Erivan’da “kadife devrim” mi yoksa liberal reform mu?

Erivan’da “kadife devrim” mi yoksa liberal reform mu?

Geçtiğimiz günlerde yaşanan sokak hareketlerinden ve Başbakan'ın istifasının ardından Ermenistan... Söz konusu olan bir kadife devrim mi, yoksa liberal reform mu?

Ermenistan küçük bir ülke. 1990’da üç milyon olan nüfus bugün resmi olarak 3.5 milyon ancak fiili nüfusun daha az olduğu tahmin ediliyor. SSCB zamanında nüfusunun %90’dan fazlası Ermeniydi. Yani SSCB’yi oluşturan cumhuriyetler içinde etnik açıdan en monolitik olanıydı. Ermenistan’ın bir özelliği de daha SSCB zamanında, özellikle Gorbaçov döneminde gölge ekonominin, karaborsacıların ve illegal atölyelerin belki de en güçlü olduğu cumhuriyet olmasıydı. Açıkçası Ermenistan’ın doğmakta olan burjuvazisi daha Gorbaçov döneminde dişlerini göstermeye başlamıştı. Bununla birlikte Sovyet döneminde Ermenistan’da makine, kimya ve metalurji sanayileri gelişmişti ve Ermenistan bir sanayi ülkesiydi.

Bağımsızlık sonrası bütün eski Sovyet ülkelerinde olduğu gibi Ermenistan da büyük bir ekonomik yıkım yaşadı. Kapitalizme geçtikten sonra fabrikalar yağmalandı ve harabeye döndü. SSCB pazarına mal üreten fabrikalar artık mallarını satamaz oldular. Karabağ savaşı durumu daha da kötüleştirdi. Karabağ askeri kliği ülkenin yönetimini ele aldı. Bunlar halkın çektiği ekonomik sıkıntıları da bu sayede meşrulaştırdılar. Nitekim son on yıldır iktidarda olup geçende istifa eden Serj Sargisyan bu kliğe mensuptu. Bu oligarşik klik ülkede mafyatik bir tekel sistemi kurdu. Оligarklar parlamentoda ve hükümette aracı kullanmaya gerek görmeksizin doğrudan kendileri oturuyorlar. Her bakan ve başbakan aynı zamanda tanınmış bir oligark. Bunlar ülkedeki her türlü ekonomik faaliyeti aralarında bölüşmüş durumdalar ve bunlara komisyon ya da ortaklık vermeden kimse büyük çapta ticaret yapamıyor. Örneğin her türlü malın ithalatında tekeller kurdular. Nitekim muhalefetin taleplerinin başında bu ithalat tekellerinin dağıtılması ve ticaretin liberalleştirilmesi geliyor. Ermenistan’da seçimlerde halkın oyunu alenen sattığı da bilinen bir gerçek. Ortada oligarşik kapitalist düzene alternatif bir parti olmadığı için seçmenler partiler arasında bir fark görmüyorlar ve en çok parayı verene oy veriyorlar. Ancak görünen o ki halk da artık bıktı ve bir şeylerin değişmesini istiyor. Putin’in iki kez başkanlık yaptıktan sonra anayasayı değiştirmek yerine bir dönem başbakanlık yapmasını kısmen taklit eden Sargisyan, parlamenter sisteme geçip bu kez de başbakan olarak ülkeyi yönetmek istedi. Ancak tepkiler artınca halen anlaşılmayan bir sebepten dolayı istifa etti. Muhalefet lideri Nikol Paşinyan’ın arkasında kim olduğu merak edilen bir durum. Rus medyasında ABD olduğu yazılıyor. ABD’nin Ermenistan’daki diplomatik personel sayısı 2.500. Herhangi bir doğal zenginliği olmayan bu küçük ülkedeki bu büyük diplomat ordusunun hikmeti nedir? Acaba ülkedeki Rus askeri üssü olabilir mi? Paşinyan’ın daha çok AB yanlısı olduğu bilinmekle birlikte, Ermenistan’da iktidara kim gelirse gelsin Rusya ile Batı’yı dengelemek zorunda olduğu ve ikisinden birini açıkça tercih edemeyeceği de bilinen bir gerçek. Nitekim Paşinyan da jeopolitik anlamda bir değişiklik düşünmediklerini belirtti. Sarkisyan istifa etmiş olsa bile partisi hala mecliste ve bürokraside güçlü. Dolayısıyla iktidar mücadelesinde henüz sonuç belli değil.

Oligarşik Rusya’nın parlamentosu Duma’da Züganov’un sözde komünist partisinden Leonid Kalaşnikov’un başkanlık ettiği BDT işleri komitesi üyeleri Erivan’a gelerek parlamentoda görüşmeler yaptılar. Kuşkusuz Rusya Ermenistan’da Rusya aleyhine bir değişim olup olmayacağını ve Ermenistan’ın Ukrayna gibi olup olmayacağını yakından takip ediyor. Ukrayna’da Leonid Kuçma benzer şekilde bir parlamenter sisteme geçişte iktidardan olmuştu.

Sonuç olarak Ermenistan’da halkın kabaran öfkesinin üstünde oligarşinin liberal kanadı yükseliyor. Ancak Ermenistan halkı onların da çözüm olmadığını görecek.