Muğla'da KHK ile ihraç edilen akademisyenler: Eşit ve özgür bir yaşam için birlikte mücadeleye çağırıyoruz

Muğla'da KHK ile ihraç edilen akademisyenler: Eşit ve özgür bir yaşam için birlikte mücadeleye çağırıyoruz

Muğla'da KHK ile ihraç edilen akademisyenler bir basın toplantısı düzenleyerek," Eşit ve özgür bir yaşam için birlikte mücadeleye çağırıyoruz" dedi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi'nden ihraç edilen akademisyenlerin de katılımıyla Eğitim Sen Muğla Şubesi'nde bir basın toplantısı düzenlendi.

Eğitim Sen Muğla Şubesi adına açıklamayı okuyan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Sen temsilcisi Dilek Bulut, "15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın lütfu” olarak görenler, üniversitelerde zaten kısıtlı olan bilimsel özgürlüğü, kurumsal özerkliği, demokratik işleyişi ve iş güvencesini tümden ortadan kaldırmayı hedeflemektedir." diyerek "Özgür düşüncenin, eleştirel aklın üzerine çöreklenen bu karanlığın son bulması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi ilan ediyor; insan, toplum, doğa yararına üniversite, demokratik bir ülke ve eşit, özgür bir yaşam için" birlikte mücadele çağrısında bulundu.

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Geçtiğimiz dokuz ay içinde Hükümet tarafından “makbul” görülmeyen yüz bini aşkın kamu görevlisi, haklarında hiçbir somut ve hukuki delil ileri sürülmeden, savunma hakları ellerinden alınarak, tamamen keyfi biçimde ihraç edildi, on binlercesi açığa alındı. Hukukun hiçe sayıldığı, işbirlikçilerin değil direnenlerin, muhaliflerin sindirilmeye çalışıldığı bir ortamda yaşıyoruz.

Artık en temel demokratik hak ve özgürlüklerin kullanımına dahi izin vermeyenlerin, OHAL’i kendi hukuksuzluklarına kalkan yapanların, padişah fermanlarını aratmayan KHK’lar ile neyi amaçladıkları gün yüzüne çıkmıştır. Amaçlarının darbeyle mücadele etmek olmadığı, aksine kendilerine itaat etmeyen, politikalarını eleştiren, kendilerine muhalefet eden herkesi zorla, zorbalıkla hizaya getirmeye çalışmak, sindirmek, susturmak olduğu şüphe götürmezdir.

15 Temmuz darbe girişimini “Allah’ın lütfu” olarak görenler, üniversitelerde zaten kısıtlı olan bilimsel özgürlüğü, kurumsal özerkliği, demokratik işleyişi ve iş güvencesini tümden ortadan kaldırmayı hedeflemektedir.

Barıştan, demokrasiden, özgürlüklerden ve emekten yana akademisyenler susturulmak isteniyor. Yüzlerce akademisyen Kanun Hükmünde Kararnamelerle kamu görevinden çıkarıldı. Binlercesi hakkında soruşturmalar devam ediyor. İfade özgürlüğünü ve akademik değerleri yok ederek, tüm toplumu olduğu gibi üniversiteleri de tek merkezden kontrol etmek istiyorlar.

Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında görüşlerini açıklayan ve “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı metne imza atan altısı Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesinden olmak üzere 66 akademisyen üyemiz haklarında hiçbir hukuki ve somut delil gösterilmeksizin 29 Nisan 2017 tarihli 689 sayılı KHK ile ihraç edildi. Bu tür uygulamalar yalnızca haksız hukuksuz biçimde ihraç edilen akademisyenler üzerinde değil, aynı zamanda üniversitelerdeki diğer akademisyenler üzerinde de düşüncelerini açıklama konusunda baskı oluşturmaktadır. Türkiye’yi ortaçağ karanlığına götürecek bu tür uygulamalar, kabul edilemez.

Akademik unvanları, statüleri, görevleri ne olursa olsun, ihraç edilen tüm üyelerimiz mesleğinin hakkını vermek, onurunu korumak için gayretle çalışan insanlardır. Her bir üyemiz, savaşa karşı barışın;  her türlü sömürüye ve ayrımcılığa karşı eşitliğin, özgürlüğün ve emeğin sesi olmuştur. Bu nedenle meslektaşlarının, öğrencilerinin sevgi ve saygısını kazanmışlardır.

Eğitim ve bilim emekçileri olarak bizler hakikati yüksek sesle söylemeye kararlıkla devam edeceğiz. Laik ve bilimsel bir eğitim için, özgür, demokratik ve seküler bir yaşamın kurulması için mücadelemize devam edeceğiz.

Üniversiteler, fikirlerin özgürce açıklanmasını teşvik etmeli, bunun için gerekli tüm araçları ve ortamı sağlamalıdır. Üniversiteler, akademik personelin işini veya konumunu kaybetme baskısı olmadan yeni, tartışmalı veya tutulmayan fikirler üretmesini güvence altına almalı; hiç kimse fikir veya araştırmalarından dolayı soruşturulmamalıdır. Öğrencilerin de öğrenme, araştırma, eleştirme, kendilerini veya konumunu kaybetme baskısı olmadan yeni, tartışmalı veya tutulmayan fikirler üretmesini güvence altına almalı; hiç kimse fikir veya araştırmalarından dolayı soruşturulmamalıdır. Öğrencilerin kendilerini geliştirmeleri, düşünsel, bilimsel, felsefi, sanatsal etkinlikleri engellenmemeli; izin ya da onay mekanizmalarına tabi tutularak kısıtlanmamalı; öğrenciler bu etkinliklerinden dolayı soruşturulmamalı, öğrencilikle ilgili haklarından mahrum bırakılmamalıdır. 

Eğitim Sen olarak, emekçilere hayatı zindana çevirmek isteyenlere inat, tüm üyelerimizle sonuna kadar dayanışma içerisinde olacağımızın, bu karanlık günleri de birbirimize kenetlenerek, el ele vererek aşacağımızdan kimsenin şüphesi olmamalıdır. Özgür düşüncenin, eleştirel aklın üzerine çöreklenen bu karanlığın son bulması için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi ilan ediyor; insan, toplum, doğa yararına üniversite, demokratik bir ülke ve eşit, özgür bir yaşam için herkesi birlikte mücadeleye çağırıyoruz.

Eğitim Sen Muğla Şubesi"

DAHA FAZLA