Kaliforniya’da asistanlar grevde: "Emeğimiz sayesinde okul ayakta kalıyor"

Kaliforniya’da asistanlar grevde: "Emeğimiz sayesinde okul ayakta kalıyor"

Grevci Asistan Galen Liang ile söyleşi…

Söyleşi: Eylem Taylan

Çeviri: Eylem Taylan & H. Deniz Sert

14 Kasım 2022’de, çoğunluğunu öğretim asistanlarının oluşturduğu öğrenci-çalışanları, akademik araştırmacıları, doktora-sonrası programlarındaki araştırmacıları ve öğrenci araştırmacıları temsil eden, UAW’a (Birleşik Otomobil İşçileri Sendikası) bağlı dört akademik emekçi sendikası, Kaliforniya Üniversitesi’nin 10 kampüsünün tamamında süresiz greve başladı. Grev, aylardır süren toplu sözleşme görüşmeleri boyunca üniversite yönetiminin öğrenci emekçilerin talep ettiği adil sözleşme ve müzakere zeminini ortadan kaldıran haksız uygulamaları üzerine ilan edildi.

Los Angeles, Berkeley, San Diego, Santa Cruz gibi ülkenin yaşam maliyeti en yüksek şehirlerindeki kampüslerde çalışan asistanların çalıştıkları yerlerde barınabilme ve borç yükü olmaksızın yaşayabilme talepleri, ABD yüksek öğretim sisteminin şimdiye dek tanık olduğu en kitlesel çaptaki öğrenci çalışan eyleminin merkezini oluşturuyor. Binlerce lisans öğrencisinin eğitiminden ve araştırma merkezlerinin faaliyetlerinin yürütülmesinden doğrudan sorumlu olan asistanların iş bırakması, üniversitelerin bildiğimiz anlamda işleyişinin koşullarını görünür kılıyor.

İkinci haftasını dolduran grev, sözde kamusal nitelik taşıyan eğitim kurumlarının son 40 yılda geçirdiği şirketleşmeyi de gözler önüne seriyor aynı zamanda. Kaliforniya Üniversitesi’nin bir işveren ve emlak sahibi olarak izlediği neoliberal üniversite modelinin dayattığı bütçe öncelikleri böylelikle demokratik bir tartışmaya açılıyor. Kaliforniya Üniversitesi UAW grevinin Berkeley ayağının örgütleyicilerinden Matematik doktora öğrencisi Galen Liang ile greve giden süreç ve sendikanın talepleri üzerine grevin ilk günü kampüste bir söyleşi gerçekleştirdik.

Bildiğiniz üzere bugün başlayan grevin ABD yüksek öğretim sistemindeki en kitlesel eylem olması bekleniyor. İkimizin de dahil olduğu, Kaliforniya Üniversitesi’nin tüm kampüslerinde 50 bine yakın akademi emekçisi, eyaletin dört bir yanında greve çıktık. Üniversite emekçilerinin farklı bileşenleri -araştırma asistanları, doktora sonrası araştırmacılar ve tabii öğretim asistanları-nasıl bir araya geldiler ve bu denli kitlesel bir eylemi örgütlemeyi başardılar?

Öyle sanıyorum ki bu birlikteliği sağlayan en önemli iki unsur, ortak çıkarlara sahip olmamız ve çalışma koşulları için sürdürülen müzakere takviminin tüm bileşenler için örtüşüyor olmasıydı.  Bahsetmiş olduğun üzere, kampüslerde benzer işlerden sorumlu dört ayrı emekçi grubu eş zamanlı olarak, okul yönetimiyle müzakereleri sürdürüyor. Üstlendiğimiz işler, sarfettiğimiz emek sayesinde okul ayakta kalıyor, öğretim ve araştırma asistanlığı görevlerini kastediyorum. Kampüslerdeki örgütlü emekçi ailemizin yeni üyesi, çiçeği burnunda lisansüstü öğrenci araştırma asistanlarının sendikalaşma mücadelesinden de kısaca bahsedeyim. Geçtiğimiz yıl sendikada örgütlendiler ve saflarımıza katıldılar. Laboratuvarlarda süregiden değerli araştırmaları yürüten araştırmacılar ve öğrenciler ciddi manada yönetimin zorbalığına maruz kalıyorlar. Sürekli fazla mesai yapıyorlar. Ek olarak, cinsel tacize uğrayan arkadaşlarımız da oldu. Bu emekçi grubu henüz bir iş sözleşmesine sahip değil, bu türden yakışık almaz muameleler karşısında arkadaşlarımızı gözetecek bir kurumsal yapıda yani sendikada henüz örgütlendiler. Ücretlerinin ne olacağı, haliyle oldukça belirsiz. ABD dışından gelen uluslararası asistanların çalışma ve ikamet izni vizeye bağlı ve tabii vize statülerinin güncellenmesi de sorumlu araştırmacı profesörün iki dudağı arasında. Ne kötü, değil mi?

Kitlesel ölçekte örgütlenmeyi teşvik eden başat sebeplerin bu yakışık almaz muameleler olduğunu düşünüyorum. İnsanlar bu koşulları değiştirmek adına kampüslerde örgütlenme faaliyeti yürüttüler, üniversitedeki diğer öğrenci asistanlar gibi araştırma asistanları da bir iş sözleşmesiyle çalışma koşullarını güvence altına almak için sendikaya üye oldular.  Haklarımız için hepimiz aynı safta omuz omuz mücadele veriyoruz. Gücümüzün dayanışmamızdan ve kitleselliğimizden geldiğinin farkındayız. Tüm emekçi gruplar birlikte hareket ettiği takdirde okul yönetimiyle yapılacak müzakerelerde elimiz daha güçlü olacak. Greve güçlü çıkıyoruz, daha iyi bir iş sözleşmesi alacak, yönetimin biz emekçilere reva gördüğü adaletsiz muamelelere dur diyecek dirayete sahibiz.

Kaliforniya Üniversitesi bir dizi yüksek öğrenim kurumunu barından, kamusal bir üniversite modeli. Ancak üniversite yönetimi, üniversite emekçilerinin eyalet ölçeğinde ortaya koyduğu yaşanabilir bir ücret düzeyi, adil çalışma koşulları ve makul maliyetli barınma taleplerini karşılamamakta ısrarcı gözüküyor. Üniversite bileşenlerinin bu ve benzeri koşullarını belirleyen bütçeye Kaliforniya Üniversitesi yönetimi kimseye danışmaksızın, merkezi düzeyde karar veriyor. Sendikanın karar alım sürecini demokratikleştirmek, tüm bileşenleri müdahil kılmak adına yürüttüğü mücadeleye ilişkin neler söylemek istersin?

Demokratikleştirmeden bahsetmişken, evet… (Grevdeki asistanların bulunduğu direniş çadırına işaret ediyor) Demokrasi neye benzer, tam olarak karşımızda duruyor! Şu anki mücadele resmi bir grev aslında, insanlar mücadele alanına gelerek taleplerini net bir şekilde hep bir ağızdan haykırıyorlar. Evet, bahsettiğin üzere Kaliforniya Üniversitesi sistemi bir kamu kuruluşu bileşkesi fakat şu anda maalesef kamu çıkarını gözetmiyor. Kamu çıkarı derken, asistanların ve hatta öğrencilerin durumunu kastediyorum. Üniversite yönetimi asistanların/eğitimcilerin taleplerini yok sayarak eğitim niteliğinden de taviz veriyor. Öğrenciler devasa bir eğitim ücreti ödemek zorunda ve hal böyle olduğunda iyi bir eğitim ortamından istifade edemeyecekler. Açık konuşayım, üniversitelerin tüm emekçi bileşenleri (doktora ve doktora-sonrası asistanlar, lisans düzeyindeki asistanlar, okutmanlar, güvencesiz araştırmacılar) grevdeki kararlılıklarını devam ettirmek zorunda. Kaliforniya Üniversitesi’nin bahsettiğimiz bu emekçi gruplara ödediği ücretler toplamı bütçenin yalnızca yüzde 1,4’ü. Sence yaptığımız işler hakikaten şu koca işletmenin bu kadar az bir parçasını mı oluşturuyor? Kesinlikle hayır! Grevimiz yönetime emeğimizin asıl değerini gösterecek. Bizler olmadan hiçbir şey işlemez, üniversite bizler sayesinde ayakta kalıyor. Üniversitenin bizlere sunduğu son teklif ortada, Kaliforniya için hesaplanan geçim ücretinin neredeyse yarısı! Bildiğin üzere kampüsteki fiyatlar daha da yukarı gitmeye meyilli, üniversite çevresindeki kira rayici sürekli artıyor.

Durum apaçık ortada, bizler kesinlikle geçim ücreti düzeyinde bir ödemeyi hak ediyoruz. Kampüslerdeki birçok hayati işi bizler üstlenmekteyiz. Yönetimin tüm iyi niyetiyle bir an önce bizlerle masaya oturup toplu pazarlık sürecini, yasal prosedürlere bağlı kalarak adil bir şekilde yürütmesi gerekiyor. Böylelikle, çalıştığımız yerin civarında yaşamaya devam edelim ve öğrenciler de hak ettikleri nitelikli eğitimden mahrum kalmasınlar. Ayrıca bu husus da önemli, bildiğin üzere lisans düzeyindeki öğrenci asistanların ve okutmanların okul ücretlerinin ödemelerini bölümler üstleniyor. Bu ödemelerin merkezi bütçeden karşılanmasını teklif ettik. Bu teklif geçerse, bölümlerin işe alımlarda eli rahatlayacak ve daha fazla lisans düzeyindeki asistanı işe alabilecek. Öğrenciler dersleri için yardım almak istediklerinde, asistanların ofis saatlerine başvuruyorlar. Özellikle kitlesel mühendislik derslerinde inanılmaz bir talep var. Bir öğrenci basit bir soru sormak için diyelim, neredeyse 10 saat kuyrukta bekliyor. Bu uygulamada bir terslik yok mu? Elbette var. Gücümüzü toplar, sözleşmeyi lehimize bağıtlar ve ödemeleri bölümler yerine merkezi yönetimin yapmasını sağlarsak; daha fazla insan işe alınır, öyle değil mi? Asistanlık işinin cazibesi artar ve insanlar işlerini daha hakkaniyetli bir şekilde yerine getirirler. Ve tabii lisans öğrencilerinin aldıkları eğitimin niteliğinde kayda değer bir iyileşme olur.

Lisans öğrencilerinden bahis açılmışken, üniversite emekçilerinin geçim ücreti, makul barınma maliyeti gibi ortak talepleri aslında üniversitenin diğer bileşenlerini de içine alıyor. Örneğin lisans öğrencileri de artan barınma maliyetinden (kiralar) şikayetçi. Tabii üniversitenin çevre çeperinin de bu taleplerden olumlu yönde etkileneceğini söyleyebiliriz. Söz konusu gruplar greve destek veriyor mu, dayanışma ne düzeyde?

Evet, destek oluyorlar. Mesela, grev başlamadan önce bağımsız medya ajanslarını yöneten birkaç kişiyle laflamıştık. Bu grevin onların da yararına olduğunu ve grevi ziyaret edeceklerini söylediler. Dayanışma dediğimiz tam da bu değil mi? Hatta, yaklaşık 6 ay önce olmalı, Berkeley Kira Komisyonu'ndan insanlar bizlere desteklerini sunmuşlardı. Greve giden süreçte toplu iş sözleşmesi görüşmeleri devam ederken yönetimin kira rayiç üst sınırı belirlemesi gerektiğini önermiştik. Kaliforniya Üniversitesi’nin mülk sahibi olduğu, asistanların yaşadığı bir dolu apartman dairesi var ve yönetim bölgedeki emlak fiyatlarını aslında belirleme gücüne sahip. Fakat yönetim barınma maliyetini makul bir seviyede tutmak yerine, gayrimenkul şirketi gibi davranıyor ve bizden oldukça yüksek kiralar talep ediyor. Yönetimin bize sunduğu teklifi değerlendirdiğimizde ise elimize geçecek maaşın yarısını; mülkiyeti üniversiteye ait, asistanlar için ayrılan dairelere ödemek durumunda kalacağız. Hiç adil değil. Yönetim kira rayici için üst sınır koymayı kabul ederse bu aynı zamanda Kaliforniya sakinlerinin ve tabii lisans öğrencilerinin de yararına olacak. Hepimiz fahiş kiralar altında eziliyoruz. Şu anda emlak fiyatları çıldırmış durumda, kira bedelleri neredeyse arşa çıktı.

Ben de üniversiteye ait dairelerde kalıyorum, maaşımın neredeyse yüzde 70'i kira ödemesine gidiyor.

Evet, hakikaten çok yanlış bir uygulama ve bu sorunu herkesin yararına olacak şekilde çözmek için mücadele ediyoruz. Ayrıca, yönetime toplu taşıma kullanımını teşvik etmek için belli uygulamaları hayata geçirmesini önerdik. Bu uygulama sayesinde insanlar toplu taşımayı daha sık kullanacaklar. Ortada teşvik olduğunda, insanların istenilen doğrultuda hareket etmesi kolaylaşıyor. Toplu taşımaya talep arttığında, üniversite yönetimi bütçeden daha fazla kaynak aktaracak. Kampüs içerisi, çevresi ve şehri birbirine bağlayan bir otobüs hattı var. Çok da talep görüyor. Bu hattın daha iyi işlemesini sağlarsak, herkesin yararına olacak. Üniversite ve tabii Kaliforniya halkının daha nitelikli toplu taşımaya erişeceği, kamu çıkarını gözetecek bir hizmete dönüşecek.

Greve çıktığımız şu günde oldukça meşgul olduğunu tahmin ediyorum ve çok fazla vaktini almak istemiyorum. Son sorum şu olacak, üniversite emekçilerinin bu kitlesel kalkışmasını son yıllarda artış gösteren ABD işçi sınıfı eylemleri ve hareketlenen sendikalaşma mücadelesi bağlamında nasıl değerlendirirsin?

Bu mücadele hiç şüphesiz büyük resmin bir parçası. Amazon, Starbucks ve metal işçilerinin sendikalaşma mücadelelerine yakın zamanda tanıklık ettik. Bizden daha çetin koşullarda çalışıyorlar. Sendikalaşmanın önüne geçmek için patronları berbat yöntemlere başvuruyorlar. Fakat tüm baskılara rağmen emekçiler yine de ayağa kalkıyor ve yaşanabilir bir ücret için mücadele ediyorlar. Daha adil bir iş sözleşmesine sahip olmak, çalışma koşullarını düzeltmek ve sendika tarafından işyerindeki usulsüzlüklere karşı gözetilmeyi herkes hak ediyor. Bizim mücadelemiz ile diğer mücadeleleri bu hak arayışı bağlıyor ve birbirine esin kaynağı oluyor. Herkesin emeği kutsal, her iş toplum açısından vazgeçilmez bir öneme sahip. Örneğin, birkaç ay önce Columbia Üniversitesi asistanları kitlesel bir grev örgütlediler ve elde ettikleri kazanım, biz Kaliforniya Üniversitesi Berkeley Kampüsü'ndeki eğitim emekçileri için bir mevzi oluşturdu, mücadeleleri bizlere ilham verdi. Ümit ediyorum ki müzakerelerden biz de kazanımla çıkacağız. Şunu kastediyorum, yönetimi bizle masaya oturmaya mecbur bırakacağız. Tüm iyi niyetimizle, kapsamlı ve adil bir sözleşme için müzakere edeceğiz. Öyle umuyorum ki kazanımla sonuçlanacak olan serüvenimiz ülke çapında diğer yüksek öğretim kurumlardaki emekçilere esin kaynağı olacak.

Yaklaşık 6 ay önce M.I.T. asistanları sendikalaşma mücadelesi veriyorlardı ve onlarla dayanışmak için asistanlar adına bir video kaydetmiştim. Hatırlıyorum da deneyimlediğin dayanışma hissi beni ne kadar gururlandırmıştı. Şimdi, burada seninle örgütlediğimiz greve dair sohbet ediyoruz. Bu önemli meseleye dair zamanını ve enerjini vakfediyorsun, ortak çabamızı sürdürmek için bizlere destek veriyorsun. Yine benzer bir hisse sahibim, gururluyum. Kolektif mücadelenin keskinleştiği bu anlarda ruh halimiz zaten yükseliyor. İnsanlar artık ayaklandı ve şunu dillendiriyorlar: İşveren istediği her şeye sahip olamaz, hakkımıza düşeni almalıyız.

Sohbetimizi bitirirken Kaliforniya Üniversiteleri asistanlarının grevine dair son olarak neler söylemek istersin?

Sen de burada uluslararası öğrenci statüsünde doktora yapıyor ve asistan olarak çalışıyorsun. ABD vatandaşı olmayan doktora öğrencisi/asistanlardan alınan ilave ödemeyi kaldırmak istiyoruz. Bu hiç adil değil. ABD vatandaşlarının oturum izni de var tabii. Bizim ise bu hakkımız yok. E bu bizim burada çalışmadığımız anlamına mı geliyor? Kaliforniya eyaletinde toplanan vergiler ABD devlet bütçesinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Uluslararası öğrenciler olarak bizler vergi ödemiyor muyuz? Ödüyoruz. Yaptığımız işler, ABD’li meslektaşlarımızdan niteliksel olarak ayrışıyor mu? Elbette hayır. Bu ayrımcı uygulamadan bir an önce kurtulacağımızı umuyorum.

Matematik bölümünde doktora yapıyorum ve bizi asistanlık görevine binaen sadece 5 yıl boyunca istihdam ediyorlar. 5yıl içerisinde doktoramı almaya mecburum. ABD’lilere kıyasla uluslararası statüye sahip doktora öğrencisi/asistanların burs ve istihdam olanakları daha kısıtlı. Daha fazla derse giriyoruz, eğitim asistanlığı için görece daha fazla vakit ayırmak zorundayız fakat daha kısa sürede doktora sürecini tamamlamaya mecbur bırakılıyoruz. Mesela Fizik bölümünde eğitim asistanlığı yapıyorsan, uluslararası öğrencilerin ödemesi gereken ilave ücret bölüm tarafından karşılanıyor. Fakat eğer araştırma asistanıysan, bu ödeme araştırmayı yürüten akademisyenin proje bütçesinden karşılanıyor. Ne demek istiyorum? Uluslararası doktora öğrencisi/asistanlar Kaliforniya Üniversitesi açısından daha maliyetli olarak değerlendiriliyorlar ve bu durum onların eğitim olanaklarını ve maddi kaynaklara erişimlerini sınırlıyor. Bu grevde ABD’li öğrencilerin, biz uluslararası öğrencilerin sorunlarını dillendirmeleri ve bizim haklarımız için de mücadele veriyor olmaları beni çok etkiliyor. Bu türden dayanışmalar asistan hareketini sürdürebilmek için hayati öneme sahip, deyim yerindeyse bir nevi grevimize yakıt ikmali yapıyor. Dayanışma ruhu ve verilen destek mücadele azmimizi yükseltiyor. 

DAHA FAZLA