EŞİK’ten muhalefete çağrı: Yasa değişikliğine ‘Hayır’ deyin

EŞİK’ten muhalefete çağrı: Yasa değişikliğine ‘Hayır’ deyin

EŞİK, iktidarın Anayasa değişikliğine karşı muhalefete bilgilendirme notu hazırladı.

İleri Haber

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), AKP-MHP-BBP’nin TBMM Başkanlığına sunduğu Anayasa değişikliği teklifine karşı tüm muhalefet partilerini ve milletvekillerini “Hayır” demeye çağırdı.

İktidarın seçim yatırımı olarak kullandığı Anayasa teklifine karşı tüm muhalefet vekillerinin tartışmasız “Hayır” demesi için tartışmaya açıldığı ilk günden itibaren çağrı yaptığını kaydeden EŞİK, TBMM’de temsil edilen muhalefet partilerinin genel başkanları ile görüşme talep ettiklerini duyurdu.

İktidarın kadınların görüşünü almadan TBMM’ye sunduğu bu Anayasa değişikliğini kınayan EŞİK, birçok muhalefet partisinin de, kendi yapacakları çağrı ile bağımsız kadın ve LGBTİ+ örgütlerin görüşlerine başvurmamalarını eleştirdi.

‘SİYASİ HATA KALDIRACAK BİR SÜREÇTE DEĞİLİZ’

Randevu talebini yenileyen EŞİK, “Siyasi hata kaldıracak bir süreçte değiliz” diyerek şu sözlere yer verdi:

“‘Başörtüsüne güvence, LGBTİ+ evlilikleri engelleme’ iddiaları üzerinden, ülkenin İran ya da Afganistan olma yolunda hızla sürüklenmesi tehlikesi ile karşı karşıyayız.

EŞİK olarak gündemdeki bu anayasa değişikliği teklifinin içerdiği riskleri kelime kelime irdelediğimiz bir bilgi notu hazırladık. Bu bilgi notunu tüm kamuoyunun dikkatine sunuyoruz.

Bilgi notundan tek bir konuyu örnek vererek kamuoyunu bir kez daha uyarmak istiyoruz: İfade özgürlüğü dahil her bir hakkın bir sınırı vardır. Bu teklif, ‘dini inancı’ nedeniyle (şimdilik) bir dini inanç yorumunun kıyafet seçme özgürlüğüne mutlak bir dokunulmazlık getirmek istemektedir. Tek kişinin bir kararı ile İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı gibi, şimdi de tek kişinin arzusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ‘Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü’ başlıklı 9. Maddesi’nin 2. Fıkrasından da muafiyet istenmektedir.

Bu tuzağa düşmeyelim. Eşitlikten ve laiklikten vazgeçmeyelim.

Kadınların kıyafetine ilişkin düzenlemelerin yeri anayasalar değildir. Anayasalar insanların kılık kıyafeti ile uğraşmazlar.

HAYIR deyin.”

EŞİK’TEN MADDE MADDE TEKLİFE KARŞI BİLGİLENDİRME

AKP iktidarının 20 yıllık süresinde laiklik ve eşitlik ilkelerini tamamen terk etmenin hazırlığında olduğunu altını çizen EŞİK, bilgilendirme raporunda Anayasa’da değişiklik yapılacak olan maddeleri tek tek inceledi. EŞİK’in muhalefet partilerine ve vekillere sunduğu bilgilendirme notunda şu detaylara yer verildi:

Anayasa’nın 24. Maddesi’ne yönelik değişiklik önerisi, başörtüsüne güvence getirme teklifi değil; laikliği ve eşitliği yok etme teklifidir, çünkü:

Teklifte 24. Maddeye eklenmesi önerilen 1. Fıkra aynen şöyledir:

“Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması ile kamu ve özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanılması, hiçbir kadının başının örtülü veya açık olması şartına bağlanamaz.”

Bu öneri ile kadınlar anayasal düzlemde başörtülü-örtüsüz, inançlı-inançsız şeklinde tasnif edilmiş oluyor. Ayrıştırma, kutuplaştırma ve ayrımcı politikaların zemini hazırlanıyor. Geçmişte yanlış uygulamalarla sorun haline dönüştürülmüş olan, ama kadınların toplumsal alanda büyük ölçüde çözdüğü başörtüsü meselesine ilişkin toplumsal uzlaşmayı bozma riski taşıyor.

Bu fıkrada “kadının başının örtülü veya açık olması” ibaresi ile Anayasa’ya kıyafet üzerinden dini bir referans eklenmiş oluyor ve anayasal laiklik ilkesi açıkça ihlal ediliyor.

Teklifte 24. Madde’ye eklenmesi önerilen 2. Fıkra ise şu düzenlemeyi içeriyor:

“Hiçbir kadın; dini inancı sebebiyle başını örtmesi ve tercih ettiği kıyafetinden dolayı eğitim ve öğrenim, çalışma, seçme, seçilme, siyasi faaliyette bulunma, kamu hizmetlerine girme ile diğer herhangi bir temel hak ve hürriyeti kullanmaktan ya da kamu veya özel kesim tarafından sunulan mal ve hizmetlerden yararlanmaktan hiçbir surette yoksun bırakılamaz. Alınan veya verilen bir hizmetin gereği olan kıyafet söz konusu olduğunda Devlet, ancak dini inancı sebebiyle kadının başını örtmesini ve tercih ettiği kıyafetini hiçbir surette engellememek şartıyla gerekli tedbirleri alabilir."

Bu teklif ile;

Laiklik ilkesi sadece din, inanç ve ibadet özgürlüğüne daraltılıyor ve ilkenin eşit önemdeki diğer unsuru olan dinin devlet işlerine ve politikaya karıştırılamayacağı hükmünü ihlal ediyor. Teklifin genel gerekçesinde, laiklik ilkesi “her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dini inançlarından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tâbi kılınmaması anlamına gelir” şeklinde tanımlanarak, bunun devlete verdiği negatif yükümlülüğe atıf yapılıyor. Laiklik ilkesinin en önemli unsuru olan devlet ve din işlerinin birbirinden ayrılmasına dair ise herhangi bir referans verilmiyor. Dahası, “dini inancı sebebiyle” “kadının başını örtmesi” gibi ibarelerle devletin belli bir dinin yorumlarıyla yapacağı düzenlemeler Anayasa’ya sokuluyor. Oysa, Anayasa’nın Başlangıç kısmında “lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı” ifadesi yer alıyor. Bu haliyle, laiklik ilkesi en önemli anlamından ve unsurundan koparılmış olarak bir Anayasa metnine giriyor.

Kadınların dini kıyafetlerini sadece bir dini inancı ve hatta o inancın bir yorumunu referans alarak yapıyor ve diğer inançlara karşı ayrımcılık oluşturduğu gibi Anayasal laiklik ilkesini de ihlal ediyor.

‘KIZ ÇOCUKLARININ DİNİ KIYAFETLE OKULLAŞTIRILMASININ ÖNÜ AÇILIYOR’

Teklifte yaş belirtilmediği için kadınların dini kıyafetlerinin “hiçbir surette engellenememesi” ibaresinin kız çocuklarının da peçe ve burka dahil dini kıyafetlerle okullaştırılmasının da önünü açıyor.

‘ANAYASA ELİYLE AYRIMCILIK KURUMLAŞTIRIYOR’

Anayasa’nın 41. Maddesine yönelik değişiklik önerisi; kadınları baskı altına alma, eşitsizlikleri, ayrımcılığı ve nefret söylemini meşrulaştırma teklifidir.

Teklif ile 41. maddenin adına “evlilik birliği” eklenmesi yapılmakta ve 1.Fıkrası’nın şu şekilde düzenlenmesi teklif edilmektedir: Aile Türk toplumunun temelidir. Evlilik birliği, ancak kadın ile erkeğin evlenmesiyle kurulabilir ve…”

Bu teklif, Medeni Yasa’nın evlilikle ilgili maddelerinin lağvedilmesi ve erkek çokeşliliğinin önünü açma riskini barındırmaktadır, çünkü:

LGBTİ+ evlilikler yasaklanarak evlilik eşitliği ve çeşitliliğine karşı Anayasal bir yasak getiriliyor. Anayasa eliyle ayrımcılık kurumlaştırıyor.

LGBTİ+ varoluşunu yok sayan, LGBTİ+’lara karşı yaratılan ve tırmandırılan düşmanlığı kalıcı hale getirme ve halkın bir kesimini göz göre göre şiddet ve ayrımcılıkla örülü bir hayata mahkum etme girişimi anlamına geliyor.

Bilgilendirme notunun tamamına erişmek için tıklayın.

DAHA FAZLA