UNICEF: Göç yolunda yaşamını yitiren çocuk sayısı arttı
UNICEF, bu yılın ilk yarsında Akdeniz'i geçmeye çalışırken hayatını kaybeden çocukların sayısının geçen yıla oranla iki katına çıktığını belirtti.
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), göç yollarında yaşamını yitiren çocuklara ilişkin Cenevre'deki Palais des Nations'da basın toplantısı düzendi. Toplantıda konuşan UNICEF Küresel Göç ve Yerinden Edilme Birim Başkanı Verena Knaus, yaşanan trajedinin bir an önce sonlandırılması için herkesi harekete geçmeye çağırdı.
ALTI AYDA 289 ÇOCUK ÖLDÜ
Bu yılın ilk altı ayında, 11 bin 600 çocuğun geçiş yaptığını tahmin ettiklerini ifade eden Knaus, bu rakamın da 2022'nin aynı dönemine göre neredeyse iki katı olduğuna dikkat çekti. Knaus, ilk altı ayda 289 çocuğun denizde boğularak hayatını kaybettiğine vurgu yaparak, bunun her hafta yaklaşık 11 çocuğun ölmesi anlamına geldiğini söyledi. Bu rakamların haber başlıklarında duyduklarımızdan çok daha fazla olduğunun altını çizen Knaus, bu rakamın aynı zamanda geçen yılın aynı dönemine kıyasla iki katı olduğunu kaydetti.
RAKAMLAR ÇOK DAHA FAZLA OLABİLİR
Akdeniz’de birçok gemi enkazına hala ulaşılmadığını veya çok da peşine düşülmediği için yaşamlarını yitirenlerin sayısına dair kesin bir sayının aslında tam olarak bilinmediğini kaydeden Knaus, “Neredeyse 300 çocuğun, ki bu bir uçak dolusu çocuk anlamına geliyor, sadece altı ay içinde Avrupa ve Afrika arasındaki sularda öldüğüne sessiz kalamayız. Bu önlenebilir ölümler etrafındaki sessizlik dünyanın ne olduğunu bilerek görmezden geldiği anlamına geliyor. Çocuklar sadece gözlerimizin önünde değil, gözlerimizi kapattığımızda ölüyor. Yüzlerce kız ve erkek çocuk, dünyanın eylemsizliği nedeniyle boğuluyor” diye konuştu.
BEBEKLER DE ÖLÜYOR
Orta Akdeniz'in çocuklar için dünyanın en ölümcül göç rotalarından biri olduğunu kaydeden Knaus, son birkaç hafta içinde bile, Yunanistan'a, İspanya'nın Kanarya Adaları'na veya İtalya'ya gitmek için denizi geçmeye çalışırken hayatını kaybedenler arasında çocuklar ve hatta bebekler olduğunu ifade etti.
DEVLETLER HAREKET GEÇMELİ
Ülkeleri, ulusal çocuk koruma, sosyal koruma ve göç ve sığınma sistemlerini güçlendirmeye, tüm çocuklara, kendi veya ebeveynlerinin yasal durumlarına bakılmaksızın destek ve kapsayıcı hizmetler sağlamaya çağıran Knaus, “Bu ölümler önlenebilir. Bu ölümleri durdurmak, çocukları evlerinden ayrılmalarına neden olan karmaşık durumlar, çatışmalar ve iklim riskleri üzerine kafa yorup harekete geçmekle, güvenli sığınma erişimini sağlamakla ve çocukların haklarını ve yaşamlarını korumak için gereken politik ve pratik eylemlerin hayata geçirilmesi ile mümkün olabilir” dedi.
EBEVEYNLERİ OLMADAN GEÇEN ÇOCUK SAYISI REKOR ORANDA
Ebeveynleri veya velileri olmadan sınırları aşmaya çalışan çocukların sayısına dikkat çeken Knaus, “2023'ün ilk üç ayında, Orta Akdeniz rotası üzerinden Avrupa'ya gelen 3.300 çocuk ebeveynleri yanında olmadan geçiş yaptı. Bu rakam tüm çocukların yüzde 71'ini oluşturmaktadır. Bu, geçen yılın aynı dönemine göre üç kat daha fazla. Yalnız seyahat eden kız çocukları, yolculukları öncesi, sırası ve sonrasında şiddete maruz kalma olasılığı daha yüksektir. Bu çocukların yalnız olmadıklarını bilmeleri gerekiyor” dedi.
‘BAŞSAĞLIĞI DİLEMEYİN ÖNLEM ALIN’
Ölen genç bedenler için yas tutmak veya başsağlığı dilemek yerine değil, başta bölgedeki ülkeler ve AB ülkeleri olmak üzere devletlere denizdeki savunmasız çocukları daha iyi korumak için daha fazla çaba harcamaya çağıran Knaus, hükümetlerin, ulusal ve uluslararası hukuk çerçevesinde çocukların haklarını ve çıkarlarını korumaları gerektiğini, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'de belirtilen hakların, sınırlarda veya kıyılarda da geçerli olduğunu vurguladı.
Denizdeki ölümleri önlemek, çocukları koruma altına almak ve aile üyeleriyle yeniden bir araya gelmeleri için güvenli, yasal ve erişilebilir yolların olması gerektiğini dile getiren Knaus, “Bu, köken veya transit ülkelerde aile birleşimine erişim fırsatlarını, mülteci yerleşimini veya diğer insani vizeleri, şu anda mevcut olanlardan çok daha fazla sayıda olacak şekilde, genişletmek anlamına geliyor. Ülkeler ayrıca arama ve kurtarma operasyonları üzerindeki koordinasyonu güçlendirmeli ve güvenli yerlere hızlı bir şekilde çıkarmayı sağlamalıdır” şeklinde konuştu.
‘GERİ İTME HUKUKA AYKIRI’
Devletler ve gemiler, durumlar veya niyetler ne olursa olsun yardıma ihtiyacı olanlara yardım etmekle yükümlü olduklarını hatırlatan Knaus, denizde veya kara sınırlarında insanları zorla geri itmenin veya göndermenin hem ulusal hem AB ve hem de uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. (MA)