Tutuklu Cumhuriyet avukatları için meslektaşlarından Çağlayan’da adalet çağrısı

Tutuklu Cumhuriyet avukatları için meslektaşlarından Çağlayan’da adalet çağrısı

Cumhuriyet gazetesi davasında tutuklanan avukatlar, Akın Atalay, Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör'ün serbest bırakılması talebiyle her hafta Çağlayan Adliyesi’nde yapılan ‘Adalet Nöbeti’ bugün hukukçuların yargılandığı duruşmanın gölgesinde yapıldı. Avukatlar, meslektaşları için bir kez daha adalet talep etti.

Cumhuriyet gazetesine açılan dava kapsamında tutuklanan avukatlar, gazete İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Bülent Utku ve Mustafa Kemal Güngör'ün serbest bırakılması talebiyle meslektaşları tarafından her hafta Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda düzenlenen ‘Adalet Nöbeti’ bu hafta duruşma tarihine denk geldi. 18 hafta önce başlatılan nöbetin bu hafta yapılan buluşmasının avukatların yargılandığı davanın duruşmalarının gerçekleştiği tarihe denk geldiğini ifade eden hukukçular bugün yine Çağlayan Adliyesi’nde buluşarak bir basın açıklaması yaptı.

Açıklama, duruşmadan önce İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu tarafından yapıldı. “Üç gündür izlediğimiz duruşmalar, 18 haftadır ortaya koyduğumuz “sessiz isyan”ın haklılığını kanıtladı sanki…Bir iddianamenin nasıl da temelsiz olduğunu, gerçeklerin nasıl da çarpıtılabildiğini, tehayüllerin kanıt mertebesine nasıl da çıkarılabildiğini gösterdi bize…” şeklinde başlayan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

‘BİZ AVUKATLAR BİLMEZDİK, DURUŞMALARDA ÖĞRENDİK’

“Biz bilmezdik bilirkişiyi, bu duruşmalarda öğrendik. Tatil için yaptırılan rezervasyonların aslında cezaevi için olduğunu bilmezdik, biz bunca avukatlığımıza karşın, burada öğrendik. Biz eve döşettiğimiz parkeler için ödediğimiz paranın, “şüpheli para hareketi” olduğuna hiç tanık olmamıştık, öğrendik bu duruşmalarda…Sizin aradığınız değiş, sizi arayan bylokcunun sizi sanık yapacağının mantığını bir türlü kavrayamamıştık, şimdi biliyoruz artık.”

‘ADLİYEDE NÖBET TUTMANIN ÖNEMİNİ GÖRDÜK’

“Duruşmaları izledikten sonra, adliyede nöbet tutmanın nasıl da anlam ifade ettiğini daha iyi anladık. Anladık ki, adliyelerde adalet için farkındalık yaratmaya, adalet için talep açmaya ihtiyacımız var. Birilerinin bunu yapması gerekiyordu. İyi ki avukatlar var. İyi ki avukatlar var da, adliyeler “adalete davet” edebiliyorlar.”

‘ADLİ TATİLDEYİZ AMA ADALET TATİLDE Mİ YARIN GÖRECEĞİZ’

“Bu adalet aşısı aslında. Tutacak bu aşı avukatlar oldukça…Adli tatildeyiz ama, adalet tatilde olmayacak. Yarın göreceğiz bunu…

Yeter ki, yargıyı siyaset stratejilerinin uygulama alanı olarak görmesinler. Yeter ki, yargıyı yargıya bıraksınlar. 1/3’ü meslekten el çektirilmiş, ¼’ü hapse atılmış yargıç ve savcıların düştüğü, düşürüldüğü durumdan çıkışı sağlayacak, yargıyı yeniden ayağa kaldırabileceğimiz bir atmosferin yaratılmasında, adalet inancını egemen kılabilelim. Muhaliflerin sindirilmesi amaçlanmadan, FETÖ yöntemleri tercih edilerek çamur atılmadan, yargı gibi yargı yaratabilelim yeter ki…

Yarın ilk gün olsun.”