“2018 AKP’nin zor aygıtları ile kadınların üzerine daha fazla geleceği;
Şiddetle, kadın düşmanı yasalarla, baskıyla yaşamdan, sokaktan, çalışma hayatından silmeye çalışacağı;
Kadınların şiddete ve saldırılara maruz kalacağı;
Yaşamın daha fazla dincileştirileceği;
Arzu ettikleri muhafazakar ailenin taşıyıcısı, düzenle çatışmayan itaatkar kadın modeli yaratmak için elinden geleni yapacağı bir yıl olacak.
Muhafazakar ve itaatkar, erkek egemen düzenlerini rahatsız etmeyen kadınlar yaratmak için iktidarın daha ileri gideceğini biliyoruz.”
2018’e girerken böyle yazmışım. Şöyle bir baktığımız zaman ülkemizde 2018, Diyanet’in ‘9 yaşında çocuk evlenebilir’ açıklaması yaptığı, 115 hamile çocuğun ortaya çıktığı ve çocuk evliliklerinin korkunç bir hızla arttığı gerçeğinin yüzümüze çarptığı, çocuk istismarının üzerini örten yeni bir yasa tasarısının gündeme geldiği, zina, hadım ve idamın tartışıldığı, karma eğitimin darbe aldığı, nafaka hakkına saldırıların olduğu, kadınların yine şiddete maruz kaldığı, Şule Çet cinayeti başta olmak üzere kadın cinayetleriyle sarsıldığımız; yine hükümet yetkililerinin kadın düşmanı açıklamalar yaptığı bir yıl oldu.
Gerçekten de AKP gericiliğinin kadınları doğrudan hedef aldığı bir yıl daha geçirdik. Dürüst olmak gerekirse 2019’a girerken karşımızda iyimser bir tablo olduğunu söyleyemeyiz; ama gerçekten de her şeyi olduğu gibi kabul eden, geçmişten bağımsız mesnetsiz bir iyimserlik de bizden uzak olsun.
Geleceği düşünen, değiştirme potansiyelini içeren bir umutla bakarsak; 2018 Diyanet’in açıklamasına karşı kadınların sokağa çıktığı, 115 hamile çocuğun yasal olarak bildirilmediği hastanenin önünde eylemler yaptığı, kadınların hakları için daha fazla mücadele ettiği, Şule Çet cinayetinin hukuki takipçisi olduğu, çoğu kadın işçinin Flormar’a karşı direnişe geçtiği, Aydın’da jeotermal enerji santraline karşı kadınların jandarmaya karşı mücadele ettiği, 8 Mart’ta ve 25 Kasım’da kadınların güçlü bir şekilde sokaklara çıktığı bir yıl oldu.
Dahası dünyada 2018 yine kadınların damga vurduğu bir yıl oldu. İspanya’da 8 Mart’ta kadınlar hayatı durma noktasına getirdiler, işyerlerinin neredeyse %80’inde iş bıraktılar. O gün 5 milyondan fazla kadın sokağa çıktı ve evlerine girmedi. Fas’ta ve Tunus’ta mücadele eden kadınlar eşit miras ve mülkiyet hakları kazandılar. Şili’de ve Arjantin’de büyük eylemlere imza attılar. İrlanda’da uzun zamandır mücadele eden kadınlar kürtaj yasağının kaldırılması için düzenlenen referandumu kazandılar. Dünyanın en zorlu yarışlarından Tour de France erkekler yarışına gayri resmi katılan 13 kadın tüm etaplarda erkekleri geçerek ilginç bir eyleme imza attılar1. 2018’de tüm saldırılara ve olumsuzluklara rağmen kadınlar direndiler, mücadele ettiler; kimi zaman kazandılar kimi zaman kaybettiler, ama en önemlisi umudu beslediler.
Yılın ilk günlerinde Türkiye’nin birçok yerinden kadınlar 5-6 Ocak’ta İstanbul’da bir araya gelecek; mücadeleyi ve umudu büyütmenin yollarını arayacağız. Bizi bekleyen tüm olumsuzluklara rağmen 2019’a da umutla giriyoruz. Kadınlar mücadele etmeye devam edecek; ama bunu statükocu bir iyimserlikle değil, bu tabloyu değiştireceğimize olan bir inançla, iyimser olmayan bir umutla…
Diliyorum ki; 2019 kadınların eşitlik özgürlük mücadelesinde kazanımlarla çıktığı bir yıl olsun. 2019 kadınların yılı olsun.
*Terry Eagleton, İyimser Olmayan Umut. İstanbul: Ayrıntı Yayınları, 2017.
1. https://bianet.org/bianet/toplumsal-cinsiyet/203893-toplumsal-cinsiyet-esitliginin-bir-yili