Ankara Üniversitesi öğrencileri, 19 Kasım 2019 tarihinde düzenlenen Rektör Erkan İbiş’in de katıldığı ‘Türkiye’nin Modernleşme Süreci ve Mekteb-i Mülkiye’ sempozyumuna katılmak istedikleri için Özel Güvenlik Birimi (ÖGB) tarafından coplanmıştı.

Üniversite yönetimi, öğrencilere olayın üstünden yaklaşık iki buçuk ay geçmesinin ardından soruşturma açtı.

BirGün’den Mahir Bağış’ın haberine göre, Soruşturma Komisyonu Başkanı Prof. Dr. Ayşe Nur Tekmen imzasıyla 15 öğrenciye gönderilen yazıda, “19 Kasım 2019 tarihinde, saat 09.30 sularında Siyasal Bilgiler Fakültesi Aziz Köklü Konferans Salonu’nda yapılacak sempozyum öncesi yaşanan olaylar nedeniyle hakkınızda Yükseköğretim Kurumları Öğrenci Disiplin Yönetmeliği’nin ilgili maddeleri uyarınca Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığınca disiplin soruşturması açılmıştır” denildi.

Sempozyuma girmek isterken güvenlik görevlileri tarafından engellenerek coplu saldırıya uğrayan öğrenciler konuyla ilgili açıklamalarda bulundu.

‘COP YİYEN BİZİZ, SORUŞTURMA AÇILAN DA BİZİZ’

Soruşturma açılan öğrenciler okul yönetimine tepki göstererek, “Modernleşme ile ilgili bir sempozyuma katılmak isteyenlere copla saldıran bir zihniyet söz konusu. Modernleşme diyorsanız aksine demokrasiyi, katılımcılığını savunmak zorundasınız ama okul yönetimimiz ilginç bir paradoksa düşmüş durumda” diye konuştu.

Sempozyuma girmek isterken herhangi bir şiddet eyleminde bulunmadıklarını belirten Mülkiye öğrencisi, “Beklentimiz tam aksineydi, cop yiyen biziz, saldırılan biziz ama yine soruşturma geçiren de biz olduk. Aksine güvenlik görevlilerinin soruşturma geçirmesi gerekliydi” dedi.

Olaydan sonraki günlerde aynı güvenlik görevlilerinin okul içerisinde kendilerini sürekli takip ettiklerini ifade eden bir öğrenci, “Okulun her köşesinde bizi izliyorlar gerek sözleriyle gerek gözleriyle sürekli bir denetim altındayız” diye konuştu.

‘MÜLKİYE GELENEĞİ KAZANACAKTIR’

Bir diğer Mülkiye öğrenci ise şunları söyledi:

“Bu soruşturmalar hükümetin ve onların taşeronluğunu yapan atanmış üniversite yönetimlerinin, hocalarımızın ihraçlarıyla birlikte doruğa ulaşan akademik kıyımın devamı niteliğindedir. Olay günü hiçbir meşru gerekçe olmadan kendi okulumuzda yapılan bir etkinliğe alınmamamıza ve özel güvenlikler tarafından darp edilmemize ve akabinde çetelerin saldırılarına uğramamıza rağmen idari yaptırıma maruz bırakılanlar yine bizler olduk. Fakat şunu belirtmek isterim ki ne ihraçlar ne soruşturmalar Mülkiye’nin akademik geleneğini sona erdiremeyecektir.”