Hiranur Vakfı'ndaki istismar davası ertelendi
Hiranur Vakfı’nda H.K.G’nin 6 yaşından beri sistematik cinsel istismara uğraması hakkındaki davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
Kızını müridiyle "evlendiren" İsmailağa Cemaati'ne bağlı Hiranur Vakfı'nın kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel ve Fatıma Gümüşel ile Kadir İstekli hakkında açılan davanın ikinci duruşması bugün görülecek. Yusuf Ziya Gümüşel ve Kadir İstekli’nin tutuklu, Fatıma Gümüşel’in tutuksuz yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün görüldü.
Baba Yusuf Ziya Gümüşel ve anne Fatıma Gümüşel’e "zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı" suçundan 22 yıl 6 aya kadar, "imam nikahlı evlendirildiği" Kadir İstekli hakkında ise "zincirleme şekilde çocuğun cinsel istismarı" ve "cinsel saldırı" suçlarından 67 yıl 10 ay 15 güne kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme heyeti, sanıklar Kadir İstekli ve Yusuf Ziya Gümüşel'in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 31 Mart tarihine erteledi.
DURUŞMA ÖNCESİ BASIN AÇIKLAMASI
Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek olan duruşma öncesi kadın örgütleri adliye önünde basın açıklaması düzenledi.
Sol Feminist Hareketi adına Sarya Toprak tarafından okunan basın açıklamasında “H.K.G davasına sahip çıkmak memleketin her yerindeki çocukların, kız çocuklarının yaşamlarına, umutlarına sahip çıkmak, bugün deprem bölgesinde kimsesiz bırakılmış çocukların tarikat karanlığına teslim edilmesine karşı çıkmaktır” denildi.
‘HÜKÜMET İSTİFA SESLERİ SADECE STATLARDAN YÜKSELMİYOR’
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcisi Fidan Ataselim ise şunları söyledi:
“Hükümet istifa sesleri sadece statlardan yükselmiyor. O ses, elleriyle enkazı kaldırmaya çalışanların sesidir. O ses, çocuklarını bulamayanların sesidir. O ses, depremden etkilenen kadınlara şiddet uygulayan eskiden evli olduğu erkeklere mahkum edilenlerin sesidir. Bu yüzden bu sesin kısılması mümkün değildir.”
‘HİÇBİR ÇOCUK YALNIZ BÜYÜMEYECEK’
Sol Feminist Hareketi’nin basın açıklamasının tamamı şöyle:
"H.K.G’nin davası hepimizin davası. 6 yaşındaki çocukları istismara maruz bırakan, yaşamını, umutlarını çalan, Ensar’da, Aladağ’da, Kulp’ta, Taşkent’te, Hiranur Vakfı’nda ve şimdi anlatılamaz acılar, yıkımlarla kuşatılan deprem bölgesinde kimsesiz kalmış çocukları cemaat tarikat karanlığına mecbur bırakan, bu karanlığa karşı “H.K.G’nin davası hepimizin davası, unutmayacağız, unutturmayacağız.” demek için yarın yine adliyede olacağız.
Memleketin her yerini halkın, emekçilerin emeğini, halka ait olanı halkın elinden alıp tarikatlara peşkeş çekenlere, ”Bir kereden bir şey olmaz.” diyenlere, çocukların yaşamlarını karartanlara “çocuğun rızasıdır” diyerek kol kanat gerenlere, mecliste bu karanlığı aklamaya koşup kahkahalar eşliğinde oy verenlere meydan okumak için buradayız.
Tarikat düzenini yıllardır “münferit” diyerek aklayanlara karşı “Laikliğin ülkesini kuracağız.” kararlılığıyla buradayız.
Kadınların ve toplumsal muhalefetin mücadelesiyle açıldı bu dava. Duruşmanın kapalı yapılması ve yayın yasağı getirilerek dava unutturulmak, cemaat-tarikat karanlığı bir kez daha aklanmak isteniyor. Gerçek adalet için davanın takipçisi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz demek için buradayız.
Deprem bölgesinde arama-kurtarma ve başta sağlığa, hastaneye erişim sorunu olmak üzere yurttaşların en temel ihtiyaçları ulaştırılmadığı için depremin yaşandığı iller kimsesiz bırakılmış çocuklar toprakları oldu. H.K.G’ nin, H.K.G’ lerin çocukluğunun kimsesizliği, çaresizliği ile şimdi depremde kimsesiz kalan, bırakılan çocuklar baş başa…Çocukları kimsesiz bırakan, 20 yıldır ranta, sermayenin, cemaatlerin zenginliklerine zenginlik katan siyasi iktidar bir kez daha çocukları cemaatlerin, tarikatların ellerine teslim ediyor. Bu çocuklar nerede! H.K.G’ nin yaşadığı karanlığı bir çocuk daha yaşamayacak diye haykırmak için buradayız.
6 yaşında bir çocuğa, şimdi deprem bölgesindeki yüzlerce çocuğa göz diken bu karanlık odaklara, onların eteğinde iktidar olanlara, onlara destek olanlara, zulüm karşısında susanlara karşı asla susmayacağız, unutturmayacağız demek için buradayız.
Bu karanlık bir gecede gelmedi. Memleketin her yerinde bu gericiliği bir örümcek ağı gibi kuşatan bir karanlık yaratıldı. Mahalleler, sokaklar, okullar, üniversiteler, yurtlar tarikatlarla kuşatıldı. Nişanlanan/evlenen çocukların okulla, örgün eğitimle ilişiği kesilir diyerek “çocuk evlilikleri” yasallaştırıldı. 6 yaşında çocukları istismara maruz bırakan o karanlık istismarı hafızlık, 4-6 yaş okul öncesi din eğitimi diyerek yüz binlerce çocuğu bu karanlık zihniyete mahkum etmeye çalışıyor her gün. Milli Eğitim Bakanlığı’nın son açıkladığı veriler buz dağının görünen yüzü bile değil. Yüzbinlerce çocuk, yüzbinlerce kız çocuğu artık okullarda değil. Tek adam rejimi yoksulluklarından, çaresizliklerinden kaynaklı binlerce çocuğu, kız çocuklarını ve şimdi deprem bölgesindeki çocukları tarikatlara, tarikat yurtlarına/evlerine mecbur bıraktı. Laiklik kaybedilince ilk kaybedenler çocuklar, kız çocukları, kadınlar oluyor. Laiklik mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğiz demek için buradayız.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı özelinde tek adam rejimi konuşmaya, memleketi cemaat karanlığı ile örümcek ağı gibi kuşatmaya devam ediyor. H.K.G için “Çocuk istismarı, çocuğa yönelik istismar vakaları siyasetin konusu değildir. Bunlar son derece insani ve her zeminde, her toplumda karşılaşılabilecek meseleler.” diyerek siyasal İslam dilini münferit diyerek aklamayı sürdürüyor. Aynı “bakan” kimsesiz bırakılmış depremzede çocukların cemaat karanlığına teslim edildiğini yalanlayarak gerçeğin üzerini örtmeye çalışıyor. Kendini “devlet” olarak ilan edenler ise “Kurs binası bize ait. Bu çocukları, Sakarya Müftüsü bize yönlendirdi. Biz de çocukları koruma altına aldık. Eğitimini Diyanet ile biz veriyoruz" diyerek müftüler, Diyanet eliyle memleketin “tarikat devleti” ne dönüştüğünü ilan ediyor.
Yaşanılan bu karanlığın faili 20 yıldır inşa edilen rejimdir. Faili meçhul değil failin meşhurluğunun ilanı için buradayız
2011’de kadınlardan, kadın mücadelesinden, kadınların, kız çocuklarının eşitlik, özgürlük, laiklik haykırışından korkanlar bakanlığın isminden kadın ismini kaldırdılar. İstanbul Sözleşmesi’ni yasakladılar
Halkın yoksulluğu, sömürüyü iliklerine kadar yaşadıkları günlerde “anayasa, aile” tartışmaları ile bir kez daha kadınların, kız çocuklarının haklarını, yaşamlarını hedef gösterdiler. Yoksul halkın inancını sömürerek büyüttükleri bu saltanatın bekası için çırpınıyorlar.
Bir kadının cesareti şimdi bir tokat gibi çarpıyor bu karanlık düzeni örgütleyenlerin yüzüne. 20 yılın her gününde eşitlik, özgürlük, laiklik mücadelesinden bir an olsun vazgeçmeyenleriz. Bu tarikat düzenini kuranları da, üç beş oy için, milletvekili koltukları için laiklik demekten imtina edenleri de tarih yazacak
20 yılın her gününde bu suça ortak olmayan, mücadele edenleri de tarih yazacak. SOL Feminist Hareket olarak bu davanın peşini asla bırakmayacağız. Tüm cesareti ile yaratılan bu karanlığı faillerin yüzüne bir şamar gibi çarpan, gerici zihniyetten hesap sormak isteyen H.K.G’nin yanındayız.
H.K.G davasına sahip çıkmak memleketin her yerindeki çocukların, kız çocuklarının yaşamlarına, umutlarına sahip çıkmak, bugün deprem bölgesinde kimsesiz bırakılmış çocukların tarikat karanlığına teslim edilmesine karşı çıkmaktır.”
DAVA ERTELENDİ
Mahkeme heyeti, sanıklar Kadir İstekli, baba Yusuf Ziya Gümüşel'in tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 31 Mart'a erteledi.