Kuran kursundaki cinsel istismarı çocuklar anlatmak zorunda bırakıldı

Kuran kursundaki cinsel istismarı çocuklar anlatmak zorunda bırakıldı

Diyanet'e bağlı Kuran kursunda cinsel istismar davasının ikinci duruşmasında çocuklar itirazlara rağmen yaşadıkları mahkeme salonunda anlatmak zorunda kaldı.

Erzurum'da Diyanet'e bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Kuran Kursu'nda cinsel istismar davasının ikinci duruşmasında çocuklar itirazlara rağmen yaşadıkları mahkeme salonunda anlatmak zorunda kaldı.

Diyanet’e bağlı Hacı Bahattin Evgi Yatılı Erkek Kur’an Kursu’nda yedi çocuğun tecavüz ve cinsel istismara uğramasına ilişkin davanın ikinci duruşması Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi'nde bugün görülüyor.

Eylülde görülen duruşmada mahkeme, sanık H.A.'ya toplamda 119 yıl 6 ay hapis cezası vermişti. İstinaf Mahkemesi, çocukların duruşmada dinlenmemesi nedeniyle kararı bozmuştu. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği, karara, “Çocukları yaşadıklarını anlatmaya zorlamak kabul edilemez” diyerek tepki göstermişti.

Bugünkü duruşmayı takip eden Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nin duruşmanın çocuk hakları gereğince kapalı yapılması ve duruşmayla ilgisi olmayanların salonu boşaltması talebi mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Adli görüşme odasına alınan çocuklar ifadelerini verdi.

KAFALARINI ATATÜRK POSTERİNE VURMUŞLAR

Çocuklar ifadelerinde kafalarına Kuran ile vurulduğunu, duvardaki Atatürk posterlerine doğru kafalarının çarptırıldığını, üzerinde isimlerinin yazılı olduğu 'Haydar' isimli sopalarla dövüldüklerini, ağır hakaretlere maruz bırakıldıklarını, bu olayların her gün yaşandığını anlattı.

DEMİR SOPAYLA DÖVDÜLER

Çocukların ailelerinden biri, çocuğunun bacaklarının mosmor olduğunu ve diğer çocukların korumasıyla kurtulduğunu söyledi. Çocuğunun ise kendisine 'belletmenlerin demir sopayla dövdüğünü' anlattığını aktardı. Çocukların annelerinden biri de çocuğunun ve diğer iki çocuğun idareci odasına kilitlenerek dövüldüğünü söyledi.

Aynı anne, davada yargılanan işkence sanığı Kuran kursu idaresici H.'nin çocuklara "Sizi buradan kim kurtarabilir? Bundan sonra H.'nin sözünü dinleyeceksiniz" dediğini söyledi. Anne, Kuran kursu müdürünün çocuğunu dövmesi sebebiyle hastanede titreme nöbetleri geçirdiğini, "U.G.'nin sesini duyuyorum, şu an burdaymış gibi sesini duyuyorum" dediğini, çocuğun çok kez kriz geçirerek altını ıslattığını anlattı.

HESAP VERMELERİNİ İSTİYORUM

Çocukların babalarından biri, çocuğunu devletin kurumuna emanet ettiğini, hafızlık eğitimi almasını istediğini ancak çocuğunun başına gelmeyen kalmadığı için sonuna kadar şikayetçi olduğunu söyledi. Baba, "Hesap vermelerini istiyorum. Benim çocuğum ve biz ailecek tedavi görüyoruz. Çocuğumun hayatını mahvettiler" dedi.

BAZI ÇOCUKLAR İFADELERİNİ DEĞİŞTİRDİ

Soruşturma aşamasında kendisine ve arkadaşlarına dayak iddialarını anlatan çocuklardan biri ifadesini değiştirerek, "Benim yüzümden ailelerinin dağılmasına gerek yok, arkadaşlarım iftira attılar" dedi. Çocuğun ifadesini değiştirmesi üzerine psikolog, çocuğa "Bunları sana kim anlattı, kim söyletiyor?" diye sordu. Diğer dinlenen çocuklar kendilerinin ve arkadaşlarının dövüldüklerini tekrar teyit ettiler.

Çocuklardan biri önceden çok ağır dayağa maruz kaldığını, diğer çocukların boğazlarının sıkıldığını anlatmasına rağmen bugünkü ifadesinde "Hiçbir şey yapmadı" dedi. Şikayetçi ailelerin isimlerini söyleyen çocuk, "Onlar bana 'hocaları tutuklatalım' dediği için ben öyle söyledim" diye konuştu. Mahkeme başkanı da çelişkiler nedeniyle çocuğa önceki ifadelerinde çok ayrıntı verdiğini, şimdi söylediğini o zaman söylemediğini anlatarak, bu ayrıntıları neden o zaman anlattığını sordu.

Diğer dinlenen çocuklardan biri daha ifadesini değiştirdi. İlk ifadesinde her gün bütün arkadaşlarının dövüldüğünü, hakaret edildiğini, Atatürk resmine doğru duvara kafalarının vurulduğunu, boğazlarının sıkıldığını anlatmasına rağmen şimdi hiçbir kötü söz ve davranış görmediğini söyledi. Mahkeme başkanı çelişki nedeniyle ilk ifadesinde söylediklerinin kimin söylediğini, kim tarafından yönlendirildiğini sorunca çocuk "Kimse bana bir şey söylememi istemedi" dedi.

BELLETMEN BOĞAZLARINI SIKTI

Çocuklardan biri aynı şekilde ifadelerini tekrar etti ve şikayetçi olduğunu söyledi. Belletmenlerin boğazlarını sıktığını, diz kapaklarıyla belletmenin arkadaşlarının boğazına ve karnına bacaklarıyla baskı yapıldığını, nefeslerinin kesildiğini söyledi.

Aynı çocuğa sopayla dövülüp dövülmedikleri soruldu. Çocuk da belletmenlerin 'Haydar' isimli sopasıyla dövüldüklerini doğruladı.

DAHA FAZLA