Vitrin: Yeni çıkanlar

Vitrin: Yeni çıkanlar

Sizler için yine yepyeni kitaplar derledik. 'Bağzı' kitaplar çok güzel. Beğeneceğinizi umarak iyi okumalar diliyoruz. 

KAÇAĞIN PORTRESİ - DAVID BORATAV

90’ların ortasında İngiltere’deki bir üniversitede Sébastien adında genç bir adam ardında iz bırakmadan ortadan kaybolur. Yıllar sonra arkadaşı Hermann, dostunun kayboluşunun sırrını çözüp öyküsünü anlatmaya karar verir. Kendisine bıraktığı mektuplardan, günlüğünden ve Paris’te yaşadıkları günlerden geriye kalan anılarından yola çıkarak Sébastien’in izini sürer. Gerçekte kimdir bu Sébastien? Clara’ya beslediği karşılıksız aşkla başa çıkamayan bir ergen mi, parlak bir öğrenci mi, köklerini arayan genç bir yetişkin mi?  

Yeni tanıştığı amcasının emanet ettiği gizemli nesneyle hayatı daha karmaşık hale gelen Sébastien’in çocukluk, ergenlik, yetişkinlik evrelerinde üç ayrı kente, Lozan, Paris ve Clothworkers’a, Fransız Alpler’inden Saint-Michel’e oradan da İngiliz pub’larına uzanan yolculuğu, bir kayboluşun olduğu kadar bir arayışın da hikâyesi.

 

Kaçağın Portresi, David Boratav, Çev: Aysel Bora, Can Yayınları, 2018.

BİR AT BARA GİRMİŞ - DAVID GROSSMAN

Yarım kalan öyküler, söylenmeyen sözler, beklenmedik darbeler... Kitapları otuzu aşkın dilde okunan büyük yazar David Grossman, ustaca kurguladığı bu çarpıcı metinde son sayfasına değin soluk kesen bir öykü anlatıyor ve okurunu, sahnesinde tuhaf bir adamın, Dovaleh G.’nin dikildiği komedi kulübünün kapılarından içeriye sokuyor. Dovaleh G., parlak spotların altında, onu meraklı gözlerle izleyen seyircinin karşısında hayatını temize çekiyor ve adeta bir psikiyatrın koltuğunda uzanmışçasına geçmişin loş dehlizlerine dalıyor. Ters köşelerle dolu bir gösteri bu; sahnedeki adam kendi hikâyesini anlatıyor ve bu hikâyede espriler, seyircinin suratında birer yumruk gibi, birer tokat gibi patlıyor.

Man Booker Uluslararası, Ödülü’ne layık görülen ve samimi, doğrudan anlatımıyla büyük övgü toplayan Bir At Bara Girmiş, herkesin derdinin kendine olduğu, her koyunun kendi bacağından asıldığı dünyada onca yalnızlığa rağmen görülmeye, duyulmaya, anımsanmaya duyulan ihtiyacın ve kahkaha ile gözyaşları arasındaki bir arpa boyu mesafenin romanı.

Soru su: Var olmak, bütün olmak için yeterli mi?

Bir At Bara Girmiş, David Grossman, Çev: Aylin Ülçer, Siren Yayınları, 2018.

FILLANAME - MIGIRDİÇ MARGOSYAN

Bu yıl 80. yaşını kutlayacak olan Mıgırdiç Margosyan’ın tüm eserlerini bir araya getiren Fıllaname tek sefere mahsus özel baskısıyla yayımlanıyor. Özellikle Diyarbakır’ı anlattığı öykü ve anlatı metinleriyle bilinen Margosyan’ın eserleri, ilk kez Türkçe olarak basıldığı 1992’den bu yana büyük beğeni kazanmış, geniş bir okur kitlesine ulaşmıştı. Fıllaname, usta yazarın o günden bugüne kaleme aldığı beş kitabı bir araya getirirken, sanatçı Emre Zeytinoğlu’nun Margosyan’ın öykülerinden esinlenen çizimleri ve sunuş metniyle zenginleşiyor. Kalın kapaklı ve renkli olarak basılan kitap, sadık Margosyan okurları ve usta yazarın edebiyatıyla tanışmak isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor.

Gâvur Mahallesi ve çevresindeki günlük yaşantıyı 1915’lerden 1940’lara, oradan bugünlere taşıdığı rengârenk öyküleriyle yörenin yitip gitmekte olan toplumsal hafızasına adeta bir cansuyu veren, bölge insanına, gelenek ve göreneklerine dair birbirinden değerli tanıklıklarıyla adeta ayaklı bir Diyarbakır ansiklopedisi olan Mıgıdiç Margosyan’ın edebi verimi Diyarbakır için daima çok değerliydi.

Ancak, özellikle son yıllarda yürütülen operasyonlarla adeta yeryüzünden silinen, içinde Gâvur Mahallesi’ni de barındıran Sur’un yürek yakan son halinden sonra Margosyan’ın öyküleri ve anlattıkları, bir başka anlam, bir başka değer daha kazanıyor. Yazarın tüm eserlerini bir araya getiren Fıllaname de, bu koşullar altında salt bir kitap olmaktan çıkıyor, adeta geçmişin kayıp seslerini yarınlara taşıyan ve halen çağıldamakta olan bir kaynak halini alıyor. Ancak edebiyatın saf ve temiz suyunun yüklenebileceği türden bir sorumluluk bu. Mıgırdiç Margosyan’ın eserleri, Diyarbakır’a, Gâvur Mahallesi’ne, hepimize, hal ve ahvalimize dair çok şey anlatmaya devam ediyor.

Fillaname, Mıgırdiç Margosyan, Aras Yayıncılık, 2018.

YABANCI BİR BABA - EDUARDO BERTI

 İki baba ve her birinin oğullarıyla sessiz, neredeyse namevcut ilişkisi. Yabancı babalarının esrarını anlamaya çalışan iki aile. Anavatanlarından uzakta, anadillerini kullanamadıkları ülkelerde kendilerini yeniden yaratmaya çalışan göçmenler. Tutkuyla başka yazarların yapıtlarını okuyan ve bu yapıtlardan kalkarak kendi hayatlarındaki bir gizemi kazıp çıkartmaya çalışan yazarlar. Kilit altında tutulan, kolay paylaşılamayan sırlar.

Arjantinli yazar Eduardo Berti’nin otobiyografik öğeler de taşıyan romanı, yaklaşık yüz yıl arayla iki farklı zamanda ilerliyor. Göçmenlik, aile sırları, geçmişle hesaplaşma gibi kadim olduğu kadar günümüzde de yakıcılığını sürdüren meseleleri var. Karmaşık olay örgüsünde hiçbir ayrıntı tesadüfi veya rasgele değil.

 

Yabancı Bir Baba, Eduardo Berti, Çev: Roza Hakmen, Metis Yayıncılık, 2018.

PLASENTA - ASUMAN SUSAM

Şiir çıplak bırakır

yoksa nasıl duyulur dünyanın teni

sarmaşıklara,kırbitkilerine dolanıyorum

bu, size görünmeye  yeter

kuşlardan öğreniyorum konuşmayı yeniden

sindirim en hassas yeri sistemin

gaga, yutak, kursak ve taşlık

çamurlu sözcükler kusuyorum sürekli

siklon B, kansız ölüm

ağaçlar yeşerirken ölmeye yürüyenler vardı

alacakaranlıkla doluyordu dolmaz sandığım boşluk

tekildir, kolektif hatırlamaz hafıza

özne miyim nesnesi mi kimin

sesimi bozuyor bu iç çatışma.

Plasenta, Asuman Susam, Everest Yayınları, 2018.

DARWIN'LE AKŞAM YEMEĞİ - EVRİM YEME İÇMEYİ NASIL ETKİLER? - JONATHAN SILVERTOWN

“Her alışveriş listesi, her yemek tarifi, her menü ve yemek pişirmek için kullandığımız her malzeme evrimci anlayışın babası Charles Darwin’le akşam yemeğine üstü kapalı bir davettir.”

Jonathan Silvertown Darwin’le Akşam Yemeği’nde en eski hominin atalarımızla bizi büyük bir sofra etrafında bir araya getiriyor. Ekmek, et, süt ürünleri, deniz ürünleri, sebzeler, baharatlar, tatlılar gibi temel gıdalar ve değişen beslenme alışkanlıklarımız üzerinden yaşamın evrimine ışık tutuyor.

Tat ve koku alma duyularımızın nasıl evrimleştiğinden acının sofralarımıza nasıl girdiğine, karbonhidrat ve yağ düşkünlüğümüzden yemeklerimizi neden ve ne zaman paylaşmaya başladığımıza dek okuma iştahını kabartan sorularla şekillenen bu çalışma, gıda sorununun hayatımızı temelden etkilediği günümüzde, neyi nasıl yediğimizi farklı düşünmeye davet eden bir kılavuz.

“Yemek hakkında gereğinden fazla kitap olsa da, benim gibi biri olduğunuzu ve bu tür davetlerin size de hiçbir zaman fazla gelmeyeceğini umarak, şu an elinizde tuttuğunuz şeyin bir kitaptan ziyade bir akşam yemeği daveti olduğunu farz edelim istiyorum. Ancak baştan belirtmeliyim ki bu farklı bir akşam yemeği olacak​;​ zihinlerimizi beslemeye yönelik bir akşam yemeği.”

Darwin'le Akşam Yemeği - Evrim Yeme İçmeyi Nasıl Etkiler?, Jonathan Silvertown, Çev: Can Evren Topaktaş, Kolektif Kitap, 2018.

 

DAHA FAZLA