20 Kasım: Yeni bir ilk adım

Sabırsız okurlar için en başa bir not düşelim: 20 Kasım günü için tüm planlarınızı erteleyin, kimselere randevu vermeyin çünkü hep beraber önemli bir adım atacağız. 

DURUM

Türkiye’nin içinden geçtiği süreci uzun uzun anlatmaya gerek yok, hep beraber yaşıyoruz. Güzel ülkemiz, iktidarı baskı ve zor yoluyla gasp etmiş bir çete eliyle felaketten felakete sürükleniyor. İktidar, başka türlü yönetemeyeceği için, “sürekli saldırı taktiği” denilebilecek bir yaklaşımla karşısındaki halk güçlerini paralize etmek, moralsizleştirmek ve böylece hareketsiz kılıp hedefine ulaşmak istiyor.

Gündem sürekli değişiyor ve iktidarın saldırılarına her gün yenisi ekleniyor. Bu saldırılara karşılık vermeye, daha doğru bir deyişle direnmeye çalışıyoruz.

EKSİK

Eğer aynı yaklaşımla devam edersek, önümüzdeki günleri bir gün yumruk yemek, ertesi gün de yediği yumruğun yarasını sarmakla geçirmek zorunda kalacağız.

Bir boyutuyla gerçekten yapacak bir şey yok; iktidar saldırıları süreklileştikçe bunun karşısında direnmek için elden gelen her şeyi yapacağız. Deyim yerindeyse sürekli saldırı karşısında kesintisiz bir direniş için elden gelen tüm olanakları seferber edeceğiz.

Bu önemli, zira yenilgiyi kabul edip geri çekilenler, kafayı kuma gömüp, susalım kendimizi göstermeyelim, geçer gider daha rahat bir zeminde kaldığımız yerden yeniden başlarız diye düşünenler mutlak bir yanılgı içindeler.

Türkiye solu kavgada geri düşmüştür ancak kesin bir mağlubiyet yaşamamak için direnmek, direnerek çoğalmak gerekiyor.

Ancak tek başına direnmek yetmez. Toplumsal mücadele tarihi, mücadeleyi salt direniş hattı üzerine kurduğu için yenilmiş sayısız örnekle doludur.

GÖREV

Esas görev direnen güçlerin, ne yapıp edip bir yolunu bulup karşı saldırıya geçmesidir.

Türkiye’de emekçilerin, yoksulların, ilericilerin, devrimcilerin siyasal alanda temsiliyetini üstlenecek etkin-güçlü bir politik odak ihtiyacına dair daha önce çokça yazı yazıldı, tekrar etmek gereksiz.

AKP/Saray iktidarıyla kodlanan yeni gerici rejimin karşısında duran milyonların yeniden enerjik biçimde siyasal alana dönmelerinin ön şartı, ne istediği, ne söylediği belli militan-mücadeleci bir devrimci gücün buzkıran işlevi üstlenecek şekilde bir adım öne çıkmasıdır.

İktidarın güncel saldırılarına karşı direnirken, bu saldırının bütünlüğünü gören-gösteren bir pozisyondan hesaplaşmayı daha üst bir boyuta taşıyıp bu zeminden yanıtlayan bir gücün siyasal alana müdahale etmesi gerekiyor.

Günlük saldırılara tepki göstermenin ötesine geçen, derli toplu bir karşı duruş yeni saldırıları da önleminin tek yoludur.

O meşhur cümleyi biraz duruma uyarlayarak söyleyelim: Türkiye son 1 yılda o kadar geriye çekildi ki, bu bataklıktan yavaş yavaş çıkmak mümkün değildir; kurtulmanın tek yolu mümkün olduğunca ileri sıçramaktır.

SOMUT İLK ADIM

Birleşik HAZİRAN Hareketi, geçen haftanın gündem yoğunluğu içinde gözden kaçabilecek önemli bir çağrı yayınladı.[1]

Haziran Hareketi çağrının içeriğine uygun olarak çalışmalarını yoğunlaştırmış durumda ve gereğini yapmaya çalışıyor. Eğer başarabilirsek miting AKP karşısındaki tüm ilerici güçlerin ortak mitingi olarak örgütlenecek.  Sanıyorum önümüzdeki bir kaç gün içinde ayrıntılı bir bilgilendirme ve son durum bilgisi kamuoyu ile paylaşılacaktır.

Ancak her hal ve şartta, hangi örgütlü güçlerin nasıl bir yanıt vereceğinden bağımsız olarak, Türkiye işçi sınıfının, emekçi halklarımızın, ilerici devrimci güçlerin, özellikle altını çizmek istiyorum mevcut gidişattan rahatsız olan herkesin bu mitinge sahip çıkması gerekiyor.

Şimdi görev bu yazıyı okuyan, bu mitingten haberi olan herkesin omuzlarındadır.

Ne yapacağız diye kara kara düşünmeye gerek yok, işe buradan, birlikte miting örgütlemekten başlayacağız.

20 Kasım günü ne kadar çok insan, eşitlik için, özgürlük için, barış için, kardeşlik için, laiklik için güçlerini birleştirirse, ne kadar çok insan “Saltanata Geçit Yok” sözüne ortak olur, ne kadar çok insan “Teslim Olmayacağız” diyerek omuz omuza durursa atacağımız bu ilk adım o kadar etkili olacaktır.

Hayat bazen böyledir, ileride neler olacağını tartışmak yerine oraya varmak üzere yürümeye başlanır. İlk adım önemlidir.


[1] Saltanatın kaldırılmasının yıldönümünde Türkiye emekçi halklarına, ve tüm ilerici güçlerine dönük çağrın İleriHaber’de de yayınlanmıştı.