'Önder Babat'ı ve katledilen tüm devrimcileri yaşatmak; onların kavgasını omuzlamaktan geçer'
Çalıştığı Devrimci Hareket dergisinden 3 Mart 2004 tarihinde, çıktığı sırada katledilen Önder Babat'ı anmak isteyen üniversite öğrencilerine polis saldırdı ve gözaltına alındı. Gözaltıların ardından gençlik örgütleri bir basın toplantısı düzenleyerek gözaltına alınan arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi.
Arzum Yalçın
3 Mart 2004’te, çalışanı olduğu Devrimci Hareket dergi bürosundan çıktığı sırada öldürülen İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisi Önder Babat’ın 15’inci ölüm yıldönümü kapsamında okulunda İstanbul Üniversitesi Ana Kapı önünde Önder Babat'ı anmak isteyen üniversite öğrencileri bugün sert bir polis saldırısıyla karşılaştı. Eylemin İstanbul Valiliği tarafından yasaklandığını bildiren polis ekipleri, 17 üniversite öğrencisini işkenceyle gözaltına aldı.
Gençlik örgütleri, Önder Babat'ı anmak için İstanbul Üniversitesi önünde toplanan ve gözaltına alınan arkadaşlarının ardından yaşanan polis saldırısını protesto etmek ve okunamayan basın açıklamasını okumak üzere Önder Babat Kültür Merkezi'nde bir basın açıklaması düzenledi. Basın toplantısında, polisin saldırısı sonucu okunamayan basın açıklaması okunurken; gençlik örgütlerinden temsilciler gözaltındaki arkadaşlarının derhal serbest bırakılmasını istedi. Basın toplantısına Devrimci Gençlik Dernekleri adına Ezgi Önalan, Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu adına Özge Doğan, Öğrenci Faaliyeti adına Betül Topkaya, Sosyalist Devrimci Gençlik adına Yaren Tunç, Öğrenci İnisiyatifi adına Roza Kahya, Öğrenci Komiteleri adına Koral Hasan, EHP Gençliği adına ise İzel Uysal katıldı.
'BEYAZIT FAŞİZMİN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKMEYECEK'
İstanbul Üniversitesi öğrencisi ve SDG üyesi Yaren Tunç '15 yıl önce Beyoğlu'nda faili mechule kurban giden fakat faillerini hepimizin tanıdığı Önder Babat'ı anmak için bugün Beyazıt Meydan'ındaydık.Yapmak istediğimiz basın açıklaması polis tarafından engellendi ve 17 arkadaşımız işkenceyle gözaltına alındı. Faşizmin kurumsallaştırıldığı ülkemizde, AKP gençliği sindirmek için elinden geleni yapmaktadır. Ancak bizler ne öldürülen sıra arkadaşlarımızı anmaktan vazgeçeceğiz ne de baskılara boyun eğeceğiz. Beyazıt faşizmin önünde diz çökmeyecek!' dedi.
'YILGINLIK YOK MÜCADELEYE DEVAM'
Gençlik Komiteleri adına söz alan Koral Hasan iste, 'Bugün Beyazıt'ta gözaltına alınan arkadaşlarımız gençliğin doğru bildiği yolda yürümeye devam edeceğinin kanıtıdır.Yılgınlınlık yok mücadeleye devam.' ifadelerini kullandı.
'ÖNDER'İ ANIYOR VE MÜCADELESİNİ DEVAM ETTİRİYORUZ'
Önder bizim gibi bir öğrenciydi devrimci bir demokrattı diyerek sözlerine başlayan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu adına Özge Doğan, 'Önder 2004 yılında katledildi. 15 yıldır üniversitemizde Önder'i anıyor ve mücadelesini devam ettiriyoruz. Bugün Önder'i anmak isterken 17 arkadaşımız gözaltına alındı, gözaltına alınan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır' dedi.
Öğrenci Faaliyeti’nden Betül Topkaya, “2004’te, İstanbul Üniversitesi öğrencisi Önder Babat’ı katledenler bugün Beyazıt Meydanı’nda 17 arkadaşımızı işkenceyle gözaltına alanlardır. Bu yapılan saldırı, üniversiteye ve Türkiye devrimci hareketine yapılmış bir saldırıdır. Bizler baskıya, gözaltılara rağmen mücadele tarihimize sahip çıkmaya, yoldaşlarımızı anmaya; kampüslerden isimlerini haykırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
Öğrenci İnisiyatifi adına konuşan Roza Kahya, “Önder Babat’ı katleden zihniyeti; 10 Ekimlerden, Suruçlardan, Roboskilerden, Cizre ve Sur’dan o kadar iyi biliyoruz ki katleden zihniyete karşı yine sokaktaydık. Önder Babat’ı anmak istediğimiz için demokratik hakkımız olan bir eylemi yapmak istediğimiz için saldırıya uğradık. Gençlik yaratılan bu rejime direnmeye devam edecek” dedi.
Basın açıklamasının tamamı şöyle:
“İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi arkadaşımız Önder Babat’ın polis kurşunu ile öldürülmesinin üzerinden tam 15 yıl geçti. Önder, 15 yıl önce 3 Mart günü, çalışanı olduğu Devrimci Hareket dergi bürosundan çıktığı sırada İstiklal Caddesi İmam Adnan Sokak’ta başından tek kurşunla vurularak katledildi. Cinayetin işlendiği günden itibaren olayın üstünü örtmek ve suçunu gizlemek isteyen devlet; hukuki süreci baltalamak için otopsi yapılmasını bile engellemeye çalıştı ancak Önder’in bilinçli ve kasıtlı şekilde doğrudan hedef alınarak katledildiği uzun mücadeleler sonucu ortaya çıkarılsa da tek bir kişi hakkında dahi herhangi yargılama yapılmadı!
Önder; İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi son sınıf öğrencisi; okulun tiyatro kulübünün kurucularından biri, en önemlisi ise halkına karşı duyarlı ve sorumlu bir öğrenciydi. O, AKP döneminin ilk faili meçhullerinden biri olsa da diğer devrimci öğrenciler gibi devletin katlettiği gençlerin ne ilki ne de sonuncusu oldu.
Gençliğin devrimci mücadelesinden, bu mücadeleyi yükselten her odaktan ve hatta katlettiklerinin cenazesinden bile korkan devlet bugün yine AKP ve onun Saray rejimi ile katletmeye devam ediyor. En ufak bir hak arayışına dahi tahammüllü olmayan; işçileri, kadınları, gazetecileri, avukatları, memleketin tüm ezilenlerini hedef tahtasına koyan AKP, bu hedef tahtasının en ortasına da toplumun en dinamik kesimi olma potansiyeli taşıyan gençliği koyuyor ve gençliğin devrimci mücadelesini tüm saldırganlığı ile sindirmeye çabalıyor. Bugün üniversitenin kapıları tüm muhalif kesimlere kapatılırken kampüslerimiz cihatçı-faşist çeteler ile dolduruluyor, öğrenciler soruşturma, gözaltı, tutuklama silsilesi altında hareketsiz bırakılıyor, barış istedikleri için hocalarımız atılıyor ve üniversite polis- ÖGB kuşatması altında yarı açık cezaevine dönüştürülüyor.
Bu hedef tahtasına, yarı açık cezaevine dönen üniversitelere ve Önder’i anmak isteyen sıra arkadaşlarına yönelik baskı, tehdit ve saldırılara karşı her yıl aynı ısrar, kararlılık ve inat ile burada olmaya, Önder’i anmaya, kendi üniversitemizde bize saldıranların karşısında; Önder olup dikilmeye devam ediyoruz. Ve en açık ifadelerle teşhir ediyoruz: Önder’in katili Gezi direnişinde sekiz canımızı katledenlerdir; Suruç’ta, Ankara’da patlayan bombaların, katledilen canların sorumluları ve azmettiricileridir. Cumartesi Anneleri’ne saldırıp, gözaltında kaybedilen yakınları hakkında ‘Eminönü’nde gezerken mi kaybolmuşlar’ diyenlerdir. Onun katili devlettir, AKP eliyle yaratılan Saray rejimidir.
Aradan geçen 15 yıl onun özleminin yanında onu katledenlere karşı duyduğumuz öfkeyi arttırdı, hesap sorma bilincimizi keskinleştirdi. Sözümüz ve ahdımız net: Yiten canlarımızın, ödenen bedellerimizin hesabını soracağız, faili meçhullerin olmadığı bir ülkeyi kuracak, katledilen canlarımız için nihai adaleti sağlayacağız!
Çünkü bizler çok iyi biliyoruz ki Önder’i ve katledilen tüm devrimcileri yaşatmak; onların kavgasını omuzlamaktan geçer. Bizi eksiltmeye, bu mücadeleyi yok etmeye çalışanlara karşı Önder’in katledilişinin 15. yılında Önder’in üniversitesinden, hiç eksilmeyen özlem ve öfkemiz ile haykırıyoruz: Bizi hedef tahtasına koyanlara karşı yılmayacağız; adımlarımızı sıklaştıracak, sesimize ses katacak, gençliğin devrimci mücadelesini bulunduğumuz her alanda daha çok yükselteceğiz.
Önder Babat şahsında katledilen tüm devrimci, demokrat, yurtsever arkadaşlarımızı anıyor, onların düşlerini gerçekleştirme sözümüzü tekrarlıyoruz!
Anıları mücadelemizde yaşayacak, katillerden hesabı sorulacak!”