HDP'nin Leyla Güven için düzenlediği mitingde binler buluştu

HDP'nin Leyla Güven için düzenlediği mitingde binler buluştu

Diyarbakır'da binlerce kişi, HDP'nin düzenlediği 'Demokrasi, özgürlük, adalet' mitinginde Leyla Güven’in açlık grevine dikkat çekmek için buluştu.

PKK lideri Abdullah Öcalan'ın üzerindeki tecritin kaldırılması talebiyle cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemlerine dikkat çekmek amacıyla HDP, Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda 'Demokrasi, özgürlük ve adalet’ şiarıyla miting düzenledi. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, DBP Eş Başkanı Mehmet Aslan ve HDP’li vekillerin de katıldığı mitinge açlık grevindeki Leyla Güven bir mektup gönderdi. 

Polis miting alanında yoğun güvenlik önlemi aldı. Alana çıkan yolları trafiğe kapatan polis, mitingin başlama saati olan 12.00’ye kadar kimseyi alana almadı. Alana girişlere saat 12.15’ten sonra izin verildi. Alana giren yurttaşlar iki ayrı arama noktasından geçirildi. Mitingi izlemek isteyen gazetecilerin kimlik ve basın kartlarının fotoğrafı çekildi, kalemlerine el konuldu.

Alanda “Barış için çözüm, tek çare müzakere”, “Jin jiyan azadi”, “Herkes için adalet, herkes için demokrasi”, “Leyla Güven haklıdır” ve “Biz anayız savaşsız bir dünyadan yanayız” sloganlarının yazılı olduğu pankartlar yer aldı. Alanda “Leyla Güven onurumuzdur” sloganları atıldı.

LEYLA GÜVEN'DEN MEKTUP

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, DTK Eş Başkanı Berdan Öztürk, DBP Eş Başkanı Mehmet Aslan ve HDP’li milletvekilleri de alandaki yerlerini aldı. Açlık grevinin 73. gününde olan Leyla Güven'in mektubunu HDP Milletvekili Dersim Dağ okudu.

Leyla Güven mektubunda şu ifadelere yer verdi:

"Sayın Öcalan üzerindeki tecrit, toplumsal barışın kalıcılaşmasının önünde bir engeldir. Sayın Öcalan toplumsal barışın inşasında önemli bir aktördür. Bunu yaptığı teorik ve pratik deneyimleriyle fazlasıyla kanıtladı. Dolayısıyla toplum tüm bu gerçekliğin farkındadır. Talebimin gerçekleşmesi durumunda ortaya çıkacak olumlu sonuçları gördükleri ve bildikleri için eylemim daha ilk günden itibaren içeriden ve dışarıdan 7’den 70’e sahiplenildi. Bir anlamda sesimi, sesimizi içerdekiler olarak duyurduğumuza ve belli bir noktada sonuç alacağımıza inanıyoruz. Bu direngen halk, özgürlük ve demokrasi sevdalısı kadınlar, gençler Dehak’tan bugüne kadar zalime karşı oynadığı rolü bir kez daha oynayacak ve bedeli ne olursa olsun kazanacaktır. İnancımız ve irademizle bu direnişimizin sonunu zafere ulaştıracağız. Tarihi süreçlerin içinden geçtiğimiz şu günlerde, sizlerle tüm koşullarda ve imkansızlıklara rağmen deyim yerindeyse ‘duvarları yıka yıka' özgür bilinç ve iradeler temelinde buluşmak tutsak edilmeyecek olan tüm yarınlarımızla kendimizi ifade edecek zeminler yaratmak, büyük moral ve coşku ifadesidir benim içinde. 

Uğruna ölecek bir yaşam gerçeğini soluduğumu ve bu uğurda seve seve ölümü kucaklayacak bir noktada olduğumu belirtiyorum. Sizleri bu direniş günlerinde duvarların öte yanından başaracağımıza olan inancımla bir kez daha selamlıyor devrimci yüreklerinizden yoldaş sıcaklığı ile sarıyorum."

BULDAN: LEYLA GÜVEN’İN DİRENİŞİ ONURLU BİR DİRENİŞTİR

Artı Gerçek'ten Remzi Budancir'in haberine göre miting, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan'ın konuşmasıyla devam etti. Sözlerine Leyla Güven'in sürdürdüğü açlık greviyle başlayan Buldan, "Onun talebi halkın talebidir. Kürtlerin talebidir, kadınların talebidir. Tutuklu olan tek milletvekilidir. Onun eylemi görmezden gelinecek bir eylem değildir" dedi. 

Tecride karşı 239 kişinin açlık grevini sürdürdüğünü belirten Buldan, "Açlık grevi ile Ankara’ya, siyasi iradeye 'tecridi kabul etmiyoruz' mesajı veriyorlar. Tecrit 20 yıldır devam ediyor. Sayın Öcalan'ı izole edip, düşüncesinin halka ulaşmasını engellemek istiyorlar. İmralı ile görüşme yapıldığı zaman kimsenin canı yanmıyor, anneler ağlamıyor, gençler toprağa düşmüyordu. O kapı ne zaman kapandı, işte o zaman bu ülkede her türlü kriz, kaos yeniden başladı" diye konuştu. 

Barış için çaba sarf etmeye devam edeceklerini hatırlatan Buldan sözlerini şöyle sürdürdü: 

"HDP’den binlerce kişinin cezaevinde olduğu, Sayın Demirtaş'ın, Yüksekdağ'ın cezaevinde olduğu bir dönemde buradan yine barış, kardeşlik ve demokrasi dileklerimizi ifade etmek isteriz. Mutlaka tecrit sona ermeli. Aile görüşü ile tecrit ortadan kalkmamaktadır. 

Diyarbakır’dan Ankara’ya bu mesajı veriyoruz. Leyla Güven'in direnişi onurlu bir direniştir. Halkların, kardeşliğin direnişidir. Yaşananlar sadece Kürtleri değil, Türkiye halklarını da ilgilendirecek. Herkese buradan sesleniyorum: Söylenecek sözünüz mutlaka olmalıdır. Leyla’nın sesine ses olmak durumundayız. Çığlığını hepimiz duymak zorundayız. Bu bir insanlık görevidir. Türkiye halkları birlikte tecridi ortadan kaldırmayı başaracaktır."