir medya ve para gücüne sahip olmasına rağmen ortaya çıkan bu tablo son derece önemli ve umut vericidir.
Dikkat, Erdoğan durumun farkında
Tayyip Erdoğan’ın gazetecilerin anket sonuçları ile ilgili sorusuna “halk daha paketin içeriğini anlamadı” yanıtı vermesi, bu durumun bizzat kendisi tarafından da görüldüğünün işaretidir.
Daha önceki seçim süreçlerinde kendisini epey komik duruma düşüren ses kısılması problemine rağmen mitinglerine ara vermemesi hatırlanacaktır. Böyle bir kişinin Aydın ve Bursa’da bu hafta sonu yapmaya planladığı mitingleri ertelemesi de bu durumun bir başka işareti olarak görülebilir.
Artık, Tayyip Erdoğan’ın kendisi dahil referandumdan evet çıkmasının “çantada keklik” olduğunu düşünen kimse kalmamış durumda.
Şimdiden böyle bir tablonun oluşması referandum sürecinin beklendiğinden de daha sert bir seyir izlemesine neden olacaktır.
İktidar her ne olursa olsun bu referandumu kaybetmemek üzere bir planla hareket ediyor. Önümüzdeki günlerde bu durumun kimi sonuçları olacaktır. İktidar baskı ve tehditle ‘hayır’ sesini yükselten kesimleri sindirmeyi deneyecektir. Bu baskılara karşı direnmek ve geri püskürtmek önemli bir sınav olacaktır.
Çeşitli provokatif girişimlere karşı azami bir uyanıklık içinde olmak “Hayır” cephesinin en önemli sorumluluklarından birisidir.
Gerçeğin gücü
Yine daha önceki deneyimlerimiz böyle zamanlarda panikleyen tarafın daha büyük hatalar yaptığını biliyoruz. Dikkatli davranırsak, iktidarın çeşitli girişimleri hedeflerinin tam aksine kendileri açısından zarar verici sonuçlara neden olabilir.
Burada önemli olan “Hayır” hattının elde ettiği olanağı, meşruiyeti ve gücü doğru biçimde kullanmasıdır.
Dikkat ederseniz geride kalan dönemde evet propagandasının temeline “hayır” diyenlerin ne kadar kötü oldukları tezini yerleştirmiş bulunuyorlar. Çünkü “evet” dendiğinde yaşanacak değişikliklerin yurttaşların hayatında tek bir olumlu yansıması olmayacak.
Bu referandum tartışmalarının en kritik başlığıdır. “Evet” sadece demagoji, yalan ve iftiralarla savunulabilmektedir.
“Hayır” cephesinden baktığımızda ise kendini anlatmak, hem de milyonlarca yurttaşa dokunacak biçimde anlatmak açısından çok önemli avantajlara sahibiz. Örneğin, sadece Anayasa değişiklik teklifinin somut olarak neleri kapsadığı ile ilgili gerçeklerin kuvvetli ve yaygın biçimde ifade edilmesinin “Hayır” oylarını artıracak bir faktör olduğunu söyleyebiliriz.
Hayır ve Ötesi…
Sandıklardan başlayıp, sokaklara, mahallelere, ilçe ve il düzeyine doğru ilerleyen bir halk örgütlenmesi sağlanamadığı durumda, referandum sonucu ne olursa olsun istediğimizi elde edemeyeceğimizi açıkça ifade etmemiz gerekiyor.
Daha önemlisi, geride kalan dönemin önemli deneyimlerinden birisi Tayyip Erdoğan’ın halkın Hayır kararının sonucunda bavulunu toplayıp gitmeyeceğidir. Tam tersine olası bir Hayır sonucunun etkisinin kırılması için her yola başvuracağından en küçük bir şüphemiz yok.
Sonuç olarak, referandumda Hayır oylarının çoğalması, Hayır oylarının korunması, Hayır çıktıktan sonra iktidarın halka dönük saldırılarının püskürtülmesi ve en önemlisi Hayır iradesinin ülkenin aydınlık geleceğini kurmak üzere AKP/Saray iktidarına son vermesi için halkın kendi örgütlerini her düzeyde inşa etmesi önemli ve zorunlu bir görev olarak önümüzde duruyor.
Hayır ve Ötesi çalışmalarına, HAZİRAN Hareketi’nin bu çalışmalara verdiği desteğe bir de bu açıdan bakmakta fayda var.
Bu vesileyle kalan sınırlı ve değerli vakti en verimli biçimde kullanmak üzere herkesi hayirveotesi.org sitesi üzerinden Hayır ve Ötesi çalışmalarını katılmaya çağırıyorum.