İleri Haber

Kadıköy’de dün gece işlenen kadın cinayetini protesto etmek isteyen kadınları polis engelleme girişiminde bulundu. Polis barikatını aşan kadınlar, cinayeti protesto etti.

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde Mihriban Arduç isimli kadın, Ff 029 isimli kafede Hakan Asilkan isimli erkek tarafından katledildi.

Kadınlar bugün, cinayetin gerçekleştiği Sanatkarlar Sokağı’ndaki kafenin önünde eylem yapmak istedi. Burada barikat kuran polis, kadınları engelleme girişiminde bulundu.

Yaşanan arbede sonucu barikatı aşan kadınlar, kafenin önündeki eylemde kadın cinayetlerine karşı ses çıkardı.

'KADIN CİNAYETLERİNİN SUÇLUSU ÖNLEM ALMAYANLARDIR'

Türkiye İşçi Partili (TİP) Kadınlar da Mihriban Arduç’un Hakan Asilkan isimli erkek tarafından katledilmesine karşı Ali Suavi Sokak'ta eylem düzenledi.

Burada basın açıklaması yapan TİP’li Kadınlar, kadın cinayetlerine isyan ederken, cezasızlığa ve İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösterdi.

“Suçlu kim?” diye sorulan basın açıklamasında “İstanbul Sözleşmesini yürürlükten kaldıranlar, cezasız bırakanlar, 6284’ü uygulamayanlar, her gün kadın düşmanı söylemlerle faillleri cesaretlendirenler, suçlusu erkek devletiniz, suçlusu yargınız, suçlusu şiddete karşı kadınları korumayanlar, önlem almayanlardır” ifadeleri kullanıldı.

TİP’li Kadınların açıklamasında ayrıca “Bugün burada kadınlara karşı yönelttiğiniz polis barikatlarını bize değil, katillere, şiddet faillerine kurmadığınız sürece, iyi hal ve tahrik indirimleri verdiğiniz sürece, her kadının, hesabını sokak sokak, mahalle mahalle, meydan meydan sormaya devam edeceğiz. Bu sokaklardayız, hiçbir yere gitmiyoruz” denildi.

Basın açıklamasının tamamı şöyle:

“Dün gece bu sokakta, Kadıköy Sanatkârlar Sokağı’nda bir kadın cinayeti işlendi. FF029 adlı cafenin sahibi Hakan Asilkan, Mihriban Arduç’u tabancayla 5 el ateş ederek katletti.

Daha 3 ay önce Mayıs ayında Kadıköy Bahriye’de, yani aynı mahallede Şeyma Biran muayehanesinde bir erkek hastası tarafından katledildi. Neden biliyor musunuz? muayene ücretini beğenmediği için. İşte kadınlar erkek şiddeti karşısında bizzat devlet tarafından bu kadar yalnız bırakılıyor, şiddet failleri bu kadar cesaretlendiriliyor, İşte kadınların hayatı bu kadar basit yok oluyor . Çünkü erkek yargıdan güç buluyorlar, çünkü erkek yargının tahrik indirimlerinden, iyi hal indirimlerinden cesaret buluyorlar. Mahallelerimiz, sokaklarımız, yaşadığımız her alan suç mahaline dönüştü. Kadınlar için en güvenli semtlerden biri olarak bilinen Kadıköy’de peşpeşe kadın cinayetleri işleniyor.

Kadınlar sokağa indiğinde bizden önce meydanları işgal edenler,  Kadıköy’de adım başı sivil polisin olduğu yerde, haftanın en işlek saatlerinde, en işlek sokaklarından birinde,  sokak başı GBT’nin yapıldığı yerde, cinayet saatinde polis, ambulans;  devletin hiçbir aracı yarım saat boyunca ortalıkta yoktu. Katilin bu silaha kolayca sahip olması, soğukkanlılıkla 5 el ateş ederek bir kadını öldürmesi ve cesareti, asıl suçluları bize işaret ediyor.

Suçlusu kim mi?

İstanbul Sözleşmesini yürürlükten kaldıranlar, cezasız bırakanlar, 6284’ü uygulamayanlar, her gün kadın düşmanı söylemlerle faillleri cesaretlendirenler, suçlusu erkek devletiniz, suçlusu yargınız, suçlusu şiddete karşı kadınları korumayanlar, önlem almayanlardır.

Kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri azalmak yerine, yürüttüğünüz kadın düşmanı politikalar sayesinde her gün artmakta. Devlet İstanbul Sözleşmesinden çekilerek erkek yargının elini güçlendirmekte, bundan güç bulanlar, her gün onlarca, yüzlerce kadını katletmekte. İstanbul Sözleşmesinin iptalinden bu yana, şiddet ve kadın cinayetleri daha fazla yayılıyor ve cezasız kalıyor. Dün gece burada işlenen kadın cinayetinden hiçbir yasanız, hukukunuz hesap sormuyor tam tersine koruyor, kolluyor, aklıyor… ama bizler buradayız öldürülen her kadının ve dün bu sokakta öldürülen Mihribanın hesabını soruyoruz. 

Bugün burada kadınlara karşı yönelttiğiniz polis barikatlarını bize değil, katillere, şiddet faillerine kurmadığınız sürece, iyi hal ve tahrik indirimleri verdiğiniz sürece, her kadının, hesabını sokak sokak, mahalle mahalle, meydan meydan sormaya devam edeceğiz.

Bu sokaklardayız, hiçbir yere gitmiyoruz.”