Kocaeli Dayanışma Akademisi'nde ders veren Doç. Dr. Demirer: Rüzgara göre tavır alanları deşifre etmeliyiz

Kocaeli Dayanışma Akademisi'nde ders veren Doç. Dr. Demirer: Rüzgara göre tavır alanları deşifre etmeliyiz

Kocaeli Dayanışma Akademisi'nde ders veren Doç. Dr. Demirer, 'Rüzgara göre tavır alanları deşifre etmeliyiz' dedi.

Kocaeli Dayanışma Akademisi'nde ders veren Doç. Dr. Demirer, “Rüzgara göre tavır alanların durumlarını görünür kılmak ve karşı çıkmak yalnızca etik nedenlerle değil, faşizan bir yükseliş ve mutlak liderliğe yol açtığı için de bir zorunluluktur” dedi.

KHK ile Kocaeli Üniversitesi’nden (KOÜ) ihraç edilen akademisylerin kurduğu Kocaeli Dayanışma Akademisi (KODA) derslerine devam ediyor. 

KODA’nın “Esen rüzgâra göre taraf değiştirenlerin çokluğu Türkiye siyasetine ilişkin bize ne söyler” başlıklı 8. dersini veren Doç. Dr. Yücel Demirer, “Rüzgara göre tavır alanların durumlarını görünür kılmak ve karşı çıkmak yalnızca etik nedenlerle değil, faşizan bir yükseliş ve mutlak liderliğe yol açtığı için de bir zorunluluktur” dedi.

‘SELAM BİLE VERMİYORLAR'

Eğitim-Sen şubesindeki derse, içerisinde bulundukları durumdan örneklerle başlayan Demirer, ihraçları süresince kimi insanların rüzgâra doğru hareket ettiklerini söyledi. “Bu ihraç süresince çalıştığımız üniversitelerde bir zamanlar odamızdan çıkmayan insanların artık selam vermediğini gördük” diyen Demirer, Türkiye’de sadece AKP dönemine has olmayan bu esen rüzgârlara göre pozisyon alma eğiliminin varlığını ifade etti.

Bazı dönemlerde bir taşra ilçesinde belediye başkanlığı seçimini kazanan kişinin iktidardan farklı partidense parti değiştirmesine normal bakıldığını da ifade eden Demirer, şunları kaydetti: “Hatta bunu yapmadığında şaşırılıyordu. Bu önemli veri yokmuş gibi davranan bir siyasi disiplinden geliyor ve buna karşı konuşuyorum. Üniversiteden atılmadan önce verdiğim derslerde internette bakındığımda siyaset bilimi, seçim, partiler ve diplomasi, anlaşma yapılan, el sıkışılan bir disiplin gibi anlatılıyordu. Siyaset denilen faaliyeti parlamentolarla, işin olması gereken dili ile ifade eden bir dile çok rastlıyoruz.” 

'MÜCADELE ETMELİYİZ'

Demirer, “Türkiye’nin son 10 yılında Hükümete yakın çevrelerin değişen dili önemli bir tez konusu olabilir” değerlendirmesinde de bulunarak, şöyle devam etti: "Bu dönemde, simgesel siyasete sarılma durumu olabilir. Rüzgara göre tavır alanların tercihlerini görünür kılmak ve karşı çıkmak yalnızca etik nedenlerle değil, faşizan bir yükseliş ve mutlak liderliğe yol açtığı için de bir zorunluluktur. Evet, sadece etik gerekçeler için değil, nabza göre şerbet verenlerin iktidarının güçlendiği ve bu kişilerin sayılarının arttığı bir ortamda bu kişilere karşı durmalı ve onları teşhir etmeliyiz. Problemi bireysel düzlemden çıkartarak bu kişilerle mücadele etmeliyiz.”

Örgütlü ve yan yana durmanın yollarının aranması gerektiğini vurgulayan Demirer, “Bu yüzden siyasal aktörün genişlemesi lazım. Ve inanın; bu tür rejimler yıkılmaz değil, kırılganlar ve yıkılabilirler” diyerek sözlerini tamamladı. Demirer, sunumunun ardından yöneltilen soruları da yanıtladı.

KODA programı kapsamında, 14 Aralık Çarşamba günü Prof. Dr. Ümit Biçer  “Kayıplar, Toplu Mezarlar ve Hakikat arayışı” dersini verecek.

 

DAHA FAZLA