Osmanlı ve tarım

Osmanlı ve tarım

Sosyal bilimlere, Osmanlı tarihçiliğine ve tarım, köylülük çalışmalarına büyük ve önemli katkı sağlayan bir eser. Osmanlı tarımı, tarım münasebetlerinin ve toprak mülkiyetlerinin devletçe düzenlenmesi ve köylülük üzerine Aytekin’in on beş yıldan fazladır yaptığı çalışmalardan oluşan donanımlı bir bütünlük.

Mert Akkurt

Osmanlı İmparatorluğu varlığı boyunca ana geçim kaynağı olan, iktisadi bir faaliyet olan tarım; ekonominin en baş karakteridir. Devletin vergi kaynağı ve tebaanın geçimini sürdürmek için tüm varlıklarını, emeklerini, politikalarını bu yönde kullandıkları bir gerçektir. İmparatorluk ve ahali için bu yönlü derin bir konu üzerinde tarihçilik, sosyal bilimler perspektifinde Aytekin’in söylemiyle ne yazık ki hak ettiği yeri elde edememiştir. E. Atilla Aytekin bu eserde tarıma hak ettiği önemi vermeye çalışmış; Osmanlı tarımını, tarım politikalarını, tarımsal ilişkileri, mülkiyet haklarının Osmanlı yasalarınca düzenlenmesini ve köylülük üzerine Marksist perspektiften çözümlemeleri sunuyor. Eser, "Klasik ve Güncel Marksist Tartışmalar Işığında ‘Çiftlik’ Meselesine Yeniden Bakmak", "On Dokuzuncu Yüzyılda Köylü Direnişleri: Ahlak Ekonomisi, İsyan ve Tanzimat Reformları", "Hukuk, Tarih, Tarih Yazımı: 1858 Arazi Kanunnamesine Yönelik Yaklaşımlar", "Tarımsal İlişkiler, Mülkiyet, Hukuk: 1858 Arazi Kanunnamesi’nin Analizi", "Çiftçiler, Borç Verenler ve Devlet: On Dokuzuncu Yüzyılda Kırsal Borçluluk" ve "Eskimeyen Bir Tartışma: ‘Asya Tipi Üretim Tarzı’" ve Osmanlı Toplumsal Formasyonu” başlıklarından oluşan makalelerle derinlemesine incelemeler sunmuş; Marksist perspektifte çözümlemeler getirmiştir. Uzun süre üzerinde çalışmalar yapılan konu ve bir bütünlük içinde incelemelerin sunulduğu makaleler bütünü olan eser Aytekin’in külliyatı niteliğindedir. Sade ve anlaşılır bir nitelikte fazla terminoloji kullanılmadan üretilen altı ayrı makaleden oluşan kitap için her makalenin üzerine konuşulması, tartışılması gerekliliği de görevsel bir nitelik olarak öne sürülebilir.

Eserin en uzun ve dikkat çekici noktası ve bir o kadar önemli olan birinci makalesi çiftlik meselesini Marksist pencereden inceliyor ve dile getiriyor. "Karl Marx’ın tarımı ve prekapitalist üretim tarzını sistemli biçimde ele almaması Marksistler arasında ciddi görüş ayrılıklarına yol açmıştır. Hem erken dönemlerdeki hem de çağcıl Marksistler bu boşluğu doldurmak için bir yandan yeni kavramlar formüle etmeye bir yandan da kendi dönemlerinin yakıcı siyasal meselelerine hitap etmeye çalışmışlardır." Attila Aytekin’in dile getirdiği bu sıkışma durumu, Karl Kautsky ve Vladimir Lenin’in sistemli ve ayrıntılı ele almalarına odaklanarak konuya karşı sağlam bakış açısı sağlamıştır. Kautsky ve Lenin’den sonraki Marksistler de konuya değinmişler, katkıda bulunmuşlardır. Aytekin bazı kavramlara ve o kavramların çevresinde şekillenen tartışmalara yoğunlaşmıştır. "Geçiş tartışmasını" ele alarak kapitalizme geçişi sorunsallaştıran farklı yaklaşımların olanak ve kısıtlıklarına değinmiştir. "Ücretli emek" sorununa vurgu yapmış, üretim tarzı ve toplumsal formasyon kavramlarının nasıl tanımlanması gerektiğine dair farklı önerileri tartışacağını söylemiştir. Bu konular özelinde çiftlik çalışmaları, tarım sorununa dair klasik Marksist tartışmaları, tarım sorununa dair güncel Marksist tartışmaları ve Osmanlı’da çiftlikleri yeniden değerlendirmek alt başlıkları altında detaylı incelemelerde bulunulmuştur. Sonuçlanmada sermaye birikimi ve çiftlikler konusunda Atilla Aytekin’in dile getirdiği şekilde Osmanlı’da çiftlik adıyla bilinen büyük tarımsal araziler, hukuki statü, boyut, sahiplik yapısı, tarım dışı faaliyetlerin rolü ve büyüklüğü, bey çiftliğinin büyüklüğü ve toplam çiftlik arazisine oranı ve kullanılan emek biçimleri açısından büyük çeşitlilik arz ediyordu. İmparatorluk çapındaki çiftliklerde daimi geçici, mevsimsel ücretli emek farklı kiracılık ve ortakçılık biçimleri ve köle emeğinin karmaşık bileşenleri görülebiliyordu. 

İlk makalenin ışığında Osmanlı’da tarıma, çiftlik konusuna ilişkin perspektif sunarak alt başlıklar içerisinde aydınlatarak çözümleme sağlamıştır. 1800’lü yıllarda ilk makalenin değindikleri olmasa da makalenin baktığı pencereye yön vermesini sağlayan köylü direnişleri, ahlak ekonomisi, tanzimat reformları daha detaylı incelenmiştir. Kuzey Orta Balkanlarda Vidin, Kuzey Anadolu’da Canik ve Cebel-i Lübnan’da Kisrevan yörelerindeki isyanları analiz ederek on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nda köylü isyanlarına dair gelişmekte olan yazına katkıda bulunmayı amaçlamıştır. Osmanlı Devleti'nin ve toplumunun çeşitli veçhelerini dönüştürmeyi hedeflediği Tanzimat Reform Programı da incelenerek politikalar detaylandırılmıştır. 1858 Arazi Kanunnamesi'nin çıkartılması ile Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimat Dönemi'nin en kayda değer ve en tartışmalı gelişmelerinden biri olduğu da vurgulanmıştır. Kanunun yayınlanmasındaki amaçlara, kararların hangi toplumsal gruplara hizmet ettiği, özel mülkiyeti resmi olarak tanıyıp tanımadığı, özel mülkiyete teşvik edip etmediği tartışılmıştır. Üç "bap" ve 132 maddeden oluşan kanunname dördüncü makalede de ayrıntılı olarak analiz edilmektedir. "Birinci amaç, tarımsal ticarileşme literatürünü kırsal borç perspektifinden ele almak ve tartışmadaki problemli noktaların altını çizmektir. İkincisi, Kuzeybatı Anadolu’da bulunan ve iki kazadaki borçluluğa dair görgül bir çalışma yaparak bu yolla on dokuzuncu yüzyılın ortalarında Osmanlı topraklarında kırsal borçluluğun yapısını incelemektir. Üçüncü amaç, farklı bölgelerden örnekleri kullanarak devletin genel olarak tarımsal ilişkilere özel olarak da kırsal borçluluğa olan yaklaşımını anlamak için bir çerçeve önermektedir." diyerek beşinci bölümde üç amaç altında çiftçiler, borç verenler, kırsal borçluluk gibi konular üzerine incelemeler yapmıştır. Kronolojik sıralamayı bozmamak için en sona bırakılıyor ve üzerine detaylı tartışmalar sunularak "Asya Tipi Üretim Tarzı" inceleniyor, Osmanlı toplumuna formasyonu konu ediliyor.

Geleneksel tarihçiliğin üstünde fazla durmayıp Osmanlı köylülerinin tepkilerini, halkın direnişini onların çatışma sürecinde gösterdikleri protesto yöntemleri açısından merkezine alan E. Atilla Aytekin, sade ve anlaşılır şekilde reddedilen köylü failliğinin siyasal ve toplumsal etkilerini gözler önüne seriyor. Köylü ayaklanmalarına sebep olan Tanzimat reformlarını, Arazi Kanunnamesi’ni, kırsal borçluluğu ve Asya tipi üretim tarzı tartışmalarını ufuk açıcı, farklı perspektiften bir irdelemeyle geleneksel tarihçiliğin yapmadığını yapıyor.

KÜNYE: Üretim Düzenleme İsyan “Osmanlı İmparatorluğu’nda Toprak Meselesi, Arazi Hukuku ve Köylülük”,  E. Atilla Aytekin, Dipnot Yayınları, 269 Sayfa.   

DAHA FAZLA