KCDP’ye açılan kapatma davası ertelendi
KCDP Derneği'ne açılan kapatma davasının ilk duruşması bugün Çağlayan'da görüldü.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'na açılan kapatma davasının ilk duruşması görüldü. Katledilen kadınların yakınları ve aileleri ile birlikte müdahillik talebinde bulunan 13 baro ile Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği'nin talepleri reddedildi. Dava, 5 Ekim'e ertelendi.
"Ahlaka aykırı faaliyet yürütmek" gerekçesiyle adın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Derneği'ne açılan kapatma davasının ilk duruşması bugün görüldü. Açılan davaya karşı kadın örgütleri ve Türkiye'nin pek çok yerinden gelen çok sayıda kadın saat 10.00'da Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'nde buluştu.
Adliye önünde yapılan açıklamalarda açılan davanın hukuksuzluğuna, somut dayanaklar olmadan açıkldığına, asıl amaçlanın yükselen kadın mücadelesi olduğuna dikkat çekildi. Kadınlar sık sık "Hukuksuz davalar bizi durduramaz", "Asla yalnız yürümeyeceksiniz", "Kadın cinayetlerini durduracağız" sloganları attı.
KADIGİL: KADIN DÜŞMANLARI GİDECEK, KADIN CİNAYETLERİNİ DURDURACAĞIZ PLATFORMU KALACAK
Dava öncesi adliye önünden seslenen Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, “’Şule Çet intihar etti’ diyeceklerdi, biz örgütlü olmasaydık hala hadsiz birkaç tane herif Özge Can’ın arkasından ‘Onunda orada ne işi varmış?’ diye konuşacaktı” dedi.
Kadıgil konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“İşte biz tam da bu yüzden buradayız, tam da bu yüzden diyoruz ki iyi ki varsınız Şilan, iyi ki varsınız Gülsüm. Bize bunları siz öğrettiniz, asla yalnız yürümeyeceksiniz. Kadın düşmanları gidecek, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu kalacak.”
BİRÇOK İL BAROSU DAVAYI TAKİP ETTİ
İstanbul 13. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen duruşma, salonda yer olmadığı için 27. Ağır Ceza Mahkemesi salonuna taşındı. Duruşmaya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Milletvekili Sera Kadıgill, İstanbul, Diyarbakır, İzmir, Ankara’nın yanı sıra birçok ilinden baro temsilcileri ve erkekler tarafından katledilen kadınların aileleri katıldı.
Kimlik tespiti ardından başlayan duruşmada İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Adıyaman, Eskişehir, Türkiye Barolar Birliği (TBB) ve çok sayıda baro kadın komisyonları davaya müdahillik talebinde bulundu.
'AMACIMIZA ULAŞANA KADAR DEVAM EDECEĞİZ'
Duruşmada konuşan KCDP Başkanı Gülsüm Kav, derneğin kurulma amacına değindi. Kadınların öldürülmesinin magazin boyutunun işlendiğini ancak toplumsal bir durum olduğunu belirten Kav, Münevver Karabulut cinayeti ardından derneği kurduklarını ve cinayetleri önlemeye çaba gösterdiklerini belirtti. Karabulut hakkında süren davaları da takip etmeye başladıklarını kaydeden Kav, “Dayanışmanın önemli olduğunu gördük. Bu nedenle sürekli davalara katılıp müdahil olduk. Bir gün bir duruşmada bir hakim tüzel kişi olmadığımızı söyleyip çalışmalarımızı engellemek istedi. Biz de tüzel kişilik kazanmak için dernek kurduk” dedi.
Türkiye’de kadınların ayrımcılığa uğramalarının önüne geçmeyi amaç edindiklerini belirten Kav, “Ellimizden gelen her şeyi yaptık. Dava, tüm kadınların yaşam hakkına bir müdahaledir. Açılan dava, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının devamıdır. Bizim derneğin kaderi ne olursa olsun, amacımız hep yerinde olacak ve amacımıza ulaşana kadar devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
'DELİLLER HUKUKA AYKIRI'
Avukat Tuba Torun ise iddianamede yer alan verilerin toplanmasının ve eklenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirtti. Dernek yöneticileri hakkında bir dava veya kayıt olup olmadığına dair Valiliğin üç kolluk kuvvetine yazı yazdığını bu durumun hukuka aykırı olduğunu kaydeden Torun, "Valiliğin böyle bir talebi olamaz. Ayrıca böyle bir bilginin kollukta ne işi var? Savcı yerine neden valilik istiyor? Bu durumlar hukuk ile bağdaşmıyor. Kolluk kuvveti tarafından toplanan ve toplumsal olaylara ait olan bu verilerin kolluk ellinde hazır bulunduramaz. Birçok soruşturma ve davaya verilen takipsizlik ve beraat kararlarına rağmen kolluk bu kayıtları silmemiş. Savcılık tarafından bu kayıtların hukuka uygun mu değil mi bir inceleme dahi yapılmamış. Anayasa’nın 38’inci maddesi hukuka aykırı olarak toplanan verilerin delil olarak kullanılamayacağını açıkça belirtmiştir" ifadelerini kullandı.
Söz konusu deliller ile hükmün açıklanamayacağını vurgulayan Torun, delillerin dosyadan çıkarılmasını istedi.
MÜDAHİLİK TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Öldürülen kadınların yakınları ve aileleri, devletin kendilerine sahip çıkmadığını ancak derneğin sahip çıktığını buna rağmen derneğin kapatılmak istendiğini söyleyerek, tepki gösterdi. Aileler, derneğin kapatılmasını istemediklerini belirterek, davaya müdahil olma talebinde bulundu. Duruşmaya katılan 13 baro ve Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği de davaya müdahil olmayı talep etti.
Kararını açıklayan mahkemeye kadınlar ve avukatlar ses gelmediği için tepki gösterdi. Hakim, “Bir sussun ya 2 saattir sizi dinledim” şeklinde yanıt verdi. Kadınların tepkisi ardından hakim, kararı ses gelecek şekilde tekrardan okudu. Hakim; aile, baro ve derneklerin müdahillik talebini reddetti. Salonda bulunan kadınlar kararı alkışlarla protesto etti.
DAVA ERTELENDİ
Dava kapsamında dinlenmesi istenen kişilerin isimlerin dilekçe ile sorulması için avukatlara 2 haftalık süre veren hakim, duruşmayı 5 Ekim’e erteledi.
DURUŞMA SONRASI KARARLARA TEPKİ
Duruşmanın ardından adliye önünde açıklama yapan kadınlar sık sık, “Katilleri durdurun kadınları değil”, “Asla yalnız yürümeyeceksin” ve “Susmuyoruz, korkmuyoruz itaat etmiyoruz” şeklinde sloganlar atarak, tepkisini dile getirdi. Ardından söz alan avukat Rukiye Leyla Sürer, hak ve kadın yaşam mücadelesinin yok sayılmaya çalışıldığını belirtti. Kadınların davaya katılımına işaret eden Sürer, dayanışmanın kazanacağını söyledi. Ailelerin de duruşmada yaşadıklarını anlattığını dile getiren Sürer, hakimin müdahil taleplerini reddetmesine de tepki gösterdi.