İzel Sezer
Başbakan Binali Yıldırım imzasıyla bazı üniversitelerin bölünerek 15 yeni üniversite kurulmasına ilişkin tasarı Meclis’e sunulmasının ardından üniversitelerde öğrenci eylemleri yapılmaya başlanmıştı.
İstanbul Üniversitesi Öğrencileri de okullarının bölünerek yeni üniversiteler kurulmasıyla ilgili yasa tasarısına karşı iki gündür fakültelerinde düzenledikleri forumlarla ve Beyazıt Meydan'da yaptıkları eylemlerle seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
'İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ TARİHİ BOYUNCA İKTİDARLARA TESLİM OLMADI'
Öğrenciler, yasa tasarısının haberinin medyaya düşmesinin ardından örgütlenmeye başlamış ve güçlü bir dayanışma ortaya koyarak eylemler düzenlemişti.
Binlerce öğrencinin katıldığı bu eylemlere okulun çalışanlarından, akademik kadrosuna herkes katılmıştı. Bugün de saat 14.30'da Meclis'te yasa tasarısının görüşülmeye başlanacağı sırada öğrenciler hocalarıyla birlikte fakültelerinin önünde oturma eylemi yapacak.
İstanbul Üniversitesi'nin, tarihi boyunca iktidarlar tarafından teslim alınamamış üniversitelerden biri olduğunu belirten öğrenciler, okullarının bütünlüğünü ve itibarını yok etmemek adına sonuna kadar direneceklerini ifade etti.
Eylemlere başından beri katılan ve fakültelerini koruyan öğrenciler İleri Haber'e süreci ve düşündüklerini anlattı.
'YÖK'ÜN EMRİ KİMDEN ALDIĞINI BİLİYORUZ'
Üniversite bünyesinden ayrılması gündeme getirilen İletişim Fakültesi öğrencilerinden A.Y. üniversitelerinin bölünmesine asla izin vermeyeceklerini belirterek, YÖK'ün de emri kimden aldığını bildiklerini ve bu kararı tanımadıklarını ifade etti.
Üniversitelerin bütünlüğüne ilk kez müdahale edilmediğini söyleyen A.Y.,”Yıllardır İstanbul Üniversitesi'nde atanmış rektör eliyle fakülteler arası geçişi yasaklayıp, Edebiyat Fakültesi öğrencilerinin sosyal mekanlarından olan Hergele Meydanı gibi mekanları öğrencilere kapatarak bizi birbirimizden ayırmaya çalışıyorlar. Öğrencilerin üniversitelerde birbiriyle temasını kesip örgütlenmelerini engellemeye çalışıyorlar ama biz onlar naparsa yapsın binlerce öğrenci üniversitelerimizdeyiz ve bizi okullarımızdan çıkaramayacaklar.” dedi.
EYLEMLERE ÖĞRENCİLERİN DAYANIŞMASI DAMGA VURGU
Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencileri de fakültelerinin üniversite bünyesinden ayrılmasıyla ilgili herhangi bir bilginin sunulmadığını, dekanından, hocasına kimsenin bir şey bilmediğini ve öğrencilere cevap veremediğini söyledi.
fakültelerinde düzenledikleri forumlarla Ana Kapı'daki eylemlere katıldıklarını belirten SABİF öğrencilerİ, eylemlere güçlü bir biraradalık ve dayanışmayla katıldıklarını belirtti.
'KİM ATANMIŞ KİM SEÇİLMİŞ TEKRAR GÖRDÜK'
Yıllardır yerinde onarım ve taşınma gündemleriyle bildiğimiz Cerrahpaşa ve Çapa Tıp Fakültelerinden öğrenciler de okullarında yaşadıkları süreci anlattı.
Öncesinde Çapa Tıp Fakültesi'nin ayrılması gündeme gelmiş ve daha sonra Cerrahpaşa'nın ayrılacağı söylenmişti. Öğrenciler okullarının geleceği hakkında bu kadar plansız ve belirsiz hareket edilmesinden de rahatsız olduklarını ifade ederek, "Cerrahpaşa ile Çapa'nın ortaklaşa kullandıkları laboratuarlar var
Hangi fakülte ayrılırsa ayrılsın tüm tıp fakültesi öğrencilerinin ve hocalarının bu durumu kabul edemeyeceğini belirten öğrenciler, ”Okullarımızla yıllardır bir alıp veremedikleri var, hocalarımızla birlikte bu süreci de atlatacağız ve okullarımızı terk etmeyeceğiz. Biz tekrardan 'atanmış rektör' kim 'seçilmiş rektör' kim gösterdi açıkçası okulun atanmış rektörü Mahmut Ak korkudan odasından çıkamazken, saklanırken; Raşit hocamız sürecin başından beri bizimle ve bizim aramızda, öğrencileriyle birlikte slogan atıp, okulunun önünde nöbet tutuyor.” dedi.
'OKULLARIMIZIN BİRİKİMİNİ MERDİVEN ALTI ÜNİVERSİTELERE PEŞKEŞ ÇEKMELERİNE İZİN VERMEYECEĞİZ'
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanlığı'nın öğrenci temsilcilikleri eliyle manipülasyon yayarak eylemlerin örgütlülüğünü kırmaya çalıştığını ifade eden öğrenciler, “Üniversitemizin geleceğini bu manipülasyonlarla kıramazlar, eylemlere öğrencilerin ve hocalarımızın katılımı her gün artıyor. Cerrahpaşa yönetiminin, meslek odalarının tümüyle bu sürecin karşısında durması gerektiğini düşünüyoruz. Dün Meclis'te reddedilmesine rağmen YÖK engelledi. YÖK'ün güvenirliliğine de meşruluğuna da tarafsızlığına da inanmıyoruz. Her kararın tek bir ağızdan çıktığını ve emirlerin geldiği yeri biliyoruz. Tepeden emirlerle kabile hükümeti gibi ülkeyi yönetiyorlar. Yıllardır merdiven altı üniversitelerle, akademik başarıdan uzak kadrolarla ülkenin fikri üretimine tek bir katkı koyamamış okullara sırf itibar kazandırmak için okullarımızı peşkeş çekmelerine izin vermeyeceğiz.” diye konuştu.